İş yerinde duygusal olarak daha güçlü olmak için dört temel alana odaklanmalısınız: öz farkındalık, kişisel kontrol, kişilerarası farkındalık ve ilişki yönetimi. Ancak, eski bir klinik psikoloji profesörü olan ve şu anda psikolojiyi işyerine uygulayarak tam zamanlı çalışan Michael Wiederman'a göre, öz farkındalık modülü tekil bir merceği hak ediyor. Bir lider olarak kendinizin ne kadar farkında olursanız, duygularınızı ve ekibinizi o kadar sorunsuz yönetirsiniz.
Öz farkındalığa sahip bir lider, kararlarını bir duruma karşı kışkırtıcı bir tepki olarak değil, açık bir zihinle verir. Araştırmasını Daniel Goleman'ın 1995 tarihli en çok satan kitabı Duygusal Zeka Neden IQ'dan Daha Anlamlı Olabilir'e dayandıran Wiederman, öz farkındalık pratiği yapmanın ve bunun karşılığında iş yerinde duygusal olarak daha güçlü olmanın birkaç yolunu sıralıyor.
Bilime göre iş yerinde duygusal olarak daha güçlü olmanın 4 yolu
Ne hissettiğinizi tanımlayın
İş yerinde zor bir durumla karşı karşıya kaldığınızda, öfke, hayal kırıklığı ve kızgınlık gibi bir dizi olumsuz duyguyu yaşamanız kaçınılmaz. Öte yandan, harika bir sonuç beyninizde öyle bir sevinç duygusu uyandırabilir ki kendinizi kaptırabilirsiniz. İşler dengesiz göründüğünde, bir saniye durun ve o andaki duygularınızı en iyi tanımlayan bir kelime veya cümle düşünün. Birinci adım, sadece ne hissettiğinizi tanımlamakla başlar.
Sizi ne tetikliyor?
Bir sonraki adım, bu duyguyu neyin tetiklediğini incelemektir. Sizi yanlış yola iten belirli bir faktör veya bir dizi unsur var mı? Ve bu bir kalıp haline mi geldi? Ekibinizden biri belirli bir şekilde bir şey söylediğinde veya yaptığında sinirleniyor musunuz? Örneğin, yaklaşan bir etkinliğin nasıl düzenleneceğine dair belirli bir kalıp izlediğinizi ve bunun yerine ekibinizin tamamen yenilenmesi gerektiği düşüncesiyle formatını değiştirmeye karar verdiğini varsayalım. Bu sizin için nasıl bir durum? Bir yandan ekip üyeleriniz yeni bir şey denemek için inisiyatif alıyor, diğer yandan da bu büyük bir risk oluşturuyor. Bu kalıplar ya da Wiederman'ın deyimiyle "hassas noktalar" hakkında daha bilinçli hale geldiğinizde, bunları daha iyi yönetmenize ve işte duygusal olarak daha güçlü olmanıza yardımcı olacak.
Duygularınıza teslim olun
Olumsuz duyguları hissetmekten kaçmaya çalışmak için yaratıldık. Ancak, rahatsız edici durumlardan ve bunların yarattığı duygulardan kaçmaya devam ederseniz, yüzleşme ve düzeltme şansını kendinizden mahrum bırakırsınız. Kendinize şu soruları sorun - Ne olacağından korkuyorum? Bu duygunun devam etmesine izin vermeli miyim? Neden aşırı tepki veriyorum ve bunu tetikleyen durum hakkında ne hissediyorum? Çoğu zaman, bir adım geri atıp duygularınızı ve arkasındaki nedeni değerlendirdiğinizde, durum üzerinde ilk düşündüğünüzden daha fazla kontrole sahip olduğunuzu göreceksiniz.
Başkalarından geri bildirim isteyin
Bazen, göremediğiniz şeyleri size söyleyecek yeni gözlere ihtiyaç duyarsınız. Örneğin, bir ekip üyesinin sunumunu kayıtsızca reddettiğinizi düşünebilirsiniz, ancak bu başkalarına küçümseyici, neredeyse agresif bir aşağılama gibi görünebilir. Bu gibi durumlarda, kendinizin daha fazla farkında olmak için dışarıdan yardım almak çok önemlidir. Tarafsız bir üçüncü şahsa durumla ilgili düşüncelerini ve sizin bunlara verdiğiniz tepkiyi sorun. Savunmaya geçmeyin ve söylediklerine açık olun. Bazen birinin size ayna tutması ve kendinizin belirli bir versiyonunu göstermesi gerekir. Ardından, bir terfi isteyip istemediğinize karar vermek size kalmış.
Bu içerik GQ INDIA websitesinde yayınlanmıştır.