"Ben bir tamirciyim"
Röportaj

"Ben bir tamirciyim"

Stilini tek kelimeyle açıklıyor: rahatlık. Ozan Doğulu, renk seçmiyor, alışverişe bayılıyor, giyinirken müzikten ilham alıyor.

Çekimler mesir macunu değil, uzadıkça tatsızlaşır. Ekip yorulur, ışık sanki başlangıçtaki parlaklığını kaybeder, çaylar soğur, sular ısınır filan... Ama bu işte en çok yorulan hep “çekilen”dir. Soyunur, giyinir, pudralanır, oraya bakar, buraya bakar, elini cebine sokar, su içer, bekler; derken “Bitse de gitsek” bakışını takınır. Ozan Doğulu ise sanırız “bir çekimde görüp görebileceğimiz en güler yüzlü adam” olarak tarihe geçer. “Sırrı nedir bu sinirleri aldırmış halin?” derseniz cevabı şu: “Ben hep böyleyimdir. Hiç öfkelenmem. Hayata hep pozitif bakarım. Bir de yorgunluğa o kadar alışkınım ki, yorulmadığımda bir tuhaflık olduğunu hissediyor bedenim.”

“Yorulmak” dediği şey, sekiz saat mesai sonrası televizyon karşısında bira içerken uyuyakalmak değil. Deli bir koşturmaca. Son bir haftasını pazartesi, salı, çarşamba diye değil Trabzon, Bursa, Antalya diye sayıyor. Bu yaz yaptığı kilometreyle dünyanın çevresinde bir değil, hakikaten üç tur atılır.

Bu atom karınca halin mazotu... Egzotik bir meyve, üç doktorun dört gecede hazırladığı bir karışım filan diyecek diye bekliyorsunuz ama değil. Sır, bildiğimiz yumurta. “Her sabah altı yumurtanın beyazıyla omlet yapıyorum kendime. Balık delisiyim. Her gün balık yerim. Taze meyve, sebze yerim. Çok fazla protein alıyorum. Bir de tabii son zamanlarda özel bir program uyguladım, çok spor yaptım. Madem bedenimi yoruyorum, ona iyi bakmam lazım.”

Röportajın tamamı GQ Türkiye Ekim sayısının hediyesi GQ Style ekinde...

İZLE
Ezgi Karayel ile Minimal Avangarttan Serbest Düşüşe
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası