Elimde tek gecelik bavulumla küçük havaalanının çıkışında bekliyorum. Kıbrıs çok sıcak, yazın daha da sıcak. Doğası gereği direksiyonu sağda olan bir araç kapıya yanaşıyor ve diğer amatörlerle birlikte otele doğru yola çıkıyoruz. Gece yarısını biraz geçe, asla küçük olmayan bir sarayı andıran oteldeki odama yerleşiyorum. Şampiyonların kaldığı odalara kıyasla daha ufak tefek olsa da çok şık ve rahat. Zaten milyon dolarlık oyuncularla rekabette gözüm yok.
Girne’nin biraz dışındaki Merit Crystal Cove Hotel’de düzenlenen World Poker Tour (WPT) için adadayız. WPT dünyanın en büyük poker organizasyonu ve Las Vegas’tan Karayipler’e kadar birçok farklı ve harika şehirde gerçekleşiyor. Girne turnuvanın yeni katılımcıları arasında yer alıyor ama şimdiden şampiyonların favorileri arasında. Nedeni basit: Burada turnuvaya katılmak şampiyon olmasanız bile krallar gibi ağırlanacağınız ve eğer kalabalıksanız etrafınızdakilerin şahane bir tatil yapacağı anlamına geliyor.
Yeni bir dönem
Bildiğiniz gibi poker bir kart oyunu ve aslına bakarsanız artık karanlık, dumanlı bodrum katlarında milyonlar kazanmak ya da kaybetmek için oynanmıyor. Şans faktörü oyunun kaderinde etkili olsa da soğukkanlılık, psikoloji ve strateji bu oyunun galibini belirliyor. Başka bir deyişle, bu oyunu rakipleriniz üzerine oynamayı biliyorsanız, elinizdeki kartları hiç açmadan bile kazanmanız mümkün.
Poker “kumarbaz” kimliğini aslen 1900’lerin başında ortaya çıkan, ancak 80’lerden itibaren büyük popülarite kazanan Texas Hold’em sistemiyle kaybetmiş. 2002 yılında düzenlenmeye başlanan ve Texas Hold’em kurallarına göre gerçekleşen karşılaşmalardan oluşan WPT’da profesyonel oyuncular sanıldığı gibi iskambil destesini havalarda uçuşturan, ağzından puro ve küfür eksik olmayan karanlık tipler değil. Aksine iyi aydınlatılmış ve havalandırılmış turnuva salonunda sessiz bir balo havası var.
Yazının tamamı ve çok daha fazlası GQ Türkiye Ekim sayısında ve GQ Türkiye iPad edisyonunda...
