Bundan milyonlarca yıl önce vadi üzerine yayılan volkanik tüfü; rüzgar, kar ve yağmurun binlerce yılda nakış gibi işleyerek şekillendirdiği bir coğrafya düşünün. Metrelerce aşağıya inip keşfettiğinizde sizi şaşkınlık içerisinde bırakacak yeraltı şehirlerini, mağaralara oyulmuş küçük şapelleri de eklerseniz ortaya mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri çıkıyor: Evet, Kapadokya’dan bahsediyoruz. Kelime olarak ‘Güzel Atlar Ülkesi’ anlamına gelen Kapadokya Pers döneminde kral yolu, Selçuklu döneminde de İpek Yolu üzerinde yer aldığından zengin bir kültürel geçmişi de içinde barındırıyor. Gezip gördükten sonra Kapadokya’yı büyülü bir yer olarak tanımlamak hiç de abartı sayılmıyor aslında. Bu yazıda size bu büyüyü layıkıyla yaşatacak bir oteli anlatmak istiyoruz: ‘İçinden Köy Geçen Otel’ olarak tanımlanan argos in Cappadocia. Kapadokya’nın Güvercinlik Vadisi ve Erciyes Dağı’na bakan tarafında, Uçhisar’da bulunan argos in Cappadocia 22 yıllık bir restorasyon öyküsüne sahip.
Uçhisar’da eski bir manastıra ait antik kalıntılar, mağaralar ve yeraltı tünellerinden oluşan otel, Kapadokya’nın mistik ruhunu tam anlamıyla yansıtmak üzere tasarlandı. Doğal mağara suitleri ve yamaçtan aşağı kademeli olarak yayılan özel teraslı taş konaklarıyla birbirinden farklı 51 odası arasından seçim yapabiliyorsunuz. Kış mevsiminin ve yağan karın tadını çıkarmak isteyenlerin ilk tercihlerinin şömineli ve havuzlu suitlerden yana olduğunu söyleyelim.
Kapadokya, tarihi Hititlere dayanan üzüm bağları ve bu bağlardan yapılan şaraplarıyla da ünlü. argos in Cappadocia’daki konakların her biri yeraltı şehrinden tünellerle birbirine ve bölgenin üzümlerinden özel üretilen şarapların saklandığı yetmiş bin şişe kapasitesi olan mahzenlere bağlanıyor. ‘Yamaçlardaki teraslar’ anlamına gelen sekilerin doğal oluşumu gibi lezzetin ve keyfin katman katman yükseldiği, SEKİ Restaurant’da ise otelin bahçesinde yetiştirilen ürünler en taze haliyle ve profesyonel aşçıların modern yorumuyla yöresel lezzetlere tat katıyor.
argos in Cappadocia’nın hayata döndürdüğü tarihi mekânlardan biri de binlerce yıl önce bir ibadethane olarak keşişleri barındıran, zaman içinde yerel halk tarafından farklı amaçlarla kullanılan Şapel. Burası bugün, Türkiye’nin en etkileyici etkinlik mekânlarından biri olarak öne çıkıyor. Keşişlerin ve rahiplerin barındığı, İpek Yolu üzerinde deve kervanlarının konakladığı, bir zamanlar kervansaray olarak kullanılan, sonrasında kandillere yakıt olan beziryağının üretildiği bir mekân olan tarihi yapı Bezirhane ise müthiş akustiği ve iki dev kubbesiyle alışılmışın dışında konseptlerle gerçekleştirilen toplantı, davet ve düğünlere, konser ve performanslara ev sahipliği yapıyor.
Antik köyde devam eden restorasyonlar sürecinde ortaya çıkarılan ve bugün kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yapan Müze Salon ise zemininde yüzyıllara dayalı ve toprak altında kalmış olması nedeniyle çok iyi korunmuş bir ‘tarihi bezirhane’nin değirmen yataklarını ve katır kanallarını sergiliyor. Kışın keyfini ve romantizmini yaşadığınız argos in Cappadocia’da sabah uyanıp terasınıza çıktığınızda rengarenk balonların gökyüzünde asıldığı manzara ise hiç bitmesin dediğiniz anlardan biri olarak belleğinize kazınacak.
