İlişkilerde En Çok Yaşanan Problemler
Her insan farklı olduğunu düşünür ama mutsuz olunan ilişkilerdeki problemler birbirine çok benzer. Bu türlü türlü problemlerin arasında en konuşulan ve belli olan; iletişimsizlik.
İletişimsizlik problemleri farklı adlarla gelir : Anlaşamıyoruz, uyumsuzuz, konuşamıyoruz, tatlılıkla iki çift laf edemiyoruz veya artık birbirimizden koptuk şeklinde.
Bazen de çiftler arasında bazen rekabetler görürüz. Bu rekabetlerin sonucunda belki haklı olma çabaları, belki tartışmalar… Tartışmaların sert bir biçimde ilişkinin geçmiş bilançosuna yerleşmesi. Bunlarla alakalı ağırlıklar olur. Ve o tartışmaların sonucunu ya da o tartışmaları konuşuruz ilişkilerde.
Ayrıca, dışarıdan çok iyi gözüküyoruz ama siz bir de içimizi bilseniz diye gelen çiftler var. Burada o imaja, imajdaki problemlere bakarız. Altında insanların belki ilişkide değersiz hissetmeleri, sevilmediğini hissetmesi , yalnız hissetmesi gibi problemlerle karşılaşırız.
Dışarıdan müdahaleler de söz konusu olabilir. Aile, büyük aile problemleri bazen kayınvalide, anne, babanın ilişkinin içine girmesiyle ilgili dertler duyarız. Aldatma, kıskançlık gibi problemler yine o ilişkide var.
Aldatma Nedenleri
Bunun tek bir cevabı yok. Buzdağının görünen yüzünde neden aldattın, görünmeyen yüzünde bunun altında ne var. Bunları sorguladığımızda kişi kendisi bile anlayamıyor neden aldattığını bazen.
Aldatma bilinç dışı dikkat ve çekmek için yapılıyor. Bazen gerçekten o tatminsizliği bitirmek, bazen öç almak, ceza vermek bazen de farklı bir keşif için, belki kendini farklı bir doyuma ulaştırmak için. Türlü türlü şekillerde aldatma olabiliyor. Ve kişi bile gerçekten bunu ifade edemiyor. Bazen neden aldattın sorusunun cevabı yok.
Aldatma Modellerinin Arkada Yatan Motivasyonu
Motivasyon yeniyi keşfetmek, bazen kendini tanımak. Hani derler ya, ben kendimi tanımak istiyorum; ben ne istiyorum, ben ne seviyorum, ben neden hoşlanıyorum? Şimdi bu ‘ben’ dediğimiz şey veya o ‘değişim’ dediğimiz şey sürekli olan bir hadise.
Damak tadımız bile 7 yılda bir değişiyor. Dolayısıyla sen de hep değişiyorsun, değişirken de kendini keşfetmek istersin. Fakat bu keşfin yarattığı bir heyecan da vardır ama bu heyecanın tam tersi bir tehdit de aynı zamanda su yüzüne çıkabilir.
Bir şey keşfettikten sonra onu sevdiğini öğrenirsen artık geriye dönemezsin. Artık, ya ben bunu sevmiyormuşum, eski halimi sevmiyormuşum diyemezsin.
Neden bir şeyi hep değiştirmek istersin, neden hep yeni bir şey keşfetmek istersin? Örnek veriyorum; bir koltuk var, o koltukta oturuyorsun. Ben bu koltuğu değiştirmek istiyorum der misin ? O koltuğu neden değiştirmek ister insan ?.. Terletiyordur belki, belki kumaşı eskimiştir ama o koltukta oturmayı sen seçtin, sen tercih ettin o koltuğu. Şimdi değiştirmek istediğin şey ne ? Aslında o şeyde eksiklikleri gördüğün zaman veya bazı yetersizlikleri farkettiğin zaman o değişikliğe gitmek istersin. İlişkide de bunu yapıyoruz bazen. Bazı şeyleri değiştirmek istiyoruz, ondan memnun değiliz. Ama zaten biz sürekli değişiyoruz. Acaba bu değişen şeyde neyi sevmiyoruz, ne kötü ? Bunları biraz kazıyoruz terapide. Ve o keşfetme kanalında da bilinçte olunması gerektiği kanısındayım. Yani bilinçli olarak adım atmak, bilinçli olarak değiştirmek. Çünkü bilinçsiz yere ben şunu yapayım, şöyle yapayım.. O heyecanın gerçekten sonu yok.
Bir çiftle beraber bir terapideydim. Bu çift ilişkisine heyecan katmak istiyordu. Seks hayatlarına, cinsellikle alakalı aslında neleri farklı yapabiliriz diye sohbet etmeye başlamışlardı. Ve bu sohbet heyecan vermeye başlamıştı. Biraz çarpıtarak anlatacağım tabii, terapi materyali olduğu için. Ve bir karar verdiler, diyelim ki biz bu ilişkiye üçüncü bir kişiyi dahil edelim. Ama sadece seks hayatını biraz hareketlendirmek için.
Üçüncü Biriyle İlişkinin Çökmesi
Reklamlarla bile pompalanan bir şey değil mi bu ? Seks hayatına renk kat.. İlişkine heyecan getir. İşte bu heyecanın altında ilişkiye, cinselliğe bir renk getirmek istemişler. Ve demişler ki bunu heyecanlandırmak için banal olan ya da sıradan olan ilişkimize bir üçüncü kişiyi dahil edelim. Ve gerçekten bu dedikleri şeyleri de yapıyorlar. Yani cinselliğe bir üçüncü kişi geliyor, bir erkek geliyor. Ve ondan sonra yaşanan hadisede bu ilişkiyi, cinselliği ya da bu keşfi diyeyim, bu macerayı aralarından bir tanesi seviyor ve diğeri sevmiyor. Şimdi zamanı nasıl geriye döndürebiliriz. İşte keşfin böyle tehlikeli bir tarafı da var. Çünkü neyi seviyorum ben diye baktığında acaba sen onu gerçekten sevecek misin, seversen karşı taraf bunu sevecek mi ? Bu değişim ne kadar ileriye gidecek ?
Tek Eşlilik
Şu anda tek eşliliği yanlış tanımlıyoruz, 80 yıl önce tek eşliliği tanımlarken şöyle derdin: Bekaret kemeri denilen bir kavram geldi, birisiyle beraber oluyor ve hayatının sonuna kadar onunla ilişkisini sürdürüyor. Tek eşlilik budur yani başka olasılık bilmiyor. O adamdan, kadından başka bir ilişki yaşamıyor. Dolayısıyla o kapı aralanmadığından baskılayacağın bir şey yok çünkü varlığından haberin olmadığında yoksunluğunu hissetmiyorsun.
Şimdi, güncel tek eşliliğe bakalım. Bugün tek eşlilikte aslında seviyeli bir tek eşlilikten bahsediyoruz. Her ilişkide tek eşli olmaktan bahsediyoruz. Ben biriyle bir ilişki yaşıyorum, anlaşamadığım yerde o ilişkiyi bırakıyorum sonra başka bir ilişki buluyorum onu da 3 ay yaşıyorum sonra bırakıyorum sonra diyorum ki: Şöyle bir şey istiyorum ve sürekli aslında biri giriyor hayatıma ve gerçekten bu mu tek eşlilik? Çünkü burada çok eşlilikten bahsediyoruz fakat sadece bu hadiseyi. belki de kalıbına uydurmaktan bahsediyoruz. Yasal olarak yapmaktan bahsediyoruz hatta. Bu yüzden, o kapı bir kere açıldıktan sonra zihnin arkasına farklı görüntüler gelebilir. Kıyaslamalar geliyor, eski eşim böyle yapardı, eski ilişkimde bunu yaşamıştım. Bu, aslında çok eşli olmanın verdiği sonucunda hafızana giren. O bağlanmanın kimyasına işleyen. Ve bu bir kere işlediğinde geri dönüşü de yok.
İlk aşk dediğin psikolojide şudur: İlk ilişkiye girdiğin kişi değil ve lisede ilk aşık olduğun adam değil. En uzun süre bağlanma yaşadığın kişi ve o fizyoloji kimyana işlediğinde belki sekizinci ilişkinde belki seks esnasında arka planda birisi beliriyor. O en çok beliren kişi senin ilk aşkın, en fazla bağlanmayı hissettiğin kişi ilk aşkın. Sıra olarak ilk olmasına gerek yok bu kişinin.
Tek eşlilik veya çok eşlilikten konuşurken ilk aşkı da konuşmak lazım. Biriyle çok ciddi bir bağlanma yaşadın, bu bağlanmadan sonra en yakın veya belki daha fazla kiminle yaşıyorsun belki senin gerçek eşin o.
Aldatmayı Alışkanlık Haline Getirme
Aldatma veya doyumsuzluk o kişinin kaçınılmaz sonu olabilir çünkü sürekli bir şey arıyor ve diyor ki: Ben bu ilişkide mutlu olacağım, bu ilişki tam aradığım ilişki!
İlişkiden sürekli bir doyum beklentisi içindeyiz ve bunu kendimizde bulamıyorsak insanlarda arıyoruz. İlişkide beklenti nedir? Ruhum doysun, keyfim yerine gelsin, cinsellik zirvede olsun, birlikte paraya para demeyelim, aşkımızın baharında olalım. Böyle türlü beklentiler içerisindeyiz ve çok fazla anlam yüklüyoruz.
Tek başınayken sürekli mutlu olmak istiyorsan ve bu tek başınalıktan doyum alamıyorsan bu sana bir insan veremez ama sen bu insanı arıyorsun ve olmadığında da diyorsun ki: Bu da olmadı, acaba çevrede ne var? Kişi aldatma kanalına girmiş oluyor. Tek başınalığın nasıl dingin olursun? Çünkü biz hepimiz aslında her ilişkide de tek eşliyiz ya da tek başınayız. İlişkideki hayal kırıklıkları ya da geçmişte alamadıklarını almak, tahsis etmek istiyorsun ve bunu dışarıda aradığında işte o aldatma kanalı açılmış oluyor.
Aldatılan Taraf
Aldatılan tarafın, acısına bakması gerekir çünkü acısı ona yanlışı ya da doğruyu yaptırabilir. Bir değişimin kilit noktası aslında çektiğin acılardır, bir şeyde yeterince acı çektiğini düşünüyorsan dersin ki: Ben bundan çok acı çektim, ben bunu değiştiriyorum veya acının o c’nin altına bir nokta koyarsın “açı” olur, bunu farklı bir açıyla görebiliyorum, ben ne istediğimi biliyorum.
Şimdi, o kişi acısına baksın çünkü aldatılan kişi çok ciddi, çok derin bir acı duyuyor ve bu anı olursa eğer anı olarak devam ettirirse o da başkasının canını yakmak isteyecektir. Tarihte de hep böyle olmadı mı? Canı yanan kişi de acısına bakmalı ve onunla çalışmalı.
'Cinsel Organda Boyut Meselesi ve Bazı Diğer Durumlar' podcastine buradan ulaşabilirsin.