GQ Türkiye ile Cumadan Pazara: Ayvalık & Cunda
Travel

GQ Türkiye ile Cumadan Pazara: Ayvalık & Cunda

Ayvalık & Cunda için cumadan pazara bir rehber: Nerede kalınır? Nerede yenir? Uğramadan, yapılmadan dönülmemesi gerekenler ile birlikteen keyifli hafta sonu planı Ayşegül Savur Özgen'in yazısında.

Hafta boyunca şehir hayatından bunalanlar için hem uzak hem yakın bir destinasyon Avyalık ve Cunda... İstanbul’da yaşıyorsanız, otomobilinize binip kontağı çevirmenizle, film seti gibi bir atmosfere, eşsiz lezzetlere ve ilahi manzaralara ışınlanmanız arasında sadece birkaç saat var. Üstelik zeytin hasadının da tam vakti. 

 

20.00: Otele Yerleşme

İlk gecenizi Cunda’ya ayıralım. Cunda ya da bir başka adıyla Alibey Adası, Ayvalık açıklarındaki 22 adadan sadece biri. Ada, Ayvalık’ın merkezine çok yakın olduğu için ‘Türkiye’nin ilk Boğaz Köprüsü’ olarak bilinen (üzerindeki tabelada da hâlâ böyle yazıyor) küçük bir köprü ve yolla anakaraya bağlanmış. Üzerinde yerleşim olan tek Ayvalık adası burası. Gerek Ayvalık, gerekse Cunda, Rum mimarisinin izlerini günümüze kadar taşımış. Daracık sokaklar, sırt sırta vermiş eski Rum binaları ve neredeyse her birinin önünde fotoğraf çektirmek isteyeceğiniz muhteşem kapılar... 

İrili, ufaklı konaklama seçeneklerinin arasında size özel bir tavsiyemiz var: Cunda Despot Evi. Adıyla bile yeteri kadar ilgi toplayan bu otel, hikâyesiyle ve bugün geçirdiği restorasyonla farklı bir deneyim vaat ediyor. Adını merak eden çok. Neden Despot Evi? Çünkü bu yapı, 1862’de bir Yunan Despot (din adamı) tarafından yaptırılmış. Despot’un ölümünden sonra da (1877) Osmanlı Devleti binayı Sine Kilisesi’nden satın alarak Hükümet Binası olarak kullanmaya başlamış. Cumhuriyet döneminde ise mübadeleyle gelen Türk çocuklarına hem okul hem de yetimhane olarak hizmet vermiş. 1980’den sonra yurt yeni yerine taşınınca, bu bina için depremler, yangınlar ve yağmalamalarla dolu yıllar başlamış. Ta ki iş insanı İsmail Polat 2015’te burayı 49 yıllığına kiralayıp, turizme kazandırmak üzere esaslı bir restorasyondan geçirene kadar. 

Otel geçirdiği büyük değişimin ya da aslına dönmesinin ardından 2019’da 28 odasıyla hizmete açıldı. Bahçesine kullanışlı bir havuz yapıldı, yerin altına Yund SPA kuruldu. Binanın yapıldığı yıla atfen 1862 adı verilen restoran da hizmete girdi. Restoranın şefliği deneyimli bir isim olan Fırat Siriş’e emanet edildi. 

Bir zamanlar çocukların sınıfları olan odanıza geçmişin hayalleri arasında yerleştikten sonra, midenizi Fırat şefin elinden çıkma lezzetlere emanet edebilirsiniz. İster meze ve balık ikilisine takılın, ister yöre otlarıyla hazırlanmış pizzalara dalın, ister dünya mutfağından seçimler yapın.

Cunda’da Despot Evi’nin yanı sıra Mola Otel, Fora Otel, YundAntik Cunda Konakları, Labris Hotel gibi seçenekleri de konaklama için değerlendirebilirsiniz. Konaklama için Ayvalık’ı tercih edenler için ise Sızmahan Otel, Bacacan Otel, Macaron Konağı ve Murat Reis Otel güzel seçenekler. 

Adres:

Cunda Despot EviMithatpaşa MahMektep Sk. N:2/2, 10400 Cunda

 

CUMARTESİ / CUNDA 

 

ayvalık-taş-kahve

 

09.00 : Mutlu bir kahvaltı

Kahvaltınızı kaldığınız otelde yapabilirsiniz ama “Değişiklik olsun” derseniz, sizi kahvaltının Cunda’daki en klasik adresi Taş Kahve’ye alalım. Tarihi kahve evinin zeytinyağı içinde yüzen yumurtası meşhur. Yüksek tavanlı mekânın renkli camlarından içeri sızan ışık, güzel oyunlar yapar. Fotoğraf çekmeye, Instagram’ayüklemelere doyamazsınız. Cunda’da kahvaltı için bir başka güzel adres de sevimli avlusuyla sizi mıknatıs gibi kendisine çeken Sade Kahve. Ya da Karadeniz Pastanesi’nden güzel sakızlı, portakallı kurabiyeler alın. Oturun bir yere çay söyleyin kendinize… Bundan alâsımı olur?

Adres:

Taş KahveSahil Boyu No:20, 10405, Cunda

SadeNamık Kemal MahÇarşı Cad. No:16Cunda

 

11.00: Cunda pazarı

Cumartesi günleri Cunda’nın küçücük meydanında kurulan pazar, sizi dünyanın en mutlu insanı yapabilir. Tezgah sayısı azdır ama mevsimine göre Ege’nin en güzel lezzetlerini birkaç adımda bulursunuz. Onlarca çeşidi bir arada sunan zeytinci de aklınızı başınızdan alabilir. 

 

12.00: Tekne gezisi 

Artık sonbahardayız ama hava şartları elveriyorsa, Cunda sahilinde dizi dizi bekleyen teknelerin kaptanlarıyla görüşüp adalar arasında bir gezintiye çıkmanızı kim engelleyebilir? Konaklama için Cunda Despot Evi’ni seçtiyseniz, otel kendi teknesiyle zaten hizmetinizde.

16.00: Müze ve yel değirmeni

Onarılarak Rahmi Koç Müzesi’ne dönüştürülen Taksiyarhis Kilisesi ile Cunda’ya panoramik bir bakış atabileceğiniz Aşıklar Tepesi’ndeki yel değirmenini mutlaka görün. Yine Koç ailesi tarafından restore ettirilen bu yel değirmeninin yanındaki Agios Yannis Kilisesi bugün Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı olarak hizmet veriyor. Kiliseden dönüştürülen bu küçücük ve büyüleyici mekân, hayatınızda göreceğiniz en enteresan kütüphane olabilir. Değirmenin kafesinde de Cunda manzarası eşliğinde soluklanabilirsiniz. 

Adres: 

Taksiyarhis Kilisesi: İsmetpaşa Mahallesi, Arası, Mareşal Fevzi Çakmak Cd. 11. Sk., 10400 

Sevim ve Necdet Kent KitaplığıNamık Kemal, AgiosYaninis Kilisesi, 10405 

 

18.00: Zeytinyağının peşinde 

Mevsim itibariyle zeytin hasadı dönemindeyiz. Malum Ayvalık da zeytinyağıyla meşhur. Özgün, Evliyazade, Has Ada, Kürşat, Thomas Kesebir gibi ünlü zeytinyağcıların hepsinin Cunda’da mağazası var. Hazır erken hasat zeytinyağları çıkmışken, mis gibi yağ kokusunu içinize çeke çeke tadım yapın. Hem evinize, hem eşe dosta şişe şişe zeytinyağı alın. 

 

20.00: Yemekte nereyi seçmeli?

Bay Nihat, Cunda Meze Dünyası, Deniz Restoran, Körfez Restoran meze-balıkçılar arasında eski ve bilinenler. Sahilin daha sakin bir bölgesinde, denize uzanan iskelesi ve eşsiz lezzetleriyle Teos, diğerlerine göre daha havalı ve şık. Ancak yaz sonu sezonu kapattılar. Cunda’ya yazın gelirseniz aklınızda olsun. Ege mutfağının yanı sıra dünya mutfağını da başarıyla sunan Uno, kaliteli işletmesiyle, Cunda’nın vazgeçilmezi. Ege yemeklerine kendi yorumlarını katan Ayna da bir Cunda klasiği… Lavantalı cheesecake’ini yemeden dönmeyin. Akşam yemeğinde tatlı almasanız iyi olur çünkü dışarı çıktığınızda, dondurma ve lokma satan mekânların iştah açıcı çağrılarına direnemeyebilirsiniz. 

 

 

 

10.00: Ara sokaklarda yürüyüş

Ayvalık merkezde deniz boyu devam eden ana caddenin arkasında sizi harika sokaklar ve evler bekliyor. Barbaros Caddesi’nin başından yürüye yürüye devam ederseniz, hem bu dokunun tadını çıkarırsınız hem de yol boyu mağazalara, kafelere, sanat atölyelerine uğrama şansınız olur. Örneğin, seramiklere meraklıysanız İspanyolunAtölyesi’ni kaçırmayın. Macaron Mahallesi’nin tam ortasında çardak gölgesi altındaki geleneksel kahvelerde karadut suyu, koruk suyu gibi yöresel tatlarla serinlemek adetten. Bu kahvelere göre daha yeni olan Macaron Muhallebicisi’nin tatlıları da içerideki atmosfer de harika. Bu yol boyunca antikacılar, sanat atölyeleri, üçüncü nesil kahve yapan yeni kafeler size eşlik edecek. 

 

13.00: Ayvalık tostundan, makarnaya 

Çeşme’nin kumrusu, Ayvalık’ın tostu... Sahile inen Talat Paşa Caddesi’ndeki Sultan Fast Food tost tutkunlarını memnun edecektir. Küçücük bir mekânda kısa sürede şöhreti yakalayan Tipota Makarna’da ise kendinizi Avrupa’da gibi hissedebilirsiniz. Çarşı içindeki Paşa Çorbacısı çorbaları ve zeytinyağlıları ile ev yemeği sevenlere göre. 

 

14.30: Keşif ve Alışveriş 

Ayvalık’ın merkezindeki Taksiyarhis Kilisesi, Saatli Cami, Ayvalık Ayazması görülmesi gereken yerlerden. Bu gezi sırasında Ayvalık Çarşı’daki kendisi küçük, şöhreti büyük Demirli Mandırası’na ya da pazarın içindeki Darbuka Kardeşler’e uğrayıp bol bol peynir alabilirsiniz. Balıkesir’in, Türkiye’nin en bol peynir çeşidine sahip şehri olduğunu biliyor muydunuz? Öğleden sonra İmren Pastanesi’ne gidip, lor tatlısı ve yanında limonata söyleyin. İmren Pastanesi sizi geçmişin saf, güzel günlerine götürür. 

 

17.00: Cennet gibi bir bahçe

Macaron Konağı’nın hemen altındaki Artizan Bakkal’da, kaliteli ve çeşitli unlarla artizan ekmekler yapılıyor. Ekmek almasanız da olur; mutlaka içeri girin ve dükkanın içinden yürümeye devam edin. Karşınıza bir anda “Cennete mi geldim” dedirtecek bir bahçe çıkacak. Macaron Konağı’nın bu güzeller güzeli bahçesinde soluklanın. Muhteşem nar ağacının ve çeşit çeşit çiçeğin keyfini çıkarın. Cafe Caramel ve Kvcii de şiddetle tavsiye edilir. 

 

19.00: Gün batımı ritüeli

“Ayvalık” denince akla ilk gelenlerden biri efsane gün batımlarıdır. O yüzden mutlaka kendinize günü batıracak güzel bir nokta seçin. Şeytan Sofrası bunun için ideal. Buradan Ayvalık’a, Ayvalık adalarına, girintili çıkıntılı koylara ve karşısındaki Midilli adasına gün batımında bakarken, ilahi bir gücü iliklerinize kadar hissedersiniz. Üstelik yola erken çıkarsanız, Boşnak köyü Küçükköy’e de uğrama şansınız olur. Son yıllarda sanatçıların arka arkaya atölye açtığı Küçükköy, sanat ortamı ile Boşnak kültürünü bir arada sunuyor. Caminin yanında, çınar altına kurulu köy kahvesine oturup, çevredeki Boşnak börekçisinden taze çıkmış patlıcanlı börek söyleyin. Ve tabii ki köyün ara sokaklarında yürüyün. Gün batımı için başka ünlü nokta ise Cennet Tepesi. Burada bir tesis yok, otomobili çekip tepeden Ayvalık ve Cunda’yı izliyorsunuz. Manzara müthiş!

 

20.30: Akşam yemeği seçenekleri 

Bu saatler itibariyle program yapmak sizin akşam yemeğini ne kadar geciktirebileceğinize kalıyor. “Yemeğe, gün batımını sonuna kadar izledikten sonra gideceğim” derseniz 21.00’den önce sofraya oturamazsınız. Ya da Ayvalık’taki Deniz Yıldızı gibi sahildeki restoranlardan yer ayırtıp, gün batımını da orada yapacaksınız. Onlarca çeşit mezesiyle Tik Mustafa, Şimdi Rum Meyhanesi otantik yerler. Özellikle Tik Mustafa, “Ayvalık” denince ilk akla gelenlerden.

 

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası