
İnternet, besinlerin ruh hâlimiz ve genel sağlığımız üzerindeki etkisine ilişkin yanıltıcı iddialar ve yanlış kanılarla dolu. Bu nedenle, beslenme ile zihinsel sağlık arasındaki gerçek bağı öğrenmek için önde gelen sağlık ve beslenme uzmanlarına başvurduk. İşte onların en önemli tavsiyeleri.
Yiyecek tüketimimizle ilgili en yaygın mitlerin ardındaki gerçekleri keşfetmek için okumaya devam edin. Bu pratik rehberi, 2024 yılı için sağlık kararlarınızı belirlerken kullanabilirsiniz.
Gerçek: Protein ruh hâlini ve bilişsel işlevleri etkiler, genel sağlık için vazgeçilmezdir.

“Yeterli protein alımı, beyinde serotonin üretimini destekleyebilir. Serotonin, pozitif ruh hâline ve duygusal iyi oluşa katkı sağladığı için sıklıkla mutluluk nörotransmitteri olarak anılır. Protein açısından zengin besinlerde bulunan triptofan, ruh hâli, uyku ve iştah üzerinde etkili bir nörotransmitter olan serotoninin öncülüdür. Benzer şekilde, başka bir amino asit olan tirozin, dopaminin öncüsüdür ve dopamin haz, ödül ve motivasyonla ilişkilidir. Ayrıca protein bakımından zengin besinler dengeli bir öğün kapsamında tüketildiğinde kan şekeri seviyelerinin stabil kalmasına yardımcı olur. Bu da sürdürülebilir enerji ve ruh hâli dengesi için önemlidir. Dolayısıyla size yeterli protein tüketmeniz söylendiğinde, bunun kas yapımından çok daha fazlasını ifade ettiğini bilmelisiniz” diyor, Intermittent Fasting and Mindful Living’in kurucu ortağı ve fitness uzmanı Nyela Kapadia.
Gerçek: Kalorilerin ruh hâli ve genel sağlık üzerindeki etkisi aynı değildir.
“Kalori hesabı kilo yönetiminin bir parçası olsa da bu kalorilerin niteliği de önemlidir. Tamamen işlenmiş ve şekerli gıdalara bel bağlamak, hedeflenen kalori sınırı içinde olunsa bile ruh hâlini ve enerji seviyelerini olumsuz etkileyebilir. Tüm kaloriler aynı besin değerini sunmaz ya da vücutta aynı etkiyi yaratmaz. Örneğin, şekerli bir içecekten alınan 100 kalori ile besin değeri yüksek sebzelerden alınan 100 kalori arasında ciddi fark vardır. Vücut bu kalorileri farklı şekilde metabolize eder, bu da tokluk, enerji ve genel iyi oluş üzerinde farklı sonuçlar yaratır. Vitamin, mineral ve lif açısından zengin besinler yalnızca enerji sağlamaz, hayati işlevleri destekler ve zihinsel, duygusal dengeye katkıda bulunur” diyor sağlık ve yağ kaybı koçu Jashan Vij.
Gerçek: “Her ne kadar pişirme bazı besin kayıplarına yol açabilse de bazı besin öğelerinin vücut tarafından daha iyi kullanılmasını da sağlar. Örneğin domates, ıspanak ve havuç gibi sebzelerin pişirilmesi daha fazla besin öğesinin açığa çıkmasını sağlayabilir” şeklinde açıklıyor, beslenme bilimci ve Food Darzee’nin kurucu ortağı Dr. Siddhant Bhargava.
Gerçek: Çikolata yalnızca kısa süreli ruh hâli yükselişi sağlar, kalıcı çözüm değildir.

“Sürdürülebilir duygusal iyi oluş için uygun beslenme ve düzenli egzersiz oldukça önemlidir. Muz, ceviz, keten tohumu, yulaf, fasulye, badem, tatlı patates, peynir ve süt ürünleri ruh hâlini desteklemek için dahil edilebilir” diyor, Steadfast Nutrition’ın kurucusu ve sağlık uzmanı Aman Puri.
Gerçek: Papatya çayının aşırı tüketimi ruh hâlini olumsuz etkileyebilir, uykuyu bozabilir ve hatta beyin sağlığı üzerinde ters etkilere yol açabilir.
“Papatya çayının ruh hâlini iyileştirdiğine ve uykuya yardımcı olduğuna dair yaygın bir inanç vardır. Ancak aşırı tüketimin günün hangi saatinde olursa olsun istenmeyen sonuçlara yol açabileceğini bilmek önemlidir. Bu nedenle olası olumsuz etkileri azaltmak için papatya çayının ölçülü tüketilmesi önerilir” diyor, Practo’da danışmanlık yapan diyetisyen ve sertifikalı diyabet eğitmeni Dr. Trupti Padhi.
Gerçek: Kilo artışı, yemekten çok alınan ve harcanan toplam kaloriyle ilişkilidir, yeme zamanıyla değil.
“Günlük kalori ihtiyacı karşılandığı sürece gece yemek yemek tamamen normaldir. Ancak son öğün ile uyku arasında iki ila üç saatlik bir ara bırakılması tavsiye edilir. Bu süre, sindirime yardımcı olur ve uyku sırasında hareketsizlik nedeniyle besinlerin yağ olarak depolanmasını önlemeye destek olur” diye ekliyor Dr. Siddhant Bhargava.

Gerçek: “Düzenli öğün düzeni kan şekeri ve ruh hâli dengesine yardımcı olsa da, ara sıra öğün atlamak ruh hâline zarar vermez ve hatta sindirim sağlığını genel olarak iyileştirir. Zararlı olan, bu davranışın sürekli bir alışkanlığa dönüşmesidir” diyor Aman Puri.
Gerçek: “Aksine, ruh hâli üzerindeki olumsuz etkiler daha çok aşırı miktarda ve sağlıksız pişirme yöntemleriyle hazırlanmış et tüketimiyle ilişkilidir. Ölçülü tüketildiğinde et ürünlerinin ruh hâli üzerinde doğrudan olumsuz bir etkisi yoktur” diye belirtiyor Dr. Trupti Padhi.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ INDIA WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.