Tarihin En Şanslı Sporseverleri miyiz?
Dergi Konuları

Tarihin En Şanslı Sporseverleri miyiz?

100 yılda bir olan salgına denk geldik. Doğa insan eliyle tahrip edildi. Yerküre ısındı. Felaketler, çalkantılar birbirini izliyor. Hayatımız belirsizliklerle geçiyor. Ama bardağın dolu tarafı da var. Sporseverler olarak tarihin en özel isimlerini izlemeye ayrıcalığına sahibiz. Hem de birçok dalda…

Avrupa Futbol Şampiyonası’ndan Olimpiyatlar’a, Roland Garros’tan NBA Playoff’larına 2021 yazında her gün başka bir keyifle geçiyor. Hayat normalleşirken, tribünlerde seyircilerin de olduğu karşılaşmaları izleyerek biz de normalleşiyoruz. Türkiye, Avrupa Şampiyonası’nda İtalya karşısına çıkarken, Roland Garros’ta Rafael Nadal ve Novak Djokoviç 4 saat 11 dakikalık unutulmaz bir yarı final oynuyor. Bir yanda İngiltere-Hırvatistan maçı varken, diğer tarafta Paris’te Roland Garros finalinde 2-0’dan geri gelen Djokoviç, Stefanos Tsitsipas’ı 3-2 mağlup ediyor ve 19. Grand Slam şampiyonluğuna uzanıyor. 

Birçoklarına göre tarihin en iyi iki futbolcusundan biri sayılan 36 yaşındaki Cristiano Ronaldo’yu Portekiz formasıyla Euro 2020’de izlerken, belki de gelmiş geçmiş en yetenekli oyuncu olan 34 yaşındaki Lionel Messi tarafından büyülenmeye devam ediyoruz. NBA’de geçen yılın şampiyon olan ve tam 18 yıldır izleyecek kadar şanslı olduğumuz LeBron James bu sezon beklentilerin altında kalırken, yeni neslin tırmanışına tanık oluyoruz. 

Yüceliğin ve klasın cisimleşmiş hali

Gelmiş geçmiş en büyük üç sporcunun aynı zaman dilinde sahada olduğu tek bir dal var. Erkekler tenisi... Roger Federer 20, Rafael Nadal 20, Novak Djokoviç 19 Grand Slam şampiyonluğuyla en yakın rakipleri olan Pete Sampras’ın 14 Grand Slam şampiyonluğunun hayli önündeler. İlk Grand Slam şampiyonluğunu Wimbledon’da 2003’te kazanan İsviçreli raket Federer, 18 yıl sonra hala büyük turnuvaların favorilerinden... Kadın tenisinde ise bir başka efsane Serena Williams, en üst düzeyde tenis oynamaya devam ediyor. 23 şampiyonluk ile tarihin en çok Grand Slam kazanan kadın tenisçisi olan Williams, Federer’in en büyük hayranlarından biri. Sözü Williams’a bırakalım: “Federer, yüceliğin ve klasın cisimleşmiş hali. O bir dahi. Tenis oyununu sonsuza kadar değiştirdi.”

2004-2008 yılları arasında 237 hafta aralıksız dünyanın bir numarası olan Federer, saha içi ve dışındaki tavrı, oyuna kattığı estetik ve izleyenlere yaşattığı göz zevkiyle, üç farklı zeminde 10’dan fazla Grand Slam kazandı. 2001 yılında 19 yaşındaki Federer, son sekiz Wimbledon Turnuvası’ndan yedisini kazanan Pete Sampras’ı mağlup ettiğinde dünya ona dikkat kesildi. Sampras, “Çok iyi genç oyuncular geliyor ve Roger onlardan biri. Ama onun diğerlerinden daha özel olduğunu düşünüyorum” diyerek dünyanın neyle karşı karşıya olduğunu ilan ediyordu. Kadın tenisinin en büyük efsanelerinden Martina Navratilova’nın 2003 yılında Federer, Wimbledon şampiyonu olduğunda yaptığı tespiti ise tarih haklı çıkaracaktı: “Federer’in şampiyonluğu, erkekler oyununda yeni bir dönemin başlangıcı olabilir.” 

banner

Federer’in en büyük özelliklerinden biri sürekliliği. “Ekselansları”nın ilk zaferiyle son zaferi arasında tam 15 yıl var. Son Grand Slam şampiyonluğunu 31 yaşında kazanan Pete Sampras ve son Grand Slam’ini 32 yaşında kazanan Andre Agassi’nin aksine, Federer son Avustralya Açık’ını kazandığında 36 yaşındaydı. Üstelik geçirdiği ciddi diz sakatlığı nedeniyle hiç Grand Slam kazanamadığı 2012-2017 döneminin ardından… Federer sakatlığının ardından üst düzey tenis oynayabildiği her günü “bonus” olarak görmeye devam ediyor. 

En büyük kim?

Peki, tenis tarihinin GOAT’u (Gelmiş geçmiş en iyi oyuncusu) kim olacak? Sadece istatistiklere bakacak olursak, 36 yaşındaki Nadal’ın 39 yaşındaki toplam şampiyonlukta Federer’i geçmesi neredeyse kesin… 2000’lerin ortalarında Nadal ortaya çıktığında, Federer erkekler tenisinde en dominant isimdi. Mallorca’dan gelen, kolsuz tişörtlü ve uzun şortlu, sahada enerji patlaması yaşayan gencin Ekselanslarıyla yaşadığı rekabetin Federer’i daha iyi olmaya zorlayacağı düşünülmüştü. Ama çok az insan Nadal’ın bu denli büyük bir efsaneye dönüşeceğini tahmin etti. İkili rekabette açık ara, 24’e 16’yla İspanyol raket önde. Toprak sahanın gelmiş geçmiş en iyi oyuncusu olduğu şimdiden kabul edilen Nadal’ı toplam şampiyonlukta geçebilecek aday ise 34 yaşında kariyerinin zirvesini yaşayan Djokoviç. 

Yakın zamanda Federer bir söyleşisinde, hem Nadal, hem de Djokoviç’in kendisinden daha fazla kupa kazanmasını beklediğini söyledi. Federer, “Sampras’ın rekorlarını kırarken kendimi rahatsız hissettiğim oldu. Bu, her zaman istediğim bir şey değildi. Böyle gelişti. Bunun tenis için büyük bir an olduğunu biliyordum. Şimdi de, biri beni geçerse bunu sorun etmem. Spor böyle bir şey” diyor.  

Nadal ise, “Her zaman söylüyorum, diğerlerinden bir fazla Grand Slam kazanan sporcu olmayı isterim. Ama sürekli bunun hakkında düşünmüyorum” diyor. Oyununu ve mental, fiziksel ve duygusal gelişimini ilerletmeye odaklandığını söyleyen Djokoviç ise “Bunu başarabildiğim sürece en yüksek seviyede rekabet edeceğim ve Roger’ın rekoruna yaklaşabileceğim.”

Bundan sonra her ne olursa olsun, bizler şanslı çocuklar olarak üç efsaneye tanıklık etmeye devam edeceğiz. Ta ki, biri tenisi bırakana kadar… Federer’in dediği gibi,  “Bu, tenis için hiç kuşkusuz altın çağ.” 

 

Bu yazı Peki ya tarihin en şanslı çocuklarıysak? başlığıyla #GQyaz21 Summer of Sports sayısında yayınlanmıştır. 

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası