Şarkıları ve Sesiyle Büyülü Bir Dünyanın Kapılarını Açan Oh Land
Röportaj

Şarkıları ve Sesiyle Büyülü Bir Dünyanın Kapılarını Açan Oh Land

Güzel, yetenekli ve mütevazi müzisyen Nanna, bizim onu bildiğimiz sahne adıyla Oh Land ile 20 Temmuz'da sahne alacağı One Love İstanbul öncesi keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Güzel, yetenekli ve mütevazi müzisyen Nanna, bizim onu bildiğimiz sahne adıyla Oh Land ile 20 Temmuz'da sahne alacağı One Love İstanbul öncesi keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. 

 

Bize biraz Nanna’dan bahseder misin? Sahnede olmadığında kimdir? Günlük hayatında neler yapar?

Günlük hayatımda zamanımı; müzik yaparak, yazarak, üreterek, sergileyerek aynı zamanda üç yaşındaki çocuğuma pancake hazırlayarak ve ona annelik yaparak geçiriyorum. 

 

Nasıl ve ne zaman müzikle uğraşmaya ve şarkı söylemeye başladın?

Zaten her zaman müziğe ilgiliydim ve kendimi duygusal olarak zor durumlarda hissettiğimde kendimi müzik yoluyla iyileştirmeye çalışırdım. Şarkı söyleyerek derdimi anlatmak benim için her zaman konuşmaktan çok daha kolay oldu. 

 

Zamanında balerin olmaya kararlıydın yanlış hatırlamıyorsam. Neden ve nasıl dans kariyerinden vazgeçtin?

On dokuz yaşımda ciddi şekilde sırtımı incittim. O zaman müzisyen olmayı düşünmüyordum ve hayalimden vazgeçmek zorunda olduğum için çok üzgündüm. Bu zor dönemi yine müzik yardımıyla aşmaya çalışırken hayatımın rotası değişti. 

 

Adrenalin ve özgürlük senin için ne demek?

Adrenalin korktuğun bir şeyin üstesinden gelmek demek. 15.000 kişinin önünde sahneye çıkmak gibi… Öyle bir kalabalığın önünde sahne almak inanın çok korkutucu bir şey. Ancak başardığınızda ve iyi bir iş çıkardığınızda size çok özel bir his veriyor. Özgürlükse dürüst olmak, yaptığınız şeyler ve aldığınız kararlar için yargılanmamak demek. 

 

Türkiyede bu kadar çok sevilmen hakkında ne düşünüyorsun? İstanbuldaki zamanın nasıl geçiyor?

İstanbul’u çok seviyorum. Doğu ve Batı kültürlerinin bir arada bulunduğu özel bir yer. Karşılıklı bir sevgimiz olduğunu düşünüyorum.  

 

İstanbul'da en sevdiğin şeyler?

Şiş kebabı çok seviyorum. İnsanlar da çok sıcak ve iyiler.

 

Kendi müziğinizi nasıl tarif edersin?

Peri masalları, gerçekçilik ve kırık kalplerin sime batırılmış hali!

 

Aslında Danimarkalısın ve on yıl New York’da yaşadın. Daha sonra çocuğun oldu ve eşinden ayrıldın, şimdi de tekrar Danimarka’da yaşıyorsun. Özel hayatının ve İşinin bu değişimden ne kadar etkilendiğini tahmin etmek güç değil. Hayatının bu dönemiyle ilgili neler hissediyorsun? Müziğinin de nasıl değiştiğinden bahsedebilir misin?

Benim yaşadığım gibi büyük değişimlerde zaman en yakın arkadaşınızdır. Ben bu süreçte kendimi her gün değişime daha da alışmış buldum. Her şeyin bir sebebi olduğuna ve o sebebi bulmanın zaman gerektirdiğine inandım. Zaman içinde yaşadıklarım şarkılarımın samimiyetini ve sesimi de değiştirdi. Daha doğal ve yalın şeyler üretmeye başladım.  

 

Şarkı sözlerini nasıl yazdığını paylaşabilir misin?

Her şarkıda değişen bir üretim sürecim var. Genelde aile ve arkadaşlarım etrafımdayken dikkatim çok dağılıyor. Üretmek istediğimde etrafımdaki çoğu şey benim için rahatsız edici oluyor. O nedenle kendi kendime kalmayı tercih ediyorum. Müzik benim için yarattığımda nefes alabildiğim ve kendimi bulduğum çok büyük bir duygusal zemin. Bu yüzden yalnızlık iyi geliyor. 

 

Gösteri sırasında başa bir dünyaya giriyor musun? Eğer öyleyse bana biraz o dünyayı anlatır mısın?

Sahnedeyken müziğin kaynağına bağlanıyorum ve anı yaşıyorum. Dört yaşında bir çocuğun oynadığı oyuna konsantre olması gibi düşünebilirsiniz. 

 

Beraber sahne almak için birini seçseydin kimi seçerdin?

James Blake. Sesi inanılmaz, çok metinsel ve duygusal.

 

En büyük ilham kaynağın kim veya ne?

Doğa! Dürüst ve gerçek olmam için bana çok ilham veriyor. Doğada gördüğüm acımasızlık beni devamlı olarak hayatı sorgulamaya ve bu döngünün nasıl devam ettiğini düşünmeye itiyor. Tüm bunları düşünürken de kafamda dönen her şeyden uzaklaşıyorum. 

 

Bu yıl yaşadığın, müzik ile ilgili en büyük zorluk neydi?

Çok duygusal olan şarkılarımı canlı söylemek. Ama söylediğim anda şarkılar dinleyicilerin oluyor, bana ait kalmıyor.

 

Sakinleşmek ve kafanı dağıtmak için ne yaparsın?

Yüzerim! Su içinde bulunmaya ve orada rahatlamaya bayılıyorum. Kafamı boşaltıyor ve sanki evrende yüzüyor gibi hissediyorum.

 

En sevdiğin şarkın nedir?

Open!

 

Gelecek hakkında neyi hayal edersin?

Denize yakın yaşamanın hayalini kuruyorum. Suya yakın olmak istiyorum. 



İZLE
Az Nota ve Sözle Çok Duygu Vermek: Evrencan Gündüz
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası