Vanessa Hudgens filmde kendisi gibi Disney yıldızı Selena Gomez'le (solda) rol alıyor.
Vanessa Hudgens için değişiklik zamanı. Henüz 17 yaşındayken High School Musical’da rol aldığı günden bu yana spot ışıklarının altında ve o zamandan beri genç bir Disney yıldızı olmanın getirdiği şöhreti yaşıyor. Bugünlerde ise Hudgens “çocuk yıldız”lıktan olgun aktrisliğe giden yoldan geçmeye hazırlanıyor. Birçoğu “çocuklar için tavsiye edilmez” denilebilecek ve hiçbiri Disney Channel’da gösterilemeyecek, çok daha karmaşık ve zorlu roller aldı.
Bunlardan en çok konuşulanı, provakatif bağımsız yönetmen Harmony Korine’in yeni filmi Spring Breakers’daki rolü. Filmde dört iyi kız arkadaş yurt odalarında sıkıcı bir hayat yaşarken yeni maceralar aramaya başlıyorlar. Bunun için bütün yapmaları gereken sömestr tatili için para biriktirmek. James Franco’nun oynadığı Rapçi “Alien” ile olan tesadüfi karşılaşmaları ise aradıkları tüm heyecan ve eğlencenin anahtarı gibi.
Sayısız hayranının ve paparazzinin onu Spring Breakers’ın Florida’daki setinde takip ettiği 23 yaşındaki yeni aktrisle sahne arkasında çok özel dört gün geçirme fırsatı yakaladık. Yeni kariyeri, iyi bir partinin gerekliliği ve James Franco’ya aşık olmasının nedenlerini konuştuk.
Vanessa, Spring Breakers’da işler kontrolden tamamen çıkıyor ve sen insanları soyacak noktaya geliyorsun. Kimsenin senden beklediği bir rol değil…
Son dönemde öncekilere kıyasla daha karanlık, ağır ve derin birkaç projede rol aldım. Ve filmin senaryosunda oynadığımız karakterlerin insanları soyuyor olması ve o sert, acı unsur çok hoşuma gitti. Çok eğlenceliydi ve daha fazlasını istedim. Benim oynadığım karakter tam bir başbelası olsa da bütün olup bitenlerin ötesinde her şey konusunda o heyecanı hissedebilen coşkulu küçük bir kıza benziyor. Bir anlamda o benim: Derin, karanlık ve ağır rollerin ardında hala eğlenmeyi seven biri.
Bu projeden ne zaman haberin oldu? Yönetmen Harmony Korine’in işlerini biliyor muydun?
Biraz. Menajerim Rosario Dawson’la da çalışıyor ve Harmony onunla babamın favori filmlerinden olan Kids’de birlikte çalışmıştı. Harmony’nin işlerinin hayranı olduğu için bu proje geldiğinde çok heyecanlandı.
Proje sana ilk geldiğinde daha önceden belirlenmiş bir isim var mıydı?
James Franco’yla anlaşmışlardı. Onun büyük bir hayranıyım. Ben hayatta her şeyin olabileceğine inanan biriyim ve eğer bir şeyi çok istiyorsanız sonunda mutlaka olur. Aylarca içimden “James Franco ile çalışmam lazım, James Franco’yla çalışmak istiyorum” dedim ve sonunda proje önüme geldiğinde “Bunu gerçekleştirmemiz lazım” diye düşündüm.
Onunla aynı projede yer almak beklentilerini karşıladı mı?
Onu çok seviyorum! Gerçekten o kadar harika birisi ki! Adeta büyüleniyorum. Her zaman son derece derin ve geçmişi kuvvetli, güçlü, olgun karakterleri canlandırıyor. Risk almayı seviyor ve bir sahneyi alıp tamamen nasıl istiyorsa ona dönüştürmekten korkmuyor ve sete her zaman hazır geliyor. Filmde oynadığı karakter için çok çalıştı. Nereden geldiğini biliyor ve kendini role veriyor. Onu çok seviyorum.
Filmin çekimleri sırasında paparazziler peşini bırakmadı. Basının bu kadar fazla peşinde olması seni korkutuyor mu? Özellikle böyle uç noktada bir karakteri oynarken?
Eskiden rahatsız ediyordu. Eskiden varlıklarından rahatsız oluyordum ve hem beni hem de işimi etkiliyordu. Boş zamanlarımda kimseyi öldürmüyorum! Sadece sette etrafta dans edip yalandan bir sigara içiyorum. Olan bir şey varsa o da sadece insanların şaşırıp filme ilgi gösteriyor olmaları. Hiçbir zaman o ilginin işimi etkilemesini istemedim. Paparazzi sette neler olup bittiğini görmek için bir helikopter kullanmayı bile göze aldı.
Sen belli ki bu ilgiye alışıksın fakat Harmony Korine gibi insanlar için bu hayli garip olsa gerek. Doğrusunu isterseniz bir noktada hayli tedirgin oldu. Bir sahnede hepimiz scooterların üzerindeydik ve etrafta çocuk ve büyüklerden oluşan bir hayran kitlesi vardı, bir yandan paparazziler helikopterle üstümüzden geçiyordu ve Korine “Bu tam bir çılgınlık” dedi. Aklını başından aldılar çünkü bütün bunlara alışık değil. Bırakın Harmony Korine gibi alışılmadık karakterle çalışan birisini, bu benim için bile hayli alışılmadık bir durum. Biz sette ellerinde küçük pankartlar, sokaklarda koşan kızlarız. Çok komikti; bir yandan scooterlara binerken, bağırıp küfreden insanlar. Eğer küçük çocuğunuzu 18 yaşından küçük çocukların izlememesi gereken bir filmin setine getirirseniz görecekleriniz bunlar!
Hayran kitleni Disney’in High School Musical adlı yapımıyla oluşturdun. Seni böylesine sıradışı bir karakteri oynarken gördüklerinde şok olmalarından korkmuyor musun?
Her zaman farklı işler yapmak istedim. İnsanların bir filmi izleyip “O Vanessa Hudgens mı?” demesini istiyorum. Tabii ki genç hayranlarım bu filmi seyredemeyecekler. Sizi mutlu eden işi yapmanız gerektiğini göstermeye çalışıyorum. Diğerlerinin ne düşündüğünü konusunda endişelenemezsiniz çünkü sizden nefret edenler her zaman olacak. Başkaları için değil, kendiniz adına bir şeyler yapmalısınız. Ben bu filmi kendim için yapıyorum. Bence çok iyi bir film ve çok iyi bir karakter.
Harmony Korine genç Amerikan kültürünün son derece gerçekçi portrelerini yaratmasıyla ünlü bir yönetmen. Büyük ihtimalle senin hayranlarının içinde yaşadığı dünyadan hayli farklı…
Görüntü farklı olsa da gençlerin içinde yaşadığı bir dünyadan bahsediyoruz. Bu çocuklar o hayatı yaşadılar. Herkes hayatının bir noktasında “O zamanlar gerçekten çılgındık” der. Ama o anı yaşarken ondan daha iyisi yok gibidir.
Sanırım tecrübelerine dayanarak söylüyorsun bunu.
O deliliği yaşamanız lazım, çılgınlık yapmalısınız ve ondan sonra olgunlaşırsınız. Ama ben bunun lise çağındaki birinin hayatına çok benzediğini düşünüyorum. Bence insanlar itiraf etmek istemiyor ama gerçek olan bu. Delice bir hayat. Birkaç kişinin gözlerini açabilir ve daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir. Kabul edin ya da etmeyin bu farklı bir hikaye.
Daha önce Harmony’nin sana sette doğaçlama yapabilme şansını verdiğini ve kendin olabilmen için fırsat tanıdığını söyledin. Bu gerçekten daha sert sahnelerin çekilebilmesi için gerekli miydi?
Kameralar sizi çekerken kendini bırakmak çok çılgınca bir şey. Gazetede gerçekten neler yaptığımızı okusak “Yok artık, bu da fazla” derdik ama oradayken bütün o enerjiyle kendinizi kaybediyorsunuz. Sadece film değil aynı zamanda kostümler de oldukça sıradışı.
"Her şey alt üst olurken üzerimizde Hello Kitty var"
Söylentiye göre neredeyse tüm film boyunca sadece bir bikini giyiyormuşsun…
Bu pop art gibi bir şey. Tüm kostümlerimiz parlak kumaşlardan yapılmıştı ve üstlerindeki grafiklerle göze batıyordu. Bu da bizim filmdeki rollerimizle tamamen tezat bir durum. Aslında çok komik, çünkü her şey altüst olurken üstümüzde Hello Kitty marka kostümler var. Bugünkü gençlerin bu kadar çılgınca şeyler yapıyor olması çok komik ama ilgi duydukları şeyler aslında çok temiz ve saf. Anı yaşamak gibi bir şey geleceği düşünmeden. Bizim karakterlerimiz de aynen öyle. Geleceği düşünmeden içlerinden geldiği gibi davranıyorlar. Tüm istedikleri ilgilendikleri şeyler tamamen birbirinden farklı.
Sömestr tatilinde Florida’ya gidip seks, uyuşturucu ve alkolle iç içe partilemek için insanları soymayı göze alan bir kızı oynamak için nasıl hazırlandın?
Aslında her şey senaryoyu okuduğum zaman başladı. Benim için bir senaryoyu okumak çok uzun sürüyor. Öylesine okuyup geçemiyorum; en az beş kere geri dönüp tekrar okumam lazım. Daha sonra yaptığımız ilk şey diğer kızlarla yakınlaşmak oldu çünkü birbirimizi çok uzun süredir tanıyormuşuz gibi hissetmek için müthiş bir bağ ve ilişki kurmak istedik. Ve daha sonra da kızların sert ve acımasız dünyasını çalışmaya başladık. O dünyada kızlar ve içinde bulundukları durum son derece farklı. Sadece anı yaşıyorlar. Ve güzeller de… Bence oynadığımız karakterler istediklerini elde etmek için yapmaları gerekeni yapıyorlar. Ve bir kadın olarak seksi ve güçlü olduklarını, yeterince güçlüysen, ne yaptığını biliyorsan insanların onlara inanacaklarını biliyorlar. Sömestr tatilinde istediklerini yapabilmenin yolunun insanları soymaktan geçtiğini biliyorlar. Bir noktada işler rayından çıkıyor.
Sence kızlar bu kadar gerginliğin ardından arkadaş kalabilirler mi?
Yakın arkadaş olup olmadıkları farklı bir konu ama bir kere öyle bir ilişki kurup böyle anılar paylaştıysanız kolay kolay unutamazsınız çünkü her defasında geri dönüp “hatırlıyor musun; nasıl tüm tatilcileri soymuş ve bir Ferrari çalmıştık?” dersiniz. Bu tip olaylar gerçekten çizgi dışı ve hatta tiksindirici şeyler. Ama yine de hapse girebilirler ve ilişkileri bitebilir. Ama günün sonunda bu karakterlerimizin hakkını verdiği çılgınca bir tecrübe. Geriye bakıp her şey tam bir delilikti ama yine de çok eğlenceliydi diyebilirler.
Yani toplumsal kuralları tamamen bir kenara bırakıyorsunuz…
Evet, kesinlikle. Kendi gerçekliğimizi oluşturuyoruz. Bu da tam Harmony’e uyan bir şey çünkü o da size özgürlük tanıyan be kendi gerçekliğini oluşturmakta usta bir isim. Her şeyi öyle bir ayarlıyor ki gerçek insanları alıp çılgın senaryolar yazıyor.
Ekipteki kızlardan daha önce tanıdıkların var mı?
15 – 16 yaşlarındayken Ashley Benson ile oyunculuk dersleri almıştım. Aynı sınıftaydık ama arkadaş değildik. Yollarımız tamamen farklı yönlere gidiyordu. Hiçbir zaman birbirimizi o kadar iyi tanıyacak kadar yakınlaşmadık. Ve tekrar o günlere dönüp bu kadar yakınlaşabilmek güzel. Dünya küçük.
Oyunculuk eğitimin var mı? O kadar genç yaşta başladın ki sanki her şeyi sette öğrenmiş gibisin.
Evet, bu işe genç başladım. Devlet tiyatrolarında çok fazla projede çalıştım ve daha büyük işler yapmaya başladım, sonra da reklamlar geldi. İlk büyük maaş çekimi Old Navy reklamından aldım. Bir mayo reklamıydı. Farklı birkaç ders aldım ve oradan oraya gittim ama hiçbir zaman bana tam uyanını bulamadım. Fakat tabii ki tecrübe kimi zaman bir işi öğrenmenin en iyi yolu.
Yani okul sana göre değil mi?
Çok çabuk sıkılıyorum. Biraz hiperaktif bir tipim. Her şeyi aynı anda yapmayı, yeni şeyler denemeyi, farkl insanlardan farklı şeyler öğrenmeyi seviyorum.
Böyle bir rol oynarken bu işin okulunu okumadığın ve filmde geçen o çılgınca dönemleri yaşamadığın için pişman oluyor musun?
Dürüst olmak gerekirse yaptıklarımı partilemek için yapmıyorum.O kadar çok enerji tüketen bir iş ki bu film için çalışırken düzenli uyudum. Bence şimdiye kadar iyi idare ettim.
Nasıl bu kadar çok Twitter ve Facebook hayranı kazanmayı başardın? Bunun için özel bir çaba harcıyor musun?
Büyü yapıyorum! Şaka. Bilmem. Bana bu konuda yardımcı olan birisi var. Gerçekten, ben sosyal medya konusunda usta biri değilim.
Yani sence bu sen misin? Yaptığın şey konusunda için rahat mı?
Bilmem. Herkes farklıdır. Tek bildiğim kalbimin sesini dinliyorum ve hayallerimin peşinden gidiyorum. Hayatın tadını çıkartıyorum ve yapmam gerekeni yapıyorum.
Vermek istediğin mesaj bu mu?
Evet. Bence herkes böyle yapmalı. Çok basit. Mutlu olmak çok kolay.
Röportaj: Johannes Bonke