Biraz endişe verici bir gerçek: Çoğu erkek, “Neden saçım dökülüyor?” diye sormadan önce saçlarının yaklaşık %15’ini kaybediyor. Tabii o zamana kadar tam anlamıyla panik moduna girilmiş, rekor sayıda şapka takılmış ve “dihidrotestosteron seviyeleri” gibi başlıklara sahip Reddit tünellerine dalınmış oluyor.
Ve kabul edelim, biraz paniklemek normal. Saç, kimliğimizin büyük bir parçası ve kaybıyla ilgili her şey korkutucudur. Ama ilk panik, Reddit girdapları ve grup sohbetine gönderilen bir düzine bulanık ense fotoğrafının ardından, altına da ‘???????’ gibi başlıklar atıldıktan sonra artık harekete geçme zamanı gelmiştir.
Saç dökülmesi her şeyin sonu değil. Konunun köküne indiğinizde — kelimenin tam anlamıyla! — iş işten geçmeden önce yapılabilecek pek çok şey var. İşte uzmanlar, neler olup bittiğini ve neler yapılabileceğini anlatıyor.
İlk olarak, her saç dökülmesi aynı değildir. Hemen reçetelere sarılmadan önce, öncelikle ne tür bir dökülme yaşadığınıza ve bunun neyle bağlantılı olabileceğine bakın. Bu adım, hangi tedavinin size en uygun olduğunu belirleyecektir.
“Farklı saç dökülmesi türleri kendilerini farklı şekillerde gösterir,” diyor Mittal Hair Clinic'in baş saç ekimi cerrahı Dr. Mani Mittal.
Eğer kafanızın genelinde artmış ve sürekli bir saç dökülmesi fark ettiyseniz ya da normalden daha fazla saç derinizi görmeye başladıysanız, buna ‘yaygın seyrelme’ denir. “Neden saçım dökülüyor?” diye sormanıza sebep olan şey, yastığınızda ya da duşta normalden fazla saç görmeye başlamanız olabilir.
Mittal, bunun “fark edilir ama geçici bir seyrelme” olduğunu ve “genellikle stres, beslenme ya da hastalıkla bağlantılı” olduğunu söylüyor.
Philip Kingsley’in danışman trikoloğu ve marka başkanı Anabel Kingsley ise bu tür dökülmenin “stres, kötü beslenme alışkanlıkları, vitamin ve mineral eksiklikleri, hızlı kilo kaybı, pullu bir saç derisi, ameliyat, grip ve yüksek ateş gibi etkenlerle tetiklenebileceğini” belirtiyor. Telogen Effluvium genellikle geçici bir durumdur ve altta yatan sebep tespit edilip tedavi edildiğinde durur. Ancak Kingsley, erkeklerde Telogen Effluvium'un çoğu zaman kendiliğinden düzelen bir dökülme olduğunu ve tedavi gerektirmeyebileceğini de ekliyor.
Bu tür durumlarda mesele, doğrudan saç dökülmesini tedavi etmekten çok, dökülmeye sebep olan asıl sorunu çözmektir. Kingsley, “Dökülme genellikle onu tetikleyen olaydan 6-12 hafta sonra gerçekleşir, bu yüzden sebebi bulmak için geriye dönüp bakmak her zaman önemlidir,” diyor. “Oldukça can sıkıcı bir süreç olabilir ama içiniz rahat olsun, altta yatan sorun çözüldüğünde saçlar neredeyse kesinlikle yeniden çıkacaktır.”
Bu noktada bir doktora görünmek iyi bir ilk adımdır; böylece dökülmenin sebebini bulmak için birlikte çalışabilirsiniz. Sebep ortaya çıktıktan sonra ise, daha hedefli ve etkili değişiklikler yapmanız mümkün olur.
Ancak, Telogen Effluvium'un en yaygın sebeplerinden biri beslenmedir.
Beslenme Değişiklikleri
“Saç dökülmesi sadece genetikle ya da şanssızlıkla ilgili değildir — çoğu zaman içeride neler olup bittiğinin bir yansımasıdır,” diyor BANT onaylı beslenme uzmanı ve fonksiyonel tıp uygulayıcısı VJ Hamilton. “Saç foliküllerinin aktif büyüme evresinde kalabilmesi için düzenli bir şekilde temel vitamin ve minerallere ihtiyacı vardır. Yediğimiz yiyecekler; besinlerin vücutta kullanılabilirliğinden, iltihaplanmaya, hormon dengesine ve bağırsak sağlığına kadar her şeyi etkiler — ve bunların hepsi doğrudan saç büyümesini etkiler.”
Hamilton, demir, çinko, B12 vitamini, biotin, protein ve Omega-3 yağ asitleri gibi besin eksikliklerinin saç dökülmesine katkıda bulunabileceğini belirtiyor. Bununla birlikte, bir diğer önemli konu ise emilimdir. Yani yediklerinizden bu besinleri ne kadar iyi alabildiğiniz. “Dışarıdan bakıldığında ‘sağlıklı’ görünen bir diyetle beslenenlerde bile, eğer sindirim ve emilim iyi değilse eksiklikler sessizce ortaya çıkabilir.” Hamilton’a göre, aşırı işlenmiş gıdalar, düşük demir seviyeleri, lif eksikliği ve kısıtlayıcı beslenme alışkanlıkları, bağırsak mikrobiyotanızı etkileyebilir ve bu da dolaylı yoldan saç sağlığınızı bozabilir.
Genel olarak, yüksek proteinli (“yumurta, balık ve yavaş pişirilmiş etler ya da dengeli bitkisel protein kaynakları”), yüksek demir içerikli (“istiridye, kırmızı et ve bitkisel demir kaynaklarıyla birlikte C vitamini açısından zengin gıdalar”) ve çinko, selenyum ve omega-3 bakımından zengin bir beslenme düzeni (“Brezilya cevizi, kabak çekirdeği ve yağlı balıklar”) saç konusunda size destek olacaktır.
Hamilton, “Sonuç olarak, beslenme saç dökülmesinin tek sebebi değildir, ama onu çözmek için en güçlü araçlardan biridir,” diyor. “Yediğimiz yiyecekler; besin emiliminden iltihaplanmaya, hormon dengesinden bağırsak sağlığına kadar her şeyi etkiler — ve bunların hepsi saç büyümesinde rol oynar.”
Ancak, eksiklikler ve bağırsak mikrobiyotası söz konusu olduğunda tahminle hareket etmemek gerekir. Diyetinizin saç dökülmenizde etkili olabileceğini düşünüyorsanız, bir uzmana görünmek en doğru adım olacaktır.
Eğer saç dökülmesi, saç çizginizde (yani yüzünüzle saçlarınızın sınır çizgisinde) ya da tepe noktanızda (başınızın tam üst kısmında) yoğunlaştıysa, bunlar “erkek tipi kellik için tipik işaretlerdir” diyor Mittal.
Kulağa kesinlikle korkutucu bir terim gibi gelse de, emin olun bir o kadar da yaygındır. NHS’ye göre, Birleşik Krallık’ta 6,5 milyondan fazla erkek ETSD yaşıyor. Basitleştirmeye çalışırsak, bu durum, saç foliküllerinin “kanda normal düzeyde dolaşan androjenlere (testosteron) — özellikle de onun daha güçlü bir türevi olan dihidrotestosterona (DHT) — aşırı hassas” olmasından kaynaklanır, diyor Kingsley. Bu hassasiyet, foliküllerin küçülmesine ve daha kısa saçlar üretmesine, sonunda ise tamamen saç üretmeyi bırakmasına yol açar.
“Erkek tipi saç dökülmesi genetik bir durumdur, ancak stres, D vitamini eksikliği ve kepek gibi saç derisi sorunları gibi bazı yaşam tarzı faktörleriyle daha da kötüleşebilir,” diye ekliyor Kingsley.
Tedaviye gelince, bu kararı doktorunuzla birlikte vermeniz gerekir. Ancak göz atabileceğiniz birkaç farklı yöntem mevcut.
En basit ve en hızlı tedavi yöntemlerinden biri minoxidildir. Genellikle köpük ya da sıvı formunda uygulanan, topikal (haricen uygulanan) bir maddedir.
Minoxidil, bir “saç folikülü uyarıcısıdır” ve foliküllerinizi tekrar çalışır hale getirmeyi amaçlar. Genel olarak erkek tipi saç dökülmesinde (ETSD) oldukça etkili bir tedavi olarak görülse de, Kingsley “tedaviye verilen yanıtın kişiden kişiye değişebileceğini” belirtir. Bazı erkekler saç büyümesinde bir iyileşme görebilir, bazıları mevcut saç yoğunluğunu koruyabilir, bazıları ise sadece dökülmenin yavaşladığını fark edebilir.
“Tüm erkek tipi saç dökülmesi tedavilerinde olduğu gibi, etkilerin devam etmesi için tedavinin de sürekli olması gerekir.”
Bir diğer yaygın tedavi ise, genellikle minoxidil ile birlikte kullanılan ağızdan alınan bir ilaç olan finasteriddir.
Kingsley, “Finasterid, 5-alfa redüktaz adlı bir enzimin üretimini baskılayan bir ağızdan alınan ilaçtır; böylece testosteronun daha güçlü bir androjen olan DHT’ye dönüşümünü azaltır. Bazı erkekler finasteridin tepe bölgesindeki saç dökülmesinde daha etkili olduğunu düşünse de, erkek tipi saç dökülmesinin tüm türleri için geçerli bir tedavi seçeneğidir,” diye açıklıyor.
Bir doktor ya da trikolog size finasterid reçete edebilir veya çevrim içi danışmanlık ve ev teslimi hizmeti sunan bazı şirketler de mevcuttur.
Yine de hemen sonuç beklemeyin. Mittal, “Minoxidil ve finasterid, fark edilir bir iyileşme göstermeden önce en az dört ila altı ay kullanılmalıdır; ideal sonuçlar ise 18 aya kadar sürebilir” diyor.
İlaçlardan sonra, saç dökülmesine yardımcı olabilecek bazı tıbbi uygulamalar da mevcut.
Mittal, “Trombositten zengin plazma (PRP) tedavisinde, hastanın kendi kanından elde edilen büyüme faktörleri saç derisine enjekte edilerek saç büyümesi uyarılabilir,” diyor.
PRP işlemi yaklaşık 30 dakika sürer ve ardından 12 ila 24 saatlik bir iyileşme süresi gerekir. Genellikle 3 ila 4 seans önerilir.
Daha ileri vakalar için ise bir diğer seçenek saç ekimi olabilir.
“Kalıcı bir çözüm arayan erkekler için saç ekimi cerrahisi en etkili sonuçları sunar,” diyor Mittal. “İki temel yöntem vardır: foliküler ünite ekstraksiyonu (FUE) ve foliküler ünite transplantasyonu (FUT). FUE, donör bölgeden (genellikle ense kısmı) tek tek foliküllerin alınarak seyrelmiş bölgelere ekilmesi işlemidir. Küçük ve neredeyse görünmez izler bırakır ve daha hızlı bir iyileşme süresi sağlar. FUT ise ‘şerit yöntemi’ olarak da bilinir ve donör bölgeden küçük bir deri şeridi alınarak bu bölgeden greftlerin çıkarılıp seyrelmiş bölgelere nakledilmesini içerir. Bu yöntem, seans başına daha fazla greft alınmasına imkân tanır ancak donör bölgede çizgi şeklinde bir iz bırakır. Her iki teknik de deneyimli cerrahlar tarafından uygulandığında doğal görünümlü sonuçlar sağlar.”
Eğer bu uygulama radarınıza girdiyse, bir uzmana danışmak en doğru adım olacaktır.
Eğer saç dökülmeniz tüm kafa derisine yayılmamış, daha çok “yamalar halinde” veya tutam tutam (dairesel ya da oval şekilde) oluyorsa, bu durum “genellikle alopesi areata ya da mantar enfeksiyonlarından kaynaklanır.” Çoğunlukla saçlı deride görülür ama vücudun diğer bölgelerinde de ortaya çıkabilir, hatta bazen tırnakları bile etkileyebilir.
Ancak Mittal, “küçük kel bölgeler, aşırı kaşıntı ya da saç derisinde hassasiyet, altta yatan bir rahatsızlığın işareti olabilir ve ilgilenilmesi gerekir” diye de uyarıyor. Kızarıklık ya da ağrı gibi durumlar fark ediyorsanız mutlaka bir doktora görünün.
Mevsim geçişlerinde görülen artmış saç dökülmesi ise korkulacak bir durum değildir. Sıcaklık değişimleri, nem oranı, gün ışığına maruz kalma süresi ve buna bağlı hormonal değişimler saç dökülmesine yol açabilir.
“Mevsimsel dökülme, özellikle sonbahar ve ilkbaharda yaygın ve geçici bir durumdur,” diyor Mittal. Bu durum genellikle kendiliğinden düzelir.
BU İÇERİK İLK OLARAK BRITISH GQ WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.