Fotoğraf: Arif Akdenizli
Belki klişe olacak ama gerçekten kendimi bildim bileli gördüklerimi boyalarla mağara adamı gibi evin duvarlarına çiziyordum. Ailemin bu konuya rahat yaklaşması çizmeyi zamanla kendimi ifade yöntemim haline dönüştürdü.
Güzel bir şarkıdan, iyi bir hikayeden, özgün sohbetlerden ve eski filmlerden bolca etkileniyorum. Önce kendi eleğimden geçirip görsel olarak nasıl anlatmam gerektiğine karar veriyorum. Çizerken normal rutinimde düşünemediğim ve çözmeye fırsat bulamadığım pek çok şeyi düşünürüm. Bu süreçte hem rahatlar hem de yeni bakış açıları kazanmaya çalışırım. Bir çeşit meditasyon diyebiliriz.
Aslında bir fikir olarak ortaya çıkmadı. Müziğe olan derin merakımdan dolayı satın aldığım sanatçıların albümlerini dinlerken müziklerine ya da konseptlerine uygun olmadığını düşündüğüm kapakları kendimce yeniden yorumlayarak başladım bu işe. Albüm için hazırlanan sanat çalışmaları ve tasarımlarını müzikten bağımsız değerlendiremiyorum. O sebeple hoşuma giden işler hem işitsel hemde görsel olarak dengeli olmalı diye düşünüyorum. Pink Floyd’un kapak tasarımlarını yapan Storm Thorgerson, The Who’nun kapak tasarımcısı Sir Peter Blake, pek çok sanatçının ikonik kapaklarını tasarlayan Paula Scher ve punk rock müzik camiasının unutulmaz sanatçısı Raymond Pettibone çok sevdiğim tasarımcılardan bazıları.
Çoğu zaman marka odaklı ticari işlerimde hissel güçlü bir bağ kuramasam da bireysel işlerimde genellikle o bağı duygusal veya ruhsal bir şekilde kurmaya çalışıyorum. Süreçlerimin belli iniş ve çıkışları oluyor her dönemimin hissiyatı ve bıraktığı izler bambaşka oluyor.
Meraklı biri olarak hepsine karşı bir ilgim olmasının yanında aslında ağırlıkla esinlendiğim alanlar genellikle görsel ve işitsel sanatlar oluyor. Edebiyattan da oldukça besleniyorum.
Pes etmeden konunun üzerine gidiyorum ve problemi doğru anlamaya çalışıyorum. Bununla birlikte alternatif çözüm yolları geliştirmeye çalışıyorum.
Bence birbirine saygı duyan ve fikirlerini çekinmeden doğru şekilde aktarabilen sanatçıları barındırması oluşumumuzun uzun soluklu olmasını sağlıyor.
David Smith, Stephen Powers, Shepard Fairey, Banksy, Raymond Pettibone, Ramon Maiden, Stefan Sagmeister, Paula Scher, Aaron Draplin, Alex Trochut gibi farklı alanlarda üreten güncel sanatçı ve tasarımcıları ilgiyle takip ediyorum. Ama yine de eski okulun Miro, Rothko, Stravinsky, Debussy, Coltrane gibi ustalarında keşfedilmeyi bekleyen olağanüstü bir zenginlik var.
Video: Arif Akdenizli
Proje: Şahin Çakıroğlu