EuroBasket 2025 turnuvası öncesinde kamuoyunda beklentiler pek büyük değildi. Türk halkının 12 Dev Adam’la yaşadığı mutluluklar sanki geçmişte kalmıştı. Türkiye, 1990’ların sonu ve 2000’lerin başında basketbolda altın çağını yaşadı. Mehmet Okur’dan Hidayet Türkoğlu’na NBA oyuncularımızla, İbrahim Kutluay’dan Mirsad Türkcan’a Avrupa basketbolunun efsaneleriyle, yetenek anlamında kıtanın en iyilerindendik. 2001’de Türkiye’de düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda ikinci olduktan sonra beklentiler daha da büyüdü. Ama takım içi anlaşmazlıklar nedeniyle o büyük hedeflere ulaşamadık.
Daha sonra Ersan İlyasova’lı, Semih Erden’li ‘87 jenerasyonu geldi. 2010’da yine ülkemizde düzenlenen Dünya Şampiyonası’nda ikinci olsak da başarıda süreklilik sağlanamadı. ’87 jenerasyonu basketbol sahnesinden çekilmeye başlayınca, milli takım “buhran” dönemine girdi. Milli takım düzeyinde basketbola ilgi azaldı. Filenin Sultanları’nın günden güne artan performansı ve istikrarlı başarısıyla “Türkiye voleybol ülkesidir” tanımı giderek yerleşti. Her ne kadar Anadolu Efes ve Fenerbahçe Beko, EuroLeague şampiyonlukları kazansalar da, bu başarıların başrolünde yabancı oyuncular vardı. Yıldız çıkarmakta zorlanan milli takımın reytingi düştü.
Getty Images
EuroLeague’in en iyi antrenörlerinden Ergin Ataman, 2022 yılında yeniden milli takımın başına geçerken her zamanki gibi iddialıydı. O yıl EuroBasket’e giderken hedefi “madalya” olarak belirledi. Milliler, son 16 turunda Fransa’ya uzatmada kalp kırıcı bir sonla, sadece 1 sayı farkla kaybetti. Aradan geçen üç yılda milli takımın kadro kalitesi yükseldi. Türkiye, tarihinde ikinci kez bir NBA All-Star’ına, Alperen Şengün’e kavuştu. Athena grubu “12 Dev Adam” şarkısını bestelediğinde henüz doğmamış olan ve henüz 23 yaşında milli takımın liderliğini üstlenen Alperen, NBA’deki diğer temsilcimiz, atletizmiyle tanınan Adem Bona’yı turnuvaya gelmeye ikna ederken, sezonu Ergin Ataman’ın takımında geçiren Cedi Osman EuroBasket’e formunun zirvesinde geldi. Yine Ergin Ataman’la birlikte iki EuroLeague şampiyonluğu kazanan ve geçmişte yaşadığı problemin ardından milli takıma geri dönen Shane Larkin, başarı için her fedakarlığı yaparken, Anadolu Efes’in vazgeçilmez oyuncusu hâline gelen Ercan Osmani dört numarada ilk beşe yerleşti.
Turnuvanın ilk maçında ev sahibi Letonya’ya fark atan milliler, gruptaki diğer rakiplerini çok rahat geçti. Son maçta ise turnuvanın favorisi Sırbistan’ı mağlup ederek grup birincisi oldular. Böylelikle de kendilerini turnuvanın daha rahat tarafına attılar. Son 16’da İsveç karşısında zorlansalar da, çeyrek finalde Polonya maçının her ânında üstün taraf 12 Dev Adam’dı. Güçlü Yunanistan’la oynanacak yarı final endişeleri de beraberinde getirmişti ama ilk düdükten son âna kadar maçın tek hakimi Türkiye’ydi. Maç biterken tribünler Alperen Şengün’e “MVP” tezahüratı yapıyordu.
Getty Images
Sırbistan ve Yunanistan galibiyetleriyle birlikte basketbol, yıllar sonra gündemin ilk sırasına yerleşti. Filenin Sultanları, Tayland’da düzenlenen Dünya Şampiyonası finalinde kupayı kıl payı farkla, beşinci sette İtalya’ya kaptırırken artık bütün umutlar 12 Dev Adam’daydı. Alperenler, Cediler, Şehmuslar, Ercanlar gençlerin idolleri oldu. Riga’ya Türkiye’den uçaklar kalktı, tüm kentlerde dev ekranlar kuruldu. Tek parola “şampiyonluk”tu. Finale fırtına gibi başladık, Almanya karşılık verdi. Maçta üstünlük sürekli el değiştirdi. Alperen’in faul problemi, turnuva boyunca takımı taşıyan oyuncuların yorgunluğu, Almanların kusursuza yakın şut performansı dengeyi değiştirdi. Neredeyse tüm hayaller gerçeğe dönecekti ama olmadı. Alperen Şengün turnuvanın en iyi beşine seçilirken, milli takım gümüş madalyaya uzanırken mutsuzdu. Sporda kaybetmeden kazanılmıyor. Finalde kaybedeni, geleceğin kazananı olacağına güvenimiz tam. Çünkü 12 Dev Adam geri döndü.