Kelime anlamına bakınca Tirat, tiyatroda bir aktörün bir defada söylediği parça demek. Bu yazının konusu olan tirada gelirsek de, uzun süre pek de detaylarına hakim olmadığımız ama zamanla kulaktan kulağa yayılan, yayıldıkça da bizi heyecanlandıran bir... Ona yalnızca “bir albüm” demek yetmiyor, doğru sıfat ne acaba? Rap müzik için bir olay, bir kilometre taşı diyebiliriz belki. Günün sonunda Tirat, Türkiye’deki Rap sahnesinin yedi büyük isminin bir araya geldiği; merakla, heyecanla, karışık duygularla beklediğimiz bir albüm.
Albüme bu ismin verilmesinin altında ise tiyatrodaki Tirat ile Rap müzikteki “Flow”ların arasındaki benzerlik. Kalemi kuvvetli yeni nesil şairler; No.1, Şanışer, Şehinşah, Cash Flow, Motive, Allame ve Ahiyan da bu sayede bir araya geliyor. Tiratlarını dinlememiz için şimdi mikrofon onlarda.
No.1
No. 1’in tanımlamasıyla, ekip de konsept de fikirler de kıyak. Onun Tirat’a dahil olmasının altında hem bu hem de neredeyse son 10 senedir böylesi bir toplama albümün olmayışı yatıyor. “Türkçe rap için yapılan kıymetli işlerden biri olarak hafızalarda kalacak bence” diyor.
İyi yazmak için çok okumak, çok izlemek gerek derler. Müzikte de aynısı geçerli mi, insan kendi müziğini geliştirmek için sürekli dinlemeli mi, merak ediyoruz. “Her şeyden önce bir dinleyiciyim ve iyi de bir dinleyici olduğumu düşünüyorum. Okumak, izlemek ve tabii ki gezmek, yaşamak; iyi bir gözlem yeteneği gerekiyor iyi yazmak için. Çoğuna sahip olduğumu düşünüyorum. Bazıları eksildikçe zorlanıyorum ya da belki bilmediğimiz bir şey daha var iyi yazmak için.” Belki de bilmediğimiz bir şey daha var iyi yazmak için...
Bu cümlesi düşündürüyor.
Tirat’ın da kuvvetle muhtemel ortaya koyacağı gibi rap’te ekip çalışmalarının gücü yadsınamaz. No.1 bu durumu; “Hip-hop tam bir çete işi, herkesin enerjisi birbirini tetikliyor, buna göre daha ateşli işler çıkıyor” diye anlatsa da yalnız kalarak müzik üretmenin de çok zevkli ve verimli olduğunun altını çiziyor.
Allame
Tirat’ta bizi nasıl bir sound’un beklediği hakkında fikir edinmek için Allame’ye kulak verebiliriz. “Solo yapılan bir albümde rastlanabilen tekdüzelik, bu albümde doğal olarak olmayacak, farklı stiller ve farklı hikayeler duymamız çok olası.” Albümün Allame için kişisel bir yeri olmasının yanında -ki o bu durumu “Eskiden Türkçe rap piyasasında sık sık gördüğümüz, yer yer dahil olduğum, toplama albümler uzun zamandır yapılmıyordu. Açıkçası, bu fikir beni albümde yer almaya motive etti” diyerek özetliyor- onun da dediği gibi Türkçe rap sahnesi için de büyük bir anlam ifade ediyor. “Albüm ana başlığı Tirat, doğal olarak bu albümdeki MC’lerin kendilerini en iyi ifade ettiği şarkıları üretmeleri konusunda bir otorite oluşturuyor. Bu manada üretilen şarkılar, doğal olarak çok iddialı işler olacak.”
Diğer şarkılar sürprizlerini koruyor olsa da, Allame kendi adına, teknik olarak parlak ve öne çıkan bir şarkı yaptığını, albümün genelinde bu öne çıkış halinin her şarkıdan beklenmesi gerektiğini söylüyor. Bu ifade bile heyecanımızı katlamaya yeterli. Allame’nin rap dünyasında yeri oldukça sağlam, ismi birçok jenerasyona aşina. Nasıl rap dünyasında onun yeri ayrıysa, onun için de rap müziğin yeri ayrı. “Müzik yapmaya çok küçük yaşlarda başlamış biri olarak şunu rahatlıkla söylemeliyim ki, varoluşum ve kendimi tanımam adına çok önemli özeleştirileri rap ile yaptım.”
Üstelik, Allame rap müziğin farklı yorumlarıyla da uzun zamandır kulaklarımızda: Allame Acoustics ile rap şarkılarının akustik versiyonlarını yapıyor. “Telli bir çalgının üzerine rap yapıyor olmak bana çok rahat hissettiriyor, sanki klasik hip-hop beat’lerinin içinde kaybolan bazı sözler su yüzüne çıkıyor gibi geliyor bana, ki şarkıyı okuyuş biçimi bile bununla doğru orantılı bir şekilde değişiyor. İki farklı şarkıya dönüşüyor parça.”
Ona göre müzik dinlemek, bir müzisyene hem duygusal hem de teknik manada birçok örnek oluşturuyor. Yani üretim anında akla gelen fikirlerin, dinlenilen şarkılarla kıyaslanabileceğini düşünüyor ve ekliyor, “Açıkçası okumak, izlemek, hayatın içinde olmak size yazdırır. Konuları ele alış biçiminiz sayısal olarak birçok farklı yolla şekillenebilir. Ben müzik üretmek isteyen arkadaşlara, ilk olarak okumaları gerektiğini söylüyorum çünkü bu özel bir gayret gerektirir. Müzik dinlemek bir müzisyen için refleks olmalı, hayatidir.”
Cash Flow
Tirat’a dahil olma sürecini konuşurken eski zamanları, Ceza’yla, Sansar Salvo’yla, Pit10’la ve daha nicesiyle birlikte yer aldığı “Organize Oluyoruz” günlerini hatırlıyor; Tirat’la benzerliklerini anlatıyor; “Tirat da bu bağlamda bu dönem birbirinden bağımsız hip-hop artistlerini bir araya getirmiş oldu. Bu tarz projeler, sanatçılar arasındaki etkileşimi artırıyor, geçmişte buna şahit olduk. Albümdeki şarkım da gerçek bir rap şarkısı. İzlenme kaygısı gütmeyen kaliteli bir iş oldu diyebilirim.”
Onunla sohbet sırasında söylediği an not ettiğimiz, çok çarpıcı bir cümle var ve muhtemelen kısa ve öz şekilde rap kültürünü de anlatmaya yetiyor. Müzik serüvenini konuşurken “Dünya görüşümü hiçbir nota değiştirmez sanırım” diyor Cash Flow. Onun rap ile tanışması ilkokul yıllarında, Almanya’ya dönüş yapan bir komşularının ona bıraktığı rap albümleri ile oluyor. Ardından 1995’te, Cartel geliyor ve her şey değişiyor. 1998’de ilk kaydı “Kol Gezer Asayiş”i kaydediyor ve hikayenin devamına hala bizzat tanık oluyoruz. Rap müziğin hayatın kendisinden beslendiğini düşünüyor, onun merkez noktası sokaklar. Hayatı dolu dolu yaşıyor ve üretmeye devam ediyor.
Motive
Motive’ye göre Tirat, farklı renkleri ve sesleri temsil ediyor. Çok fazla kalabalık projede yer almasa da Tirat’taki farklılığı “Sadece kendi içimizde değil, dış dünyada da görüş ayrılıklarını temsil ediyor veya farklı pencerelerden bakabilmemizi sağlıyor” diyerek anlatıyor. Üstelik bu tarz projelerde daha alışılageldik, daha klasik ve anlaşılabilecek basitlikte sound’lar yaptıklarını, Tirat’ın bu anlamda Türkçe rap müziğin de ötesinde, bir sanata hizmet edeceğini düşünüyor.
Albüme dair hiçbir şey bilmeyen bir dinleyicinin gözünden bakmaya çalışıyoruz, Tirat’tan ne beklenmeli diye düşünüyoruz. “Dinleyici beklentiye girse de girmese de albüm, etrafındaki herkese ilham olacak. Albümü hiç dinlemeyen biri olarak, ilk defa karşıma çıktığında, albümün ismi aklımda ne canlandırıyorsa, o çizgide düşleyebilirdim” diyerek soyut ve güçlü bir şekilde açıklıyor albümü.
Müzik, Motive için bir nevi öğretmen. Müzik yaptıkça karşısındakine duyduğu empati duygusunu zamansız bir şekilde geliştirebildiğini söylüyor. Eskiden kendini daha tekil ve sınırlı düşüncelere sahip biri olarak değerlendirse de, artık öyle olmadığını ona müzik öğretmiş. Bu anlamda müziğe onun kahramanı diyebilir miyiz, bilemeyiz ama Motive kahramanlara inanıyor. “Benim de herkesin olduğu gibi inandığım isimler olmuştu. İlham ve örnek olan çoğu kişi, zincirleme olarak başka bir kahramana şekil vermiş oluyor” derken, kendisinin de birçoklarının kahramanı olduğuna eminiz.
Şanışer
Tirat, felsefesi olan, anlatmak istediği bir derdi olan, görsel dünyasından müzik prodüksiyonuna bütünüyle derli toplu bir proje. Şanışer’ın tabiriyle “bağlamı güçlü, eli yüzü düzgün” bir iş.
Albümdeki çeşitliliği, “Aynı tema ve malzemeden farklı heykeller yontacak, yedi farklı heykeltıraşın ortaya renkli bir bütün çıkarması gibi” diyerek niteliyor. Belki de Tirat’ı en iyi özetleyen ifade. Hepimizin dikkat süresinin fazlasıyla kısaldığı bu dönemde tarzları birbirinden farklı insanların bir arada bulunmasının, albümün dinlenebilirliğini çok artırdığını düşünüyor. Bu düşünceleri, bize müziğin evrenselliğini hatırlatıyor, Şanışer de benzer bir noktadan bakıyor. “Müzik sayesinde fikirlerim ve hislerim farklı coğrafya ve sosyo- kültürel katmanlardan insanlara ulaştı. Yalnız olmadığımı anladım. Nerede doğmuş, nasıl büyümüş olursak olalım, ortak dertlerimizin ve isteklerimizin olabileceğini müziğim sayesinde öğrendim.”
İnsan kendini notalarla, kelimelerle, görsellerle ya da elle şekillendirdiği objelerle ifade edebiliyor, “Önemli olan ifade etme biçiminden ziyade ifade ettiğin şey bence. Senden farklı insanların anlattıkları hikayeleri ve onları anlatış biçimini görmek kendi yolunda sana en büyük yol gösterici oluyor. Sanat da bilim gibi kümülatif çünkü bence” diyerek kendini beslemek için yeni çıkan tüm müzikleri ve filmleri takip ettiğini, resimle ilgilendiğini belirtiyor.
Tirat’ı konuşurken kısa bir süreliğine geçmişe gidiyoruz, “Benim jenerasyonum rap müziğe ilgi duymaya başladığında rap yapmak bir kariyer seçeneği değildi asla. Gelgelelim, bizler kendimizi ona çok fazla kaptırdığımız için başka kariyerler yapmayı düşünecek vaktimiz olmadı. Çok şanslıyız ki, bugün bir aşkla başladığımız hobimiz profesyonel yaşamımıza dönüştü.” Kendi hayatında ne yaşarsa yaşasın, hiçbir şey onu müziğinden uzaklaştırmıyor. “Benim için hala en rahat isyan etme ve en büyük rahatlama yolu müzik. İyi ki var.”
Şehinşah
Albümde yer alan yedi ismin de kendi özgün tarzında müzik yapması ve bu farklılıkların kattıkları konusunu konuşurken, “renk” cevabını ikinci kez duyuyoruz. Şehinşah albümü güzel tanımlamalarla anlatıyor, “Beklentilerin farklı formlarda gerçekleşeceği, tabuları yıkan, yeni lezzetler keşfedilebilecek bir albüm” olacağa benziyor Tirat.
Duygular arası bir geçişe sebep olabiliyor sanatla uğraşmak, Şehinşah için de durum farklı değil. “Her duyguyu yaşadım söz yazarken, söylediklerinin hepsi gelişebiliyor.” Şu sıralar üzerinde manasız bulduğu bir baskı olduğunu söylüyor ama sebeplerine dair fikri de var. “Bu hissiyatın coğrafyamızda yaşayan tüm sanatçıların üzerine çökmüş, süregelen baskıdan ötürü olduğunu düşünüyorum. Ruh halleri zamana, gündeme, olaylara göre değişken. E tabii sanatçı da özünde herkes kadar bu gelgitlerden etkileniyor.” Onun şarkılarını bilenler zaten farkında olsa da, sorulara verdiği cevaplar, hatta bazı satır araları bile Şehinşah’ın ne kadar güçlü bir kalemi olduğunu gösteriyor. “Müzik bana yaşanabilecek tüm hayatları yaşattı gibi hissediyorum” derken biz de uzaklara dalıyoruz. “Müzik, yolculuğumun bilge yoldaşı oldu. Gideceğimiz daha çok yol var.”
Ahiyan
Rap müziğin son yıllarda geldiği nokta, ulaştığı kitle ve hepimizin hayatlarına dokunabilme gücü Ahiyan’a göre de Tirat’ın en büyük avantajlarından. Kendi adına ise Tirat’ın doğrudan isminin motivasyonuyla projeye dahil olduğunu belirtiyor.
“Farklılıklar hayata her zaman bir estetik katmayabilir fakat acı da olsa bazı gerçekleri görmek lazım gelir. Kalitenin yükseldiğini ve kült isimlerin kendi meşrebinin sancağını taşıdığını gösterecektir” diyor albümü anlatırken. Biz Tirat’ı dinlemeye hazırız, Ahiyan’ın neler dinlediğini merak ediyoruz. “Her zaman gönüle hitap eden dinlenmeli. Gönül dilini bulana ne mutlu.”
Onun için rap yapmak, kendisiyle yüzleşmenin bir yolu. O da müziğini kullanarak hem kendine bu yolu açıyor hem de biz dinleyicilere kaçtıklarımızla yüzleşmemiz gerektiğini ifade etmeye çalışıyor, “Ne de olsa insan, insanın aynasıdır.”