Bir bütünün küçücük parçası olduğunu hiç unutmadan bak onlara. Canın isterse git sarıl, canın isterse git bir arkadaşınla konuşur gibi dertleş. Ne derlerse desinler, aldırma!
Meşe / Quercus: (Tree of courage and the doorway to inner strength)
Zeus’u temsil eden kutsal meşe dalı sayesinde yağmur yağar. Meşe, kendilerinin ari ırk olduğunu iddia edenlerin kutsal ağacıdır. Keltler, Almanlar, Slavlar geçmişte meşe ağacını tanrısallıştırmışlardır. İskadinav mitolojisinde meşe ağacı, tanrı Balder’in sembolüdür. Balder gökyüzü ve yeryüzü arasında yaşayan iyi niteliklerle donatılmış bir tanrıdır. Işık, güzellik, uzlaşma, masumiyet tanrısıdır. Tevrat’ta da meşe ağacı kutsal kabul edilir. Ev, neolitik ve paleolitik çağlarda Tanrıçanın bedeni, meşe kovuğu da Tanrıçanın rahmiyle özdeşleşirdi. Paleolitik çağda meşe ağacının kovuğunda yaşayan insanoğlu, yerleşik hayata geçince kutsal meşe ağacını ev malzemesi olarak kullanmıştır. Neolitik çağın insanı meşe palamudunu yiyecek olarak kullanmıştır. Son kazılarda bu çağa ait katmanlarda meşe palamudu depoları bulunmuştur. Quercus macranthera, Quercus vulcanica, Quercus petraea (ENDEMİK)
Karaçam / Pinus nigra
Çin’de çamın ruh taşıdığına, suyunun da kişiye gençlik, zindelik uzun yaşam sağladığına inanılır. Hayat doludur ve bu özelliğini çevreye dağıtır. Anadolu Türklerince kutsal kabul edilen bozkurt, kurt çamı mitinde, ulu bir çam ağacı altında Tanrı’ya emanet edilen bebeği emzirmiştir. Çam ağacı, Tanrı’nın sıfatlarını sembolize eder ve tıpkı Tanrı gibi kendisine sığınanları kollar ve besler. Pinus nigra subsp. pallasiana var. fastigiata (ENDEMİK)
Sığla / Günlük ağacı / Liquidambar orientalis
Dünyanın en eski ağaçlarından olan sığla ağacı, yeryüzünde sadece Güneybatı Anadolu’da ve Rodos adasında bulunur, salgısından ‘sığla yağı’ elde edilir. Ülkemizde 'günlük ağacı’ olarak da bilinir. Sulak ortamları çok seven sığla ağacıözellikle ülkemizde Fethiye – Marmaris arasında saf ve karışık ormanlar oluşturur. Sığla reçinesinin antik dönemden günümüze devam eden tıbbi ve aromatik bir kullanımı vardır. Güzellik kürleri için sık sık sığla ağacının olduğu bölgelere gelen Kleopatra’nın güzellik sırlarını bu ağaca borçlu olduğu söylenir. Tıbbi aromatik bir yağ olan sığla yağını Hipokrat ilaç olarak kullanırken eski Mısırlılar mumyalama işlemleri için kullanmışlardır. Batık Fenike gemilerinden çıkarılan ve içi sığla yağı dolu amforalar geçmişte sığla yağının Akdeniz ticaretinde önemli bir yer tuttuğunu göstermektedir.
Göknar / Abies
Karagaslar’dan derlenen bir söylenceye göre küçük adamlar, insanlara ölümsüzlük suyu getirirken tavşana binerler. Ancak onları görenler bunu gülünç bulur ve hallerini alaya alırlar, buna bozulan küçük adamlar ölümsüzlük suyunu sedir, göknar ve çam ağaçlarına serperler. Bu ağaçlar o sebeple yıl boyu yeşildir. İstanbul’un fethinde Toros tahtacıları tarafından Göknar ağacından kızaklar ve gemiler yapılmıştır. Truva atının da göknardan yapıldığı söylenir. Abies nordmanniana (subsp. equi-trojani), (ENDEMİK)
Defne / Laurus nobilis
Apollon, Daphne adında bir peri kızına aşık olur, kaçan kız toprak anaya onu saklaması için dua eder ve bir defne ağacına dönüşür. Apollon da solmayan ve dökülmeyen defne yapraklarını bu olaydan sonra başaranlar, büyük işler yapanlar, yaratıcı kişiler ve kahramanlar için çelenk olarak alınlarını süslemeye kullanılır. Bir tür başarı sınavı kabul edilen Bacaloria, adını Laurus’un yani defnenin hikâyesinden alır.
Sedir / Cedrus
Mezopotamya mitolojisinin en önemli mitoslarından Gılgamış’ta Humbaba adındaki dev yaratık, Sümerlerin en büyük tanrılarından (hava tanrı) Enlil tarafından Sedir ormanlarını korumakla görevlendirilmiştir. Altaylarda sedir ağacı, Tanrı'ya dua edilecek yer olarak kabul edilir. Sedir ağacı tüm orman hayvanlarına ve insanlara hayat verir. Onun kozalakları olmasa ormanda yaşam olmaz. Torosların zirvelerinde yer alan sedir ağaçları Yörüklerin yağmur duası için seçtikleri Dua Gaba ağacı olarak isimlendirilir. Sedir ağaçları avcıların yuvası gibidir. Ağacın türlerinden biri olan Toros sediri tüm dünyada sadece Türkiye ve Lübnan dağlarında yaşam bulur. Dünyanın en büyük doğal sedir ormanı Antalya’nın Elmalı ilçesindedir. Kerestesinin dayanıklılığı nedeniyle tarih boyunca gemi yapımında kullanılmıştır. Marcus Antonius, Mısır donanmasını güçlendirebilsin diye sevgilisi Kleopatra’ya sedir ormanları yönünden oldukça zengin olan Olba Bölgesini (Mersin-Silifke civarı) hediye etmiştir. Sedir ağacının bu kadar kıymetli olması, onu dünyanın, hakkında ilk doğa koruma kanunu çıkarılan canlı türü yapmıştır.
Servi / Cupressus
Batı’da ölüm ve yasın simgesel karşılığıdır. Bedeni koruduğuna inanılır. Doğuda ise fallik biçimiyle dayanıklılık ve ölümsüzlük sembolüdür. Çinli simyacı Ko Hung, servi ağacının özüyle ayaklarını ovan kişinin su üzerinde yürüyebileceğini, hatta tüm vücudunu servi özüyle ovan kişinin görünmez olacağını iddia eder. Servi meyvelerinin bir özelliği de onu yutan kişinin bin yıl yaşam kazanmasıdır. Servi, Türk kültüründe ebediyetin sembolüdür. Daima yeşil olan servi, ataların ruhlarının cenette olduğunun ve torunlarının mutlu yaşamının teminatı olarak görülür. İbrani mitlerinde Nuh’un gemisi, bir servi türü olan gofer ağacından yapılmıştır.
Kavak / Populus alba
Türk mitolojisinde yaygın bir motif olan kavak ağacı, direk anlamına gelen tirek ve terek adlarıyla da bilinir. Yeri ve göğü birleştiren bu ağacın hayat verdiğine inanılır. Bir evi direği gibi obayı birleştiren babadır kavak. Kavak ağacının üç dünyayı, cehennem (yeraltı), yaşadığımız dünya (yeryüzü), cennet (gökyüzü) birleştirdiğine inanılır. Ünlü Manas destanında kavak ağacının hem ölümü hem dirilişi simgelediği görülür.
Çınar / Platanus
Zeus ve Europe’un altında birleştiği kutsal çınar... Mısır’ın en büyük tanrıçalarından Hathor, evrenin yaratıcı ineğidir ve hep bir çınar ağacı üzerinden tasvir edilir. Tanrıçayla özdeşleşmiştir. Nuh’un gemisi çınar ağacından yapılmadır. Çınar kendi kendisiyle tutuşmasıyla ayrıcalıklı bir ağaçtır ve ‘çınarın ateşi kendindendir’ denir. Eski İran’da çınar zenginlik, bereket, bolluk, hükümdarlık simgesidir. Doğurganlık çağındaki kadınlara sağlık vereceğine inanılır. 100 yıllık çınarlar, murat ağacı olarak saygı görürler.
Erguvan / Cercis siliquastrum
Manası hüzün, utanç, güç ve kibir, naz ve niyaz, aşk ve işve, neşe ve de zarafetle tarumar... Mevsimi bahardır, kısadır. Acelecidir ve de nazlı. Seyrek görünse de ardından çok konuşulur. İstanbullu zannedilir. Çokça sevmiş olsa da ana yurdu değildir İstanbul. Efsaneler kökenlerini Kenan illerinde bulmuştur erguvanın. Erguvan ağacının isimlendirilmesinde genellikle büyüleyici rengine atıfta bulunuluyor. Kelimelerin kökenine baktığımızda hemen hepsi Akadça'da mor rengi ifade eden ‘argamannu’ sözcüğüne denk gelir. Aramiceye ‘argvana’ diye; Aramice'den Arapçaya ‘ercuvani’ ve oradan da Türkçeye ‘argavan’ diye gelmiştir. Günümüz Türkçesinde erguvan halini aldı. Bununla birlikte Kutadgu Bilig'de yer alan 17 çiçek isminden biridir. Bundan başka ‘deliboynuz’, ‘selecek’ ve ‘zazalak’ diye de bilinir. İngilizcede ‘Judas Tree’ yani ‘Yahuda Ağacı’ olarak geçer ve bu adı Yahuda'nın, Hz. İsa'yı tutuklattıktan sonra Hristiyan inancında kendini astığı ağaçtan ve aldığı erguvan renginde de kanından olduğu inancından alır. Lakin bu isimlendirmenin, erguvanların sıkça yetiştiği Fransa'daki ‘Judea’ isimli tepelik bölgenin bir ağacı olan ‘Judea Ağacı’ (Arbre de Judee) tamlamasının yanlış türemesi sonucu oluştuğu da söylenir.
Keçiboynuzu / Ceratonia siliqua
Yakup peygamberin ekmeği keçiboynuzu çekirdeği, doğada ağırlığı değişmeyen bir tohumdur. Çekirdeklerin hepsi aynı ağırlıktadır ve her biri 0.2 gram ağırlığa sahiptir. Antik dönemde çok kıymetli şeyleri tartmak için keçiboynuzu çekirdeği kullanılmıştır. Günümüzde ağırlık ölçü birimi olarak kullanılan 'karat’ kelimesi keçiboynuzunun Latince adı olan Ceratonia’dan gelir. Keçiboynuzu çekirdeği Osmanlı döneminde de ağırlık ölçü birimi olarak kullanılmıştır. Türkçedeki ‘iki dirhem bir çekirdek’ sözündeki çekirdek işte bu keçiboynuzu çekirdeğidir. Halk arasında keçiboynuzu meyvesinin cinsel gücü artırıcı, afrodizyak özelliğe sahip olduğuna inanılır. Yunan mitolojisinde de Zeus’un erken yaşta olgunluğa erişmesinin, çok çapkın olmasının nedeninin gençliğinde bu meyvelerle beslenmesinden kaynaklandığı söylenir.
Söğüt / Salix babylonica : (Tree of inspiration and intuition)
Batı kültüründe salkım söğüt şeytanla ilişkilendirilir ve yas sembolü olarak kabul edilir. Doğu kültüründe söğüt ağacı dişi zarafetini ve ilkbaharı temsil eder. Japon Ainular’ın inanışlarında ise ilk insanların belkemiği söğüt ağacındandır. Türk kültüründe yiğitlerin gölgesinde oturup çadır kurdukları kutlu ağaçlardan. Söğüdün kutu insana girdiğinde çocukları seven duygulu ve evcimen olur. Bir anne gibi koruyucudur.
Ardıç / Juniperus
Saygın bir ağaçtır. Orta Asya’da sihirli bir gücü olduğu inancı yaygındır. Ateş yoluyla temizlenmeyi temsil eder. Kötü ruhların ardıçtan uzak durduğuna inanılır. Cin, şeytan kovmak için ardıçtan yardım alınır. Ev bahçe, beşik, ağıl gibi yerler ve hastalar ardıçla tütsülenir. Ardıç ağacı yanında gürültü yapanın, küfredenin hastalık veya ölümle cezalandırılacağı düşünülür. Yükseklerde, zorlu kış şartlarında yaşayabilen ardıç tarih boyunca kadim kültürlerce hep saygı görmüştür. Tarihin ilk yerleşim yerlerinden olan Çatalhöyük’te evlerin ortasından yükselen direğin ve çatı sisteminin ardıç ağacından yapıldığı biliniyor. Ardıç ağacının aynı zamanda tanrıyı temsil ettiği düşünülüyor. Bu tanrısal anlamlandırma tarih boyunca hep devam etmiş ve saygın kişilerin mezarları başında çoğu zaman ardıç ağacı olmuştur.
Kayın / Fagus
Türk kültüründe kayın kutsaldır. İslamiyet öncesinden kayın ağacına tapan topluluklar olduğu bilinir. Hâlâ da kutsiyeti devam eder. Şamanizm inancına göre kayın ağacı koruyucu ana Umay ile göksel ata Ülgen tarafından yere indirilmiş. Bu ağaca tanrıdan ayrılan kayın anlamında ‘kudaydan ayrılan kayıng’ deniyordu. Tanrısal özelliğinden ötürü yıldırımın tesir etmediğine inanılıyordu. Kayın ağacı evlilik törenlerinde de başrol oynar. Aileye mutluluk, iyilik ve sevgi getireceğine inanılır.
Sakız ağacı / Pistacia lenticus
6 bin yıllık fosilleri bulunan sakız ağacı, ürettiği reçine sayesinde en kıymetli bitkilerden biri olarak tanınıyor. ‘Mastik’ de denen bu değerli reçine tarihte Yemen Sakızı ve Arap Sakızı olarak da biliniyor. Osmanlı kültüründe ‘damla sakızı’ olarak önemli yeri olan sakız ağacı reçinesinin şifalı özellikleri 2 bin 500 yılı aşkın süredir biliniyor. Damla sakızı, Hipokrat tarafından tedavi edici madde olarak tavsiye ediliyor. Osmanlı zamanında güzel kokusu ve lezzeti, ferahlatıcı ve nefes açıcı etkisiyle padişah gözdesi haline geliyor. Sakız Adası’ndaki tüm üretim ve dünya ticareti Osmanlı İmparatorluğu himayesinde gerçekleşen bu kıymetli ürün, Osmanlı kültüründe çok önemli yer tutuyor.
Akasya / Acacia
Musevilerce kutsal kabul edilir. Yahudi-Hıristiyan inancında akasya ölümsüzlük sembolü olarak görülür. İslam öncesi anaerkil dönemde ise put kabul edilen Lat, Uzza ve Menat’a akasya ağaçlarının içinde tapınılırdı.
Ilgın / Tamarix
Smyrna mitine göre, Kıbrıs kralı Kinyras’ın kızı olarak Myrike adı geçer. Myrike, Tamaris yani ılgın ağacı anlamına gelir. Ayrıca Mısır mitolojisinde tanır Osiris’in kutsal ağaçlarından birisi ılgın ağacıdır.
Badem/ Amygdalus communis
İlk uyanan ve çiçeklenen badem ağacı uyanıklığı temsil eder. Perslerin cennet ağacıdır ve bekaretin sembolüdür. Çin’de dişi güzelliğini ve esnekliğini simgeler.
Sandal ağacı / Arbutus andrachne
Altay Türk mitolojisindeki tufan mitosları diğerlerine benzer. Tanrı Ülgen düzeni tekrar kurmak için yeryüzünde bir tufan kurgular. Bu kararını da meşhur bir adam olan Nama’ya açıklar ve ondan Sandal Ağacı’ndan bir gemi yapmasını ister. İnsan ve hayvanları bu gemiye toplarlar, afet sonrası yükselen sularla Nama’nın gemisi yüzmeye başlar. Bir vakit sonra karaya oturunca bir kuzgun yollanır, karga ve saksağan da geri gelmez. Güvercinler ise ağızlarında bir al parçası ile geri gelerek insanın yoldaşı olmuşlar. Diğer kuşlar ise leş yerken görüldükleri ve geri gelmedikleri için lanetlenir. Türk kültüründe Manihaist-Budist inanışın etkisiyle beyaz tekir renkli doğan kuşu kutsal kabul edilir. Bu kuşun sandal ağacı üzerinde oturduğuna inanılır. İslam ikonografyasında önemli bir yer tutan Simurg, Kaf Dağı’nda yaşadığına inanılan efsanevi bir kuştur. İnsanlar gibi düşünüp konuşabilen Simurg, hükümdarlara akıl verir, yaraları tüyleriyle iyileştirebilir. Kaf Dağı’na ulaşabilmek için Simurg’a binmek gerekir. Kaf dağındaki köşkü andıran yuvası ise öd, abanoz ve sandal ağacından yapılmıştır.
Nar / Punica granatum
Güneşle ilişkilendirilen nar meyvesi genel olarak bereket sembolüdür. Nar meyvesi doğurganlık (rahim) ve kırmızı suyuyla yaşam kanını temsil eder. Türk kültüründe de nar kutsal kabul edilir ve cennet meyvesi olarak bilinir. Nar da tıpkı elma gibi zürriyetin simgesidir. Rüyada nur görmek neslin bereketli olacağına yorulur. İran mitolojisinde Adem ve Havva’nın karşılığı olan Meşy ve Meşyane’nin doğum gününde insanlar birbirlerine güzel hediyeler verir. Sultanlar bu bayramda üzerinde güneş resmi olan bir taç takar; çünkü Mihr günü güneşle yakından ilişkilendirilir. Hatta güneşin bu günde yaratıldığında inanılır. Daha sonra Hıristiyanlığın yaygınlaşmasıyla Orta Avrupa’da bu gün İsa’nın doğum günü olarak kabul edilir ve sofra donatılır. Zerdüştlerin en güzel giysileriyle oturdukları bu sofrada şarap, ayna, gül suyu ve nar bulundurulması bir gelenektir.
Dut / Morus nigra
Dut ağacı Türk kültüründe evin saadeti, mutluluğu ve bereketinin sembolüdür.Evin ruhudur. Bir evin temelini atmadan evvel duygulu bir ağaç dikme geleneği vardır. Nar, incir, söğüt, turunç yanında dut da duygulu ağaçlar arasında sayılır.
Zeytin / Olea europaea
Akdeniz dünyasının yaşam kaynağı niteliği taşıyan ve çoğu mitosta ‘ölmez ağaç’ olarak adlandırılan zeytinin Tanrı tarafından insanlığa armağan edilişi çokça anlatılır. Adem ve Havva’nın cennetten kovulduktan sonraki hikâyelerinde ise ölmeden önce af dileyen Adem’in öldüğünde boğazına konarak gömülmesini sağlayan ‘Cennet Bahçesi Meleği’nin verdiği tohumlar zeytin, sedir ve servi ağacı olarak Adem’in mezarından ve bedeninden doğar. Evliya Çelebi, Çemberlitaş sütununun tılsımıyla ilgili ilginç bir efsane aktarmaktadır: Buna göre sütunun en tepesinden sığırcık kuşu biçiminde bir tılsım yerleştirilmiştir. Bu kuş senede bir kez kanat çırparak haykırır ve bunu işaret sayan diğer kuşlar, gagaları ve tırnaklarıyla zeytin getirirlermiş.
Portakal / Citrus sinensis
Japonya’da 140 yıl hüküm sürmüş bir kral olan efsanevi Suinin bir gün büyük bir kahraman olan Tajima-mori’yi çağırır ve ondan ebedi hoş kokulu ağacı bulmasını ve meyvesini getirmesini ister. Kahraman hemen yola koyulur ancak döndüğünde Suinin ölmüştir. Taji-mori meyveyi ikiye böler, birini imparatoriçeye sunar, kalanı da kutsal kralın mezarına götürür. Bu ağaç, portakal ağacıdır.
İncir / Ficus carica
Neredeyse evrensel bir bereket sembolüdür ve yaprağı erkekliği, meyvesi ise dişiliği temsil eder. Budizm’de ise incir ağacına mistik bir güç atfedilmektedir. Buda banyan ağacının (bir tür incir) altında yedi hafta boyunca düşünmüş ve bu sayede Buda’lığa erişmiş. Ayrıca Brahman inancında incir tanrı Vişnu’nun ağacıdır. Ortadoğu mitolojisinde incir, sapından süt süzülmesinden yola çıkılarak doğurganlıkla ilişkilendirilir. Yahudi inancında incir, buğdayla birlikte Adem ve Havva’nın cennetten kovulmasına sebep olan yasak meyve olarak kabul edilmektedir. Ayrıca Nuh peygamber tufandan sonra gemiden bir güvercini dışarıya göndermiş, güvercin bir zeytin dalıyla dönmüş. Bundan dolayı güvercin barış elçisi, zeytin dalı barış sembolü olarak kabul edilmiş. Kimi anlatımlarda güvercinin bir incir dalı, ayağında da yosunla döndüğü anlatılır. Ayrıca gemide 12 ay süren tufan boyunca tüm canlıların incir ekmeği yiyerek hayatta kaldığı söylenir. Kuran’ı Kerim’de incir bir sureye (Tin suresi) ismini vermiştir. ‘Tin’ sözcüğü incir anlamına gelmektedir.
Ceviz / Juglans regia
İkizler burcu ceviz ağacı olarak tasvir edilmiş (16’ıncı yüzyıldan bir minyatürde).
Fındık / Corylus colurna - Türk fındığı : (Tree of creative charge and inspiration)
Ölümsüzlük... İsveç’te yılana karşı koruyucu. Kelt inanışına göre bilgeliği, derin bilgiyi ifade ediyor. Hızlı hareket eden enerjiyle ilham akışımızı hızlandırıyor. Bir yemişte iki fındık bulmak şans getiriyor; birini ilham için ye, diğerini doğaya geri gönder! Fındık bize kreatif çözümler bulduran, ilham ve hızlı aksiyon aldıran, değişimlere uyum sağlatan bir ağaç.
Hünnap / Zizyphus jujuba
İslam inancında göğün yedinci katında yani sonunda Sidre adında bir ağaç olduğuna inanılır. Şifalı meyveleri vardır. Sidre, Arapçadaki hünnap ağacına karşılık gelir.
Hurma / Diospyros kaki
Meyvesi İslam dünyasında çok sevilir. Kutsal kabul edilir. Meryem, İsa’yı doğururken bir hurma ağacının dalına tutunur. Üzerine hurma meyveleri düşer, bu bir ilahi işaret olarak görülür. İsa’nın isimlerinden biri Zu’n-nahle yani ‘hurma ağacı sahibi’dir. Allah’ın, Adem’i yarattığı topraktan arta kalanla hurmayı yarattığı bildirilir. Hurma, Adem’in kız kardeşi olarak bilinir. Kuran’da zenginliğin ve bereketin işareti olarak görülür. Çin’de de bir asır açlık ve susuzluk giderdiği bir hikâyeyle kutsal kabul edilir. Eski Türklerde ve Osmanlı’da düğünlerde büyük bir sopanın üstü çeşitli süslerle bezenmiş sembolik bir ağaç dolaştırılırdı. Bu ağaca nahıl ismi verilirdi. Nahılın süsleri düğün sahibinin zenginliğine göre çeşitlenirdi. Nahıl sanatı da buradan gelir, yuvanın bereketini simgeler.
Elma / Malus sylvestris : (Tree of abundance and the other world)
Gal mitolojsinde ölümsüzlük. Cennetten atılma mitosunun yasak meyvesi. Hıristiyan sanatında elma, anne karnındaki bakireyi simgeler. İskandinav mitolojisinde gençliğin sembolüdür. Türk kültüründe yazma diye de bilinen elma, zürriyetin sembolüdür. Halk kahramanları ana babası kutlu bir kişinin verdiği elmayı yemesi sonucunda dünyaya gelir. Bazı masallarda elma yeme sonucunda kız çocuğu doğduğu yazılmıştır. Düğünlerde düğün bayrağının tepesine elma saplanır, soyun devamı dileği tanrıya ulaştırılır. Yine damadın gelinin önüne elma atması bir oğul beklentisini temsil eder. Bolluk, cömertlik, minnet demektir. Kutsal ökse otunun çok bulunduğu elma ağacı Druidlerin önem verdiği ağaçlardandır. Ortadan ikiye kesince meyvede görülen yıldız şeklindeki çekirdek kısmı kutsal yıldız, koruma olarak görülür. Sorgulamadan körü körüne inanmamayı ve kabul etmemeyi, bilgiyi savunur. Verdikçe alabildiğimiz için cömertliği, bereketi, elde tutmaya çalışmanın aç gözlülüğü ifade ettiğini gösterir.
Ihlamur / Tilia
Zeus ve Hermes’in Tanrı olduğunu bilmedikleri halde onlara misafirperverlik gösteren yaşlı çift, hikâyeye göre ödüllendirilmiş ve yaşlandıklarında biri ıhlamura, biri meşeye dönüşmüş.
Bu derleme GQMOTY2020 sayısında yayınlanmıştır.