İnsanlık durmadan ilerliyor diyenler fena halde yanılıyor. İfade araçlarımızın gelişme seyri bu iddiayı yalanlıyor en azından. Düşündüklerimizi kaydedelim diye önce çivi yazısı ve hiyeroglif gibi resim-yazılar (piktogramlar) icat ettik. Sonra bu ilkel yazıları geliştirdik, resim-harflerin çağrıştırdıklarıyla (ideogramlar) ifade kabiliyetimizi güçlendirmeye çalıştık. Nihayet Fenikeliler, “alfabe” dediğimiz mucizevi sistemi yarattı: Böylece harfler doğrudan nesnelerin, durumların ve fikirlerin karşılığı olmaktan çıktı, seslerin karşılığına (fonogramlar) dönüştü. Biz de bu sesleri birleştirerek, soyut-somut her şeyi çok daha kolay ifade eden bir araç edinmiş olduk.
Bu yüksek kapasiteli ifade aracına sahip olmamızın üzerinden binlerce yıl geçtikten sonra, içinde bulunduğumuz dijital çağda insanlık başa döndü. Derdimizi yine resimlerle, piktogramlarla, günümüzün hiyeroglifi diyebileceğimiz emojilerle anlatmaya başladık.
Bu öyle sıradan bir dönüş değil. Özellikle “milenyaller” denen yeni kuşak, emojiler olmadan mesaj gönderemez oldu. Bunu deyince diğer kuşaklara haksızlık ediyoruz aslında çünkü istatistiklere göre 18-65 yaş aralığında her beş kişiden dördü mesajlaşmalarında emojileri düzenli olarak kullanıyor.
Sosyal medyada sözün yarısı harfle anlatılırken, kalan yarısı emojilerin sevimliliğine emanet ediliyor. Her akıllı telefonda veya tablette standart olarak zengin emoji klavyeleri yer alıyor, bunlar dışında sayısız yaratıcı emoji setleri kullanıcıların ilgisini bekliyor.
İş bunlarla sınırlı kalmıyor, hiç beklemediğimiz yerlerde de emojilerle karşılaşabiliyoruz. Avustralya’nın bir sonraki başbakanı olması beklenen, şimdiki Dışişleri Bakanı Julie Bishop, BuzzFeed haber sitesine, cevapları yalnızca emojilerden oluşan bir röportaj verdi. Emoji çılgınlığının vardığı noktayı anlatmak için anılabilecek en ilginç haberse sinema endüstrisinden geldi: Dünyanın en büyük film stüdyolarından biri olan Sony Pictures, emojilere dayanan bir animasyon filmi yapmak üzere harekete geçmiş durumda.
Bu çılgınlık, markalar dünyasına da fena halde sirayet etmiş durumda. Çok farklı kategorilerden markalar, mesajlarını özellikle de genç hedef kitleye ulaştırmak için emojili ifade sanatlarında harikalar yaratıyor. Konuyla ilgili kapsamlı bir haber hazırlayan reklam endüstrisi dergisi Campaign, bu ilgiyi iki sebebe bağlıyor. Her şeyden önce markalar, basit iletişimi yepyeni bir boyuta taşıyan bu imkandan yararlanmaya can atıyor. İkinci nedense ilk nedenin mantığını tersine çeviriyor: Bu basit ve sevimli ikonların başlattığı “bilmece çözme oyunu”, verilen mesajlara yönelik ilgiyi artırıyor, nihayetinde de mesajların sosyal medyada paylaşılmasını ve yayılmasını kolaylaştırıyor. Campaign’in söz konusu haberde sunduğu örnekler, markaların bu yeniden neşvünema bulan ilkel dille harikalar yarattığını açıkça ortaya koyuyor.
Pizza siparişi
Bu yılki Cannes Lions Reklam Festivali’nde, ufuk açıcı fikirlerin ödüllendirildiği Titanyum kategorisinde büyük ödül Domino’s Pizza’ya verildi. Marka bu başarısını emojiyle pizza siparişi vermek için tasarladığı uygulamasıyla elde etti. Müşteriler Domino’s’un Easy Order uygulamasında hesap açtıktan ve pizza tercihlerini belirttikten sonra, tek bir pizza emojisini tweet atarak sipariş verebiliyor. Dünyanın gelmiş geçmiş en kolay pizza ısmarlama yolu budur herhalde.
Emojili şifre olur mu olur!
Şu işi de gördükten sonra “Emojilerin girmediği yer kalmadı!” cümlesini kolayca telaffuz edebiliriz herhalde. Evet, artık emojili şifreler oluşturmak ve kullanmak mümkün. Hem de öyle herhangi bir yerde değil, güvenlik konusunda en çok hassasiyet gösterilen bankacılık işlemlerinde. Intelligent Environments adlı bir finansal teknoloji şirketi, geliştirdiği altyapıyla, kullanıcılara dört karakterli emojilerle online bankacılık şifresi oluşturma imkanı sunuyor. Şirket bu tür şifrelerin matematiksel olarak geleneksel şifrelerden çok daha güvenli olduğunu iddia ediyor. Emojiler, insanların muhafazakar ve tedbirli davranmaya en meyyal oldukları bu alanda da tutunursa onları artık hiçbir güç tutamayacak.
Yazının tamamı ve çok daha fazlası GQ Türkiye Eylül sayısında ve GQ Türkiye Dijital edisyonunda...
