Saatçilik dünyası 2021'de oldukça hareketliydi. Yılın son aylarında yapılan müzayedelerden şüphesiz en önemlisi OnlyWatch hayır müzayedesiydi ancak ondan daha bile sürprizli olan bir başka müzayede sıra dışı bir sonuca sahne oldu. 64 yaşındaki bir Omega Speedmaster namıdiğer “Tropical Broad Arrow” bugüne dek bir müzayedede Omega bir saat için en yüksek fiyata alıcı buldu: tam 3,15 milyon İsviçre frankı. Omega'nın Speedmaster modelinin ikonik tarihi belli ancak böylesine bir sonucu inanın kimse beklemiyordu. Bu saati eşsiz kılan şey şüphesiz kahverengi kadranı ve kocaman bir ok şeklindeki akrebi. Oldukça güzel yaş almış bir Speedmaster. Hatta öyle ki, karanlıkta imlerin parlamasını sağlayan malzemenin zamanla aldığı altına yakın renk bile kadranla uyum içinde.
Tropikal kadranlar özellikle son dönemde oldukça öne çıkıyor. Kadranlar saatlerin bize bakan yüzü ve tasarımlarında ne kadar emek verilmişse saat de o kadar değerli olabiliyor. En az Speedmaster kadar güzel bir kadranla güncel bir alternatif yine Omega'dan geldi. Firma yeni Seamaster 300 modelinde altı Alman çeliğinden, üstü de bronzdan yapılmış bir sandviç kadran sunuyor. İmlerinin sanki oyulmuş gibi bir efekte sahip olması için bu işlem özel olarak yapılıyor. Bu saatlerin de yakın zamanda arananlar listesinde olacağını tahmin etmek güç değil.
IWC Big Pilot 43 Spitfire
Bronz demişken, IWC de Big Pilot’s Watch 43 Spitfire isimli bronz kasa ve kurma kolu sunan yeni bir model çıkardı. Saatin kadranı askeri yeşil ve onunla uyumlu ancak daha çarpıcı bir yeşil renkte kayışla tamamlanmış. Malum yeşil yeni siyah olarak saatçilik dünyasında hızla yayılıyor. Bir diğer yeşil kadran yeşil kayış örneği de Panerai'den gelmişti: Luminor Chrono Flyback Verde Militare. Üstelik bu saatin yeşil deri kayışı yanında, kauçuk bir başka alternatif de sunuluyor. Bu yeni çelik kasalı Panerai saatten 110 örnek yapılacak ve daha enteresanı sadece firmanın websitesi panerai.com'dan satışa sunulacak. Saat firmalarının dijital için yatırımlarının büyüdüğü bir gerçek. Ve bunu hızlandırmak ve canlandırmak için bu tipte uygulamalar yapmaları boşuna değil. Ancak saat alıcıları için markayla kurdukları etkileşimin daha çok fiziki bir durum olması internetten satışları sınırlı kılıyor. Sınırlı ama yok değil. Güven problemi artık bir sorun olmaktan çıktığından beridir insanlar internetten saat alıyor. Evet, teknoloji ilerlese de henüz her şeyin internetten halledildiğini söylemek mümkün değil. Ancak yeni geliştirilen AR uygulamalar sayesinde, saatleri uzaktan deneyebilmenin satışların internetten yapılması konusunda umut verici bir adım olduğunu söyleyebiliriz. Sadece onlar da değil üstelik başkaları da var. Mesela, değerli eşyaların sahipliği ve orijinalliği konusunda kripto zincir üzerinde çalışan bir uygulama olan ORIGYN'in geçtiğimiz sonbaharda değeri 300 milyon ABD dolarına erişti. Bu değerlenme, yeni bir grup yatırımcıyla yapmış oldukları anlaşmalarından geliyor. Paris Hilton da bu yatırımcıların arasında. Bir eşyanın özellikle de saatlerin orijinal olup olmadığını anlamanız için bu uygulamaya saatin bir fotoğrafını çekip yükleyince size cevabı üç saniyede vereceğini taahhüt ediyor. ORIGYN hızlı bir başlangıç yapmış olsa da dünyadaki tüm saatleri veri tabanına kaydetmesine takdir edersiniz ki oldukça uzun bir süre var. Bunun gibi iddialı olan NFT çılgınlığına ne zaman saat dünyasından bir hamle yapılır diye bekliyorken, haber Orta Doğu'dan geldi. Artık bir Patek Philippe Nautilus saati dilerseniz NFT olarak alabileceksiniz. Yanlış duymadınız! SM-ART isimli platform tarafından Kasım ayında satışa çıkarılan saat, firmanın en değerli modelleri arasında. 120.000 ABD doları değer biçilen saat ise Orta Doğu’da yaşayan varlıklı birine ait ve Londra'da bir kasada saklanıyor. Sadece 1000 adet piyasaya sürülen NFT'lerden yani hisselerden birisini alırsanız, hiçbir zaman takamayacak da olsanız bu değerli saat bir parçanız olacak. Şüphesiz bu Patek'in tarihinde de büyük bir olay. Her ne kadar onların iradesi dışında gerçekleşiyor olsa da...nBir diğer dikkat çeken haber ise Patek Philippe, Nautilus isimli bu modelinin 2022'den itibaren üretilmeyeceğini duyurdu. Aslında sırf bu haber sebebiyle bile saatin ikinci el fiyatlarının tavan yapacağını düşünürseniz, akıllıca bir yatırım olabilir. SM-ART, tüm satışlardan belli bir payı küresel ağaçlandırma çalışmalarına harcayacağını taahhüt ediyor. Sürdürülebilirlik 2021'in köşe başını tutan konularından birisiydi ve belli ki 2022'de de öyle olacak.
OMEGA
Sürdürülebilirlik demişken, İsviçre'den Panatere isimli bir firmanın saat endüstrisinin artıklarını güneş enerjisiyle geri dönüştürdüğünü biliyor muydunuz? Saatlerde kullanılan çelik yanında firma geçtiğimiz yıl titanyumu da geri dönüştürmeye başladı. 2022'de ise solar panellerle işleyen bir fırını, saat üretimi yapılan Jura'da konumlayacakmış. İsviçre bu konuda hayli hassas ve sessiz sedasız karbon sıfır hedefine doğru gidiyor. Bu noktada tartışmasız yeni jenerasyonun tercihleri ve harcama alışkanlıklarının bu yönde olmasının etkisi büyük. Geçtiğimiz Kasım ayında İstanbul'da görüştüğüm L'Epee 1839 isimli mekanik saatler ve objeler üreten firmanın CEO'su Arnaud Nicolas da bunu teyit ediyor. "Aslında saati söyleyen gizmolar diyebileceğimiz bu ürünlere, astronomik fiyatları kimler ödüyor?" diye sorduğumda aldığım cevap şaşırtmadı:
"Aslına bakarsanız yeni jenerasyondan çok müşterimiz var. Diyebilirim ki onlardan daha çok bir önceki jenerasyona markamızı ve ürünlerimizi açıklıyoruz. Genç jenerasyondan müşterilerimiz genellikle markamızı biliyor ve takdir ediyorlar. Araştırmalarını tam yaparak ne istedikleri bilen birisinin bilgeliğiyle ürünlerimizi satın alıyorlar. 20'li yaşlarının başında hatta 15 ve 17 yaşında da müşterilerimiz var. Bazıları servetlerini kendileri yapmış; internet onları bir gecede zengin etmiş. Eskiden böyle bir paraya sahip olmak için belki bir ömür boyu çalışıyordu insanlar ancak artık bu durum değişti. Müşterilerimiz daha çok yeni kuşaktan diyebilirim."
Greubel Forsey
Bu kadar parayı bir saate veya benzeri objeye veriyorsanız onun sizden sonrası için de bir yaşamı olmasını istersiniz. Evladiyelik diye tabir ediyoruz bu durumdaki ürünleri. Elbette saatlerin de bir karbon ayak izi olduğu gerçek ancak kullanım ömürleri çok uzun olduğu için bunu tolere etmek mümkün. Greubel Forsey isimli bir İsviçreli saat firması evladiyelik kelimesinin hakkını verecek bir uygulamayı 2022'den itibaren uygulamaya koyuyor. Buna göre, firmadan alacağınız bir saati dilediğiniz zaman modifiye etmek üzere yeniden firmaya gönderebileceksiniz. Küçük bir ücret karşılığında saatinizin görünüşünden fonksiyonlarına dek değişiklik talep etmeniz mümkün. İşte bu çığır açıcı bir uygulama! Düşünsenize, canınız sıkıldığında saatinize ikinci bir zaman dilimi göstergesi ekletmek veya bezelini, kadranını farklı renk yapmak mümkün. Firmanın oldukça yüksek bir fiyat aralığında bulunan saatlerinin sahipleri, bakalım bu uygulama hakkında ne düşünecekler. Veya başka firmalar da benzeri örnekleri sunacak mı, göreceğiz…
Grand Seiko
2022'nin getireceklerinden bahsetmişken; eskiden SIHH şimdiki ismiyle Watches&Wonders, Nisan ayında Cenevre'de yapılacak. Bu yıl özellikle bütün büyük saat firmalarının bir arada bulunması ve de pandemi sonrası ilk fiziki etkinlik olması önemli. İsviçre saatçiliğinin köklü firmalarıyla, bağımsızların bir arada sergileneceği bu etkinlikte bir başka davetli ülke daha var: Japonya. Seiko markası da fuarda ve usta saat firmalarıyla aynı alanda yeni modellerini sergileyecek. Bu aslında İsviçre'nin klasik saatçilik konusunda oturduğu tahtta yalnız olmadığının da bir göstergesi. Üstelik tahtını da kendi arzusuyla paylaşıyor. Buna 2021'de yapılan saatçilik dünyasının Oscar ödülü sayılan GPHG ödülleri dağıtılırken de şahit olmuştuk. Firma, Grand Seiko Hi-Beat 36000 80 Hours isimli saatiyle, 2021 Erkek Saati Ödülü’nü kazandı. Grand Seiko’nun 1967 yılında 44GS ile belirlediği tasarım çizgisine sadık kalan model, bunu çağdaş ve güçlü özelliklerle birleştirerek yeni bir çağa işaret ediyor. Ve o yeni çağda İsviçre rakiplerine karşı daha ılımlı ve rekabete odaklanmaktan çok saat yapımı geleneklerinin sürdürülmesi konusuna ağırlık vermekte hemfikir.