Servant, adını aldığı servis tezgahı etrafında şekillenen bir bistro. Gün, herkesin üretimi izleyebildiği fırından çıkan taze ürünlerle başlıyor. Sabah saatlerinde mekan bazen dereotlu anne poğaçasının, bazen yer fıstıklı bun hamurunun, bazen de çıtır ekşi maya ekmeğin kokusuyla doluyor. Arkada mutfaktan iyi bir kahvaltı menüsü yükselirken, burger ekmekleri, focaccia'lar, cheesecake’ler ve tuzlu karamelli tartoletler tezgâhta iştah açıcı bir düzenle sergileniyor.
Öğlen saatlerinde servant’ın üzerine o günün taze yemekleri geliyor. Bu bölümde mutfağın sorduğu tek bir soru var: “Biz bugün ne yemek isterdik?” Şef Altuğ Tezer ve ekibi, iyi malzemeyle basit olanı doğru yapma yaklaşımını, lezzeti yükselten küçük dokunuşlarla birleştiriyor. Günlük menü her gün değişirken; mantar çorbasından humusa, zeytinyağlılardan salatalara ve ev yemeği klasikleriyle dengeli bir çeşitlilik sunuluyor. Bunun yanında schnitzel, burger, açık lazanya, limonlu karides linguine ve balık ekmek gibi all-day menü favorileri de her zaman erişilebilir.
Bar tarafında ise ödüllü şef Yağız Şenyol ve ekibi, günü taze çekilmiş kahvelerle açıyor. Ev yapımı detoks içecekleri ve sodalar, yemeklere eşlik eden ferah seçenekler sunarken; gün boyu ve geceye uzanan özel kokteyl menüsü dikkat çekiyor.
Müziğin rolü de en az mutfak kadar belirgin. Sabah caz tınılarıyla başlayan gün, soul ve funk ritimleriyle akıyor; akşam saatlerinde ise plaklardan yükselen vinyl sesler mekânın karakterini tamamlıyor. Servant, yalnızca yeme-içme değil, günün temposuna uyumlanan bir atmosfer sunuyor. Yakın gelecekte take away ve catering alanlarında da gelişmeyi hedefleyen mekân, Nişantaşı’nda “All Day Goods” mottosunu yaşayan bir buluşma noktası olma iddiasını net bir şekilde ortaya koyuyor.














