Çocuk kalmanın en temelinde, oyuncaktan vazgeçememek vardır. İşte Peter Pan sendromlu hobi de bu oyuncaklar üzerine. Oyuncak dediğimize bakmayın; aslında sanat eseri gibi figürler. Üretim adetleri, ölçekleri, yapımlarında kullanılan malzemeler, figürlerin kıyafetleri, saçları gibi detaylarıyla değer biçiliyor bu figürlere. Çeşitli film, tarih, çizgi roman vs karakterlerine yeniden hayat veren, gitgide büyüyen ve sosyal hayata yerleşen bir sektör.
Figür koleksiyonculuğu çok bağımlılık yaratan bir hobi.
Kumaş kostümlü 1/6 ölçekli Superman’i almak seni durduramaz, life size, kumaş kostümlü olanı almadan uyuyamazsın.
Albus Dumbledore’un asasını yakalayabilmiş olmak seni kesmez, Harry Potter’ın Quidditch oyunundaki Maşesap 79 süpürgesini kovalarsın.
Darth Vader’ın 1/10 PVC heykeli senin olsa da, ½ ölçekli, polystone malzemeli olanı ne zaman koleksiyona katabileceğini hayal edersin.
Figürleri aldın ama sergileyeceğin yer de önemli. Genellikle evin, ofisin baş köşesinde yer alırlar; cam vitrinlerde, spotlarla ışıklandırılırlar. Akşamları seversin figürlerini, tozlarını alır ellersin, uzun uzun bakarsın. Ben bu hobiye başlayacağım diyenler, evini kimle paylaşıyorsa, onunla el sıkışmadan bu işe başlamasın. Yayıldıkça yayılan, bayıldıkça bayılacağınız, tutkuyla bağlanacağınız, çocuğunuz gibi seveceğiniz figürleri almak için İstanbul’da birkaç alternatif var. Bu yerlerin sahipleri de genellikle figür koleksiyoncusu. Alışveriş etmek kadar, onlarla sohbet için de bu mekanlar ziyaret ediliyor. Caddebostan’daki POW’a giderseniz, çalışanlarla sohbet etmeyi, mağazanın içindeki Pow Break’de süper kahramanlı cup cake’ler eşliğinde kahvenizi içmeyi, çizgi romanları kurcalamayı ihmal etmeyin. Hobinizle sosyalleşin. Bu arada hiç büyümeyin.