Yağmurlu günlerde ofis için parfümler hakkında bilmeniz gereken ilk şey, kokularının ferah notalara sahip olması ve dışarıdaki nemli havayla uyum sağlaması gerektiğidir. Aynı zamanda kapalı alanların havalandırma sınırlamalarıyla da uyumlu olmalıdır. Kısacası, temiz ve ferah kokular olmalı, iş ortamını boğmamalı ve gün boyunca kalıcılığını korumalıdır.
Seçkin koleksiyonunuzdan tatlı ya da baharatlı bir parfüm sürme isteği duymanız olasıdır. Bunu belki bilinçsizce de olsa bulutlu günlerde daha samimi bir his yaratma amacıyla yapabilirsiniz. Ancak bu, tam tersi bir etki yaratabilir ve kokunuzun iş arkadaşlarınız için ağır ya da bunaltıcı olmasına yol açabilir.
Bunu yaşamamanız için, günümüzde oldukça popüler olan yapay zekâya başvurduk. Bize yağmurlu günlerde ofis için en uygun parfümler hakkında en doğru tavsiyelerini verdi. Bu öneriler sayesinde hoş ve zarif kokacak, fakat başkaları için ağır olmayacaksınız. En azından koku açısından.
Ama önce bu tür kokularla ilgili bazı soruları açıklığa kavuşturalım.
“Yağmurlu günlerde hava neme doyar ve kokusal moleküller farklı davranır” diyor yapay zekâ. “Ofis için, ortamı işgal etmeden kokunuzu tamamlayan, profesyonellik ve rahatlık yayan, gri ve nemli havayla uyum sağlayan parfümler seçmek gerekir.”
Yapay zekâ, ferah notalara ve yeşil kokulara sahip parfümleri tercih etmenizi öneriyor çünkü nemli hava bu kokuların diğer yoğun koku ailelerine kıyasla daha net hissedilmesini sağlıyor. Bu nedenle yağmurlu günlerde ofis için seçilecek parfümlerde bergamot veya mandalina gibi narenciye notaları, yeşil ve su esansları, yeşil çay ve deniz notaları, şeffaf çiçekler, yeşil çay, zambak ve manolya gibi bileşenler öne çıkmalıdır. Ayrıca açık odun notaları ve temiz miskler de kokunun fazla olmadan kalıcı olmasını sağlar.
Şimdiye kadar anlamış olmanız gerektiği gibi, yağmurlu günlerde parfüm seçerken ve sürerken nemi göz önünde bulundurmanız gerekir. “Nem, parfümün notalarının algısını artırır, bu yüzden normalde kullandığınız miktarı azaltmanız en iyisidir” diyor yapay zekâ.
Bu nedenle en uygunu yalnızca iki ya da üç fıs kullanmaktır. Bunu akıllıca yapmak için yapay zekâ, parfümü yalnızca vücut ısısının dengeli olduğu bölgelere sürmenizi öneriyor. Göğüs, kulak arkaları ve dirsek içleri bu amaçla en uygun noktalardır. Bu, kokunuzun yayılımını daha kontrollü hale getirir.
Eğer gün içinde kokunuzun kaybolduğunu düşünüyorsanız yapay zekâ şunu öneriyor: “Gün uzun olacaksa, öğleden sonra tek bir fıs tazeleme yapabilirsiniz. Bunun için bilekler ya da kulak arkaları en uygun bölgelerdir.” Böylece parfümünüzün daha uzun süre kalıcı olmasını ve daha hoş algılanmasını sağlarsınız.
Yağmurlu günler için yapay zekânın son tavsiyesi, parfümü daima kuru cilde ve giyinmeden önce uygulamaktır. Kesin kural: parfümü asla nemli kıyafetlerin üzerine sıkmayın çünkü bu kokunun bozulmasına yol açar.
Günlük iş hayatınızın başarısı zarif kokunuzla da ölçülsün diye, işte yapay zekâya göre yağmurlu günlerde ofis için en iyi parfüm seçimleri:
Bu eau de parfum, bergamot ve mandalinanın sağladığı tertemiz üst notalar sayesinde ofiste ferah ve zarif bir enerji verir. Ardından lavanta ile sardunyanın birleşimi, Parfums de Marly’nin bu kokusuna daha fazla derinlik katar. Balsamik köknar ve odunsu baharatlarla son bulan sağlam bir taban ise maskülen ve dikkat çekici bir aroma sunar. Kompozisyonu sayesinde, işte öne çıkmak isteyen genç yöneticiler için mükemmel bir seçimdir.
Burada Le Labo’nun uniseks bir parfümü var. 2010’da Another Magazine için özel bir işbirliğiyle doğdu ve Colette mağazasının kurucusu Sarah Andelman’ın katkısıyla ortaya çıktı. Günümüzde Le Labo’nun Classic Collection serisinin bir parçası olan bu koku, ambroxan adlı sentetik bir bileşenden gelen neredeyse bağımlılık yaratan bir aromaya sahip. Ambroxan, doğal ambergris kokusunu yeniden üretiyor ve yasemin, yosun ile ambrette tohumlarıyla birleşerek kendine özgü bir parlaklık kazanıyor. Bu özellikleriyle ofiste kıskanılacak kadar dikkat çekici hale geliyor. İş hayatında sade bir lüks arayanlar için ideal bir eau de parfum.
Creed’in bu kokusu zarif ve kusursuz bir dengeye sahip, canlandırıcı bir karakter taşıyor. Ekşi bergamot, siyah frenk üzümü ve ferah menekşe yapraklarıyla açılıyor. İris kökü ve tuzlu deniz notalarıyla devam edip, sedir, misk ve sandal ağacının oluşturduğu güçlü bir tabanla son buluyor. İsmi, şarap üretiminde “en iyi hasat” anlamında kullanılan millésime ifadesine gönderme yapıyor, çünkü özenle seçilmiş konsantre yağların harmanıyla hazırlanıyor. Zamanı aşan, çok yönlü bir klasik haline gelmiş durumda. İş ortamında mükemmel olduğu gibi ofis sonrası buluşmalar ve uluslararası toplantılar için de uygundur.
Her ne kadar bir eau de cologne olsa da, Acqua di Parma’nın bu kokusu yağmurlu günlerde kapalı alanlar için mükemmel bir alternatiftir. Limon, portakal, bergamot, mandalina, greyfurt ve neroli gibi İtalyan narenciyeleri nemli havada bile öne çıkar. Buna ek olarak biberiye, gül, yasemin ve karanfil notaları bitkisel ve ferah bir dokunuş katarak kokuyu daha da hoş ve ayırt edici hale getirir. Uzun saatler masa başında zaman geçiren, klasik ve zarif ruha sahip yöneticiler için çok uygundur.
En yaratıcı zihinlere uygun olan bu koku, Nil Nehri’nin ada bahçelerinin empresyonist manzaralarından ilham almıştır. Onu kokladığınız anda yeşil ve odunsu aroması sizi eşsiz bir koku yolculuğuna taşır. Yeşil mango, nilüfer çiçeği ve kalamus, tütsü ve çınar ağacıyla birleşerek canlı bir deneyim sunar. Parfümün yaratıcısı Jean-Claude Ellena’nın kendi sözleriyle, “ferahlık hakkında oldukça alışılmadık, yeni bir fikir: yeşil ve bitkisel kokular, su ve kum kokuları” ortaya çıkar. Nil Nehri’ni çağrıştıran bu parfüm, zihni uyarıcı etkisi sayesinde beyin fırtınası oturumları için mükemmeldir.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ MÉXICO Y LATINOAMÉRICA WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR