Kurumsal Hayattaki Son 90 Günüm Nasıl Geçti?
Business

Kurumsal Hayattaki Son 90 Günüm Nasıl Geçti?

GQ Türkiye editörlerinden Barkın Özdemir, kurumsal hayattaki son 90 gününü sizin için özetliyor.

Özellikle hayatımın son 5 yılında startup dünyasının birebir içinde birisi olarak kendimi o “bir şeyleri sıfırdan yaratma” ve kurallara aykırı olma temalarına adamıştım. Yeni dijital dünyanın verdiği darbe ile birlikte kurumsal şirketler birer birer benim gözümde hem esnekliğini hem de seksiliğini kaybetmişti. Kendimi adadığım bir kahraman hikayesinin içinde yer almak ve bürokrasiden olabildiğince uzaklaşmak benim için bir startup rüyasıydı. 3 farklı ülkedeki çeşitli startup tecrübelerimin sonra her geçen gün kurumsallara daha bir alaycı gözden bakıyordum ta ki kurumsal bir firmadan bir is teklifi alarak. Aslında negatif yaklaşacağım bu teklife iyisiyle ve kötüsüyle değerlendirdikten sonra “kendi çizgilerimle” kurumsal dünyaya hızlı bir şekilde atıldım. Kurumsalda çalışmaya başladığımı öğrenen yakın arkadaşlarım bile buna inanamamıştı. Kısacası kurumsal ve ben, iki elmanın ayrı kutuplarıydık. Alışma zamanları vs. derken kurumsal hayat beni gerçekten şaşırtıyordu, kurumsalın getirdiği bazı gereksiz takıntılar, bey ve hanım deme zorunluluk vb. bir kurumsal tabular beni hem zorluyor hem de sıkıyordu. Startup'ta bir kaça haftada yapabileceğiniz basit bir projeyi bile kurumsalın bürokrasisi ile yapmak aylar alıyordu. Önerdiğim çoğu aykırı fikir, asla pes etmememde bir şekilde bir yerlere tosluyordu. Kurumsalda çalıştığım ilk aylarda öğrendiğim en önemli şey, sabır, iyi insan ilişkileri ve beni ben yapan değerlerimi nerede olursam olayım kaybetmemek oldu. Kurumsal ile ilgili düşüncelerim çalkantılı ilerlerken dünyanın uzun zamandır görmediği bir devrim oldu ve kurumsallar bir anda 5 yılda dijitalleşecek sureyi 1 aya sığdırdı ve benim tabirim ile Kurumsal hayatım sezon 2 başladı.

Bu yeni devrimin ittirmesiyle kurumsal ile Barkın’ın arasında ki buzullar yavaş yavaş erimeye başladı, öncelikle kurumsal bir şirketin binlerce çalışanın korumaya çalışması ve bizlerle sadece iyi günde değil kötü gününde yanında olmasını bizzat tecrübe etme şansım oldu. Maalesef ki startup dünyası bu konuda daha keskin ve daha acımasız olabiliyor. İkincisi çoğu kurumsalın uzun zamandır planda olan ama aksiyonda zayıf kalan dijitalleşme sureci de sonunda gerçekleşmiş oldu ve en çok şikayet ettiğim cesaret kavramı, kurumsalların bu yeni döneminde ortaya çıkmaya başladı. Öncelikle her gruptan ekipler oluşturularak cross-function başladı, sus isine bak yerine aykırı fikirler artık dinlemeye başladı. Ve sonunda gençlerin, yani kurumsalların en geride kaldığı kısım olan geleceği şekillendirecek o gençlerin sesi dinlenilmeye başladı. Bazen haftanın 7 gününe, gecelere kadar uzayan bu yoğun is temposu olsa da isimi gerçekten zevk ile yapmaya başladım. Bu 3 ay sonrasında fikirlerim ne olur bilmiyorum ama Kurumsal Hayat sezon 2’yi ben gerçekten çok sevdim ve çok şey öğrendim. Umarım bana kattığı bu heyecan bizi bekleyen o yeni normalde de devam eder, kanatlanır.

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası