Mini-dizilerin de birinci sınıf yıldızı Nicole Kidman, Big Little Lies ve The Undoing’den sonra yine bir mini diziyle ekranlarımızı aydınlatacağını duyurduğunda karantina günlerinde bir mutluluk sebebi daha bulmuştuk. Karantina bitti, dizi çekildi ilk 4 bölümü izledik. İzleyenler genel olarak aynı şeyi hissediyor: Galiba eksik birşeyler var?
Liane Moriarty’nin 2018 tarihli aynı adlı romanından uyarlanan dizinin yaratıcısı David E. Kelley. Hikaye ters köşelerinin, gizemin, türler arası geçişlerin türlü örneğini şimdiye kadar yansıttığı büyük hitlerini düşününce Nine Perfect Strangers için de beklentiler arşa çıkıyor.
Tranquillum adlı “wellness” merkezinin travma yüklü 9 konuğunun 10 günlük iyileşme sürecinde kaç günü geri bıraktık sayamıyorum. Çünkü 4 bölüm oldu ve hala aradığım aksiyonu göremiyorum. Yine de sonuna kadar izleyeceğim.
Nicole Kidman, Melissa McCarthy, Michael Shannon her sahnede döktürüyor. Kadro hikayeyi götürüyor ama hikayenin gidebileceği yer izleyiciyi şimdilik yükseltmiyor.
Karakterlerin ve olay örgüsünün atılan düğümlerini beklerken çeşitli konularda biraz aydınlanma, hislenme, farkındalık yakalama çabasına giriyorum. O da olmuyor. Kahvaltı smoothie’lerinin hazırlık aşamasında (ki çok güzel çekilmiş) yine başa dönmüş gibi hissediyorum.
Tüm platformların yarışı, sinemada büyülendiğimiz hemen herkesin beyaz ekrana teşrifi derken dizi tüketicisi olarak bizim de beklentimiz yükseldi, hayal kırıklığı eşiğimiz düştü. Nine Perfect Strangers, daha önce hem kamera önünde hem de arkasında birlikte çalışmış, işin matematiğini tutturmuş kişilerin elinden çıktı. Kimseden geçer not alamamasının bir sebebi de yayın zamanı.
HBO’nun derin ve iddialı The White Lotus’u bir resort’ta birbirini tanımayan fakat her biri ayrı duygusal yüküyle tatile çıkmış yabancıların hikayesini birbirine dirsek temasıyla, ağır satirik öğelerle ve mis gibi bir ters köşe finalle işledi. Kısa süre sonra dokuz kusursuz yabancının Tranquillium adlı merkezde Masha (Nicole Kidman) adlı karakterin gizemli tedavileriyle iyileşme sürecini izlemeye başladığımızda vaat edilen doğaüstü gizemle belli bir süre geçmesine rağmen hala gizem olarak kalıyor. Bir the The White Lotus’taki aşırı gerçekçilik gibi bir karşılık bulamayınca bu kadar yeteneğin bir araya geldiği yapım ne yazıktır “sığ” kalıyor.
Uzun giriş aşamasından ve çeşitli düğümlerden sonra hala birçok teori gerçeğe dönüşebilir. Bu dokuz yabancı, gizemli tedavi merkezinden sağ çıkabilecek mi? İyileştiren ve adeta bir melek, doğa üstü bir güç gibi her planda süzülen Masha yeni nesil bir pazarlama harikası mı yoksa şaşırtıcı derecede başarılı bir şifacı mı?
Üzgünüm, soruları biraz basit tutuyorum çünkü henüz dizinin öyle derinden bir etkisini hissetmedim, hissedebileni duymadım. Şu olasılık için hala inancım var: Bir mini dizi için bu kadar yetenek bir araya toplandıysa mutlaka çok iyi bir yere bağlanacak ve şimdiye kadar fark edilmeyen gizli referanslarla “vay be demek fark edememişiz” dedirten çözüm sahneleri birbirini kovalayacak. Şimdilik performansların ve güzel çekimlerin keyfiyle izlemeye devam ediyorum.
MÜKEMMEL DİZİ NASIL YAPILIR ÖRNEK: SUCCESSION
