İyi yaşlanmak ve daha uzun yaşamak için işleri şansa, genetiğe ya da kadere bırakmamak, aksine işe el atmak ve olabildiğince erken dönemde seni hazırlayacak, yaş aldıkça hem görünümünü hem de hislerini iyi yönde etkileyecek iyi pratikleri hayata geçirmek gerekiyor.
Geçmişte, birinin 80 ya da 90 yaşına hem fiziksel hem de zihinsel açıdan iyi bir sağlıkla ulaşması, ya da 100. yaş gününü kutlaması oldukça nadirdi. Ancak günümüzde bu her geçen gün daha mümkün hale geliyor. Hatta 90’ını geçmiş olup hâlâ maraton koşan, aktif ve dolu dolu bir hayat sürdüren insanlar var.
Bunu yalnızca genetikle açıklamak kolaydır ama bilim, yaşam tarzının ve alışkanlıkların uzun ömür ve yaşlanma konusunda çok önemli bir rol oynadığını ortaya koydu.
Nitekim onlarca uzman bu konuda tavsiyeler ve öneriler paylaştı ve Harvard Üniversitesi de yaşam süresinde ve yaşam kalitesinde büyük fark yaratabilecek, yaşlanma sürecini —ki bu kaçınılmazdır— ertelemeye ve daha iyi bir şekilde yaşamaya yardımcı olabilecek bazı anahtar noktaları açıkladı.
Neredeyse 80 yıl süren ve yaşlanma konusunda yapılmış en uzun araştırmalardan biri haline gelen Harvard Study of Adult Development adlı çalışmaya göre, daha mutlu, daha uzun ve daha sağlıklı bir yaşam sürmemize yardımcı olan en önemli unsurlardan biri bir topluluğun parçası olmak ve hem dostluk hem de romantik ilişkiler şeklinde iyi ilişkiler kurmaktır. Bu durum, yıpranma sürecini geciktirmeye yardımcı oluyor.
“İnsanları hayatları boyunca mutlu tutan şey, para ya da şöhretten çok yakın ilişkilerdir,” diye açıklıyor çalışma. “Bu bağlar, hayatın getirdiği tatminsizliklere karşı insanları koruyor, zihinsel ve fiziksel yıpranmayı geciktirmeye yardımcı oluyor ve uzun ve mutlu bir yaşamın sınıf, zeka seviyesi ya da hatta genlerden bile daha güçlü bir göstergesi oluyor,” diye yazıyor The Harvard Gazette’de yayımlanan bir makalede.
Harvard Üniversitesi’nde genetik profesörü olan David Sinclair, Healthy Long Life için hazırlanan bir videoda, haftada en az 3 kez egzersiz yapmanın yalnızca daha uzun yaşamak için değil, aynı zamanda bedenin ve hücrelerinin daha uzun süre genç kalması için de temel olduğunu söylüyor.
Sinclair’e göre önemli olan, HIIT tipi antrenmanları kuvvet çalışmalarıyla ve toparlanma dönemleriyle birleştirmek. Böylece aşırı antrenman ve yorgunluktan kaçınılabilir. Ayrıca her gün hareket etmek ve hareketsiz bir yaşam tarzından uzak durmak da büyük önem taşıyor.
Ne yersen osun; yediklerin, daha uzun yaşamana ve tüm yaşamın boyunca iyi bir yaşam kalitesini korumana yardımcı olabilir — ya da tam tersini de yaratabilir.
Harvard’daki birçok uzman doğru beslenmenin öneminden bahsediyor. Science Alert’e göre, üniversite araştırmacılarının yürüttüğü bir çalışma, en iyi diyetin Harvard tarafından geliştirilen Alternative Healthy Eating Index olduğunu ortaya koydu. Bu diyet, “meyve, sebze, tam tahıllar, kuruyemişler, baklagiller ve sağlıklı yağlar”a öncelik verirken; kırmızı ve işlenmiş et, şekerli içecekler ve tuz tüketimini minimumda tutuyor.
Ama çalışma şunu da ekliyor: hiçbir diyet sihirli değildir. Yani her beslenme şekli, kişinin ihtiyaç ve tercihlerine göre uyarlanabilir.
David Sinclair ayrıca, beslenmenin yardımıyla uzun ömürlülüğü artırmak için aralıklı oruç yönteminin de iyi bir araç olduğunu öne sürüyor.
Uyku, uzun ömür için ve örneğin beynin hızlı bir şekilde yıpranmasını önlemek için de kilit bir unsurdur. Harvard’a göre, sağlıklı kalmak ve yavaş yaşlanmak istiyorsan, her gece yeterli ve kaliteli uyku alman gerekir.
Bunun için üniversite, Harvard Health Publishing aracılığıyla şu tavsiyeleri veriyor: tutarlı bir uyku programına sahip olmak, gün içinde aktif olmak, öğleden sonra kafeini sınırlamak, televizyonu ve ekranları odandan çıkarmak ve uyku ilaçlarına bağımlı hale gelmekten kaçınmak.
Yavaş yaşlanmak ve daha uzun yaşamak için yalnızca vücudu değil, aynı zamanda beyni de korumak ve belleği, öğrenmeyi ve daha birçok şeyi etkileyebilecek yıpranmayı önlemek için çaba göstermek gerekir.
Beynini genç tutmak için Harvard, zihinsel olarak seni uyaracak aktiviteler yapmanı, beslenmene ve egzersizine dikkat etmeni, tansiyonunu kontrol altında tutmanı, şeker tüketimini azaltmanı, tütün ve alkolden uzak durmanı, duygusal sağlığın üzerinde çalışmanı ve sosyal ilişkilerine zaman ayırmanı öneriyor.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ MÉXICO Y LATINOAMÉRICA WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.