Şarkı yazmaya nasıl başladın ?
Evdeydim ve bir dizi izliyordum. Dizide bir sahne var, olabildiğince anlatmaya çalışacağım ama içimden bir şeyler mırıldanmaya başladım ve hemen gitarlardan birini aldım. Nakaratın ilk iki akoru çıktı. Üç, dört derken -sonra sende de vardır- ben de ilk “Ben vardım hep” diye çıkıverdi.
Bazen sözle beraber çıkıyor bazen melodiyle çıkıyor. Sonraki süreç nasıl devam etti ?
Burada bir sürü müzisyen arkadaşımız var. Bazılarımız sadece müzik yapıp üzerine söz yazıyor, belki ikisi bir arada. Bu bana güzel geldi. İkisi bir anda oldu ama tabii ki devamı yoktu. Neyse koydum bunu bir kenara.
Çok sevdiğim şahane bir müzisyen arkadaşımız Can Baydar. Can’a götürdüğüm şarkıyı çok beğendi ve dedi ki “Bunun üzerine yürü, biraz daha çalış, verse kısmında şöyle yapabilirsin”. Ondan da çok güzel fikirler aldım. O, söz-müzik yapma işinde benden çok daha eski . Fikirlerini verdi sonra eve geldim.
Bu arada bu bir anda oluveren bir şey değil, bir günde bitti bu iş değil. Birkaç gün üzerinde çalıştım, olmadı kapattım, tekrar açtım. Sonucunda şarkı çıktı ve yine Can’ın çok güzel dokunuşları ve yardımları oldu. Aslında bu şarkıyı bence birlikte yaptık. Sonra da stüdyo aşamasına kadar getirdim.
Biraz da kayıt sürecinden bahsetmek istiyorum. Bu yaylıları ne yapacağız?
Ozan Tügen benim çalıştığım ve hayatımda olduğu için kendimi çok şanslı hissettiğim insanlardan biri. Eminim bu programı o da dinleyecek. Ozan’la “Elimde Dünya” albümünü hep birlikte yaptık. Ozan Tügen, Tarkan Gözübüyük, Cihan Barış... Muazzam bir ekipler.
Benim albümümde de tüm yaylıları Ozan yazdı. İstanbul Strings çalmıştı, bu şarkıda da onlar geldi ve kaydettiler. Biz şarkının elini yüzünü topladık. Cem Şahin’in stüdyosuna , Kilyos’a gittik . Haftanın 2-3 günü oradaydık. Nereden baksan bir 10 günümüzü aldı. Sonra da şarkının başı sonu belli oldu, trafiği belli oldu ve Ozan Tügen’e götürdüm koşa koşa. Hatta götürmeden önce hemen mesaj attım “Ozan bu iş senin ellerinden öper.” diye. O kadar güzel bir yaylı partisyonun yazdı ki şarkıda mix yapılırken yaylıları açtırmak istedim.
Müthiş bir şarkı, müthiş de bir klibi vardır diye düşünüyorum.
Bu program çıktığında yayınlanmış olur ama aslında bugünün öyle de bir önemi var. Bana geldin, ilk programın ve bu gece girecek klip yayına. Çok heyecanlıyım dediğim gibi ilk oldu ve dijital platformlar da çok fazla destek verdiler. O yüzden de çok mutluyum. Buradan her birini anmayacağım birini unuturum, çok ayıp olur. O konu açısından da biraz şanslı olduğumu düşünüyorum.
Hisler ne kadar gerçekse şarkı da o kadar samimi olup insanlara daha hızlı aktarıyor.
Bir de hatırlarsan bizde çok vardı grup zamanındayken de, şarkıların zamanını beklerdik. İşte slow şarkılar bu dönem, hareketli şarkılar bu dönem... Ama söyle bir şey var Güntaç, iyi şarkının zamanı olmuyormuş. Ben buna inanıyorum ve şimdiye kadar tecrübe ettiğim şeyler de bunu gösterdi. Eğer şarkın iyiyse zaman önemli olmuyor.