EURO 2020'ye Doğru: F Grubu İncelemesi

Serinin son yazısında, F Grubu’na zayıf halka ile başlıyoruz. Macaristan, eleme grubunda Hırvatistan ve Galler’in ardından dördüncü sıraya yerleşmesine rağmen play-off turlarıyla turnuvaya katılım sağladı. Azimleri takdire şayan ancak turnuvanın en bahtsız kurasını çektiler. Geçen hafta F Grubu’nun tam anlamıyla ölüm grubu olduğundan bahsetmiştim. Portekiz, Fransa ve Almanya’yla aynı gruba düşmek en hafif tabirle böyle açıklanabilirdi. Rakiplerinin yaklaşık onda biri seviyesinde bir kadro değerine sahipler. Dominik Szoboszlai, Peter Gulacsi ve Willi Orban’dan oluşan RB Leipzig çetesi, Macaristan’ın öne çıkan isimleri.

Play-off’larla turnuvaya katılan takımlar genelde daha mücadeleci oluyorlar fakat hiçbir otoritenin Macaristan’a şans verdiğini düşünmüyorum. Oldu da F Grubu’ndan çıktılar… İşte o zaman hepimiz Macaristan’ı konuşuruz. 

Son Avrupa Şampiyonası (EURO 2016) galibi Portekiz, favori olarak katıldığı EURO 2020 elemelerinde Ukrayna’nın ardından ikinci sırada grubu tamamlamıştı. Rehavetin etkisi geçmiştir diye düşünüyorum. Turnuvanın Covid-19 nedeniyle ertelenmesi birçok takıma olduğu gibi mental açıdan Portekiz’e de yaramıştır. 

Son turnuvada öne ipleri ellerine alıp kupayı Portekiz’e getiren kaptan Ronaldo, 36 yaşındayken aynı başarıyı elde edip rekorlarına bir yenisini daha eklemek istiyor. Manchester United’da skor katkısı yüksek iki yıl geçiren Bruno Fernandes, Atletico Madrid’le bu yıl ilk kez La Liga şampiyonluğu yaşayan ve Portekiz’in en potansiyelli ismi olduğu öngörülen Joao Felix, Premier Lig şampiyonu Manchester City’nin etkili hücum ayağı Bernardo Silva, dikine çıkışların etkili ismi ve bu yıl Lille ile Fransa şampiyonu olan Renato Sanches... Ne kadar etkili bir hücum gücü değil mi? Portekiz aradan geçen beş yılın sonunda hala korkutucu hücum gücüyle turnuvanın favorilerinden biri.

Son dünya şampiyonu Fransa, ölüm grubunun en iddialı ismi diyebiliriz. Öyle ki, dünyanın en değerli futbolcusu Kylian Mbappe, Barcelona’nın gol ayaklarından Antoine Griezmann, bonus olarak Real Madrid’le çok iyi bir sezon geçiren ve şantaj skandalından sonra takıma geri dönen Karim Benzema, Fransa’nın muhtemel hücum üçlüsü. Teknik direktör Didier Deschamps tarafından tekrar kadroya alındı. Orta bölgede Pogba, Rabiot ve N’golo Kante’nin varlığı da Fransa’yı turnuvanın en büyük favorisi yapan etmenlerden. Bazı ekipler (İngiltere gibi) kadro kaliteleri yüksek olsa da turnuva başarısı elde edemeyebiliyorlar fakat Fransa’nın bu jenerasyonu 2018 Dünya Kupası’nda kendini kupayla ispatladı. 1.04 milyar €’lık piyasa değeriyle sadece favori olmakla kalmayıp, aynı zamanda turnuvanın en değerli takımı olarak şampiyonaya katılacaklar. Eldeki malzeme kaliteli olunca geriye kalan Deschamps’ın bu kadar yıldızı bir arada tutup pozitif futbolu sahaya yansıtabilmesi oluyor. Genellikle 4-2-3-1 formatında oynuyorlar ve bu formatta birkaç yıldız yedek kalacak gibi duruyor. İşleri hem kolay, hem zor…

2018 Dünya Kupası’nda Almanya’nın gruptan çıkamaması, “Dünya Kupası’nın şampiyon lanetine kapıldılar” eleştirilerine sebep olmuştu. Fenerbahçeli Mesut Özil’in ırkçılık nedeniyle milli takımı bırakmasının ardından Almanya EURO 2020’yle tekrar hayata dönmeye çalışacaktır. Kadro genel itibariyle geçtiğimiz yılın Şampiyonlar Ligi şampiyonu Bayern Münih futbolcularından oluşuyor, bu yılın Şampiyonlar Ligi finalisti Chelsea de Alman Milli Takımı’na en çok katkı yapan ikinci takım olarak gözüküyor. 

Genellikle Joachim Löw, Chelsea’de bu yıl istenileni pek veremeyen Timo Werner’i son formasyonlarda ileride kullanmıyor. Forvetsiz olarak sahaya çıkıp (EURO 2012’de İspanya’nın kullandığı formasyon) ileri üçlüyü Kai Havertz, Leroy Sane ve Serge Gnabry’den oluşturuyor. Turnuvada da muhtemelen aynı formasyonla sahaya çıkacaktır. İki turnuva üst üste yaşanacak hayal kırıklığı Almanya cephesinde başka şeylerin konuşulmasına sebep olabilir o yüzden Fransa ve Portekiz maçlarına ekstra motivasyonla çıkacakları aşikar. Alman panzerleri sahada eski günlerine geri dönecek mi? Bu olası bir senaryo.