Paramount | Everett Collection
Ödül sezonu nihayet sona eriyor ve büyük final yaklaşıyor: 95. Akademi Ödülleri! 2023 OSCAR'ları TSİ ile 13 Mart'ta yapılacak; bu da tüm önemli filmleri izlemek için sadece birkaç hafta kaldığı anlamına geliyor, büyük geceye dair tüm konuşmalara katkıda bulunmak için hazırlıklı olmalıyız. Adaylardan bazıları hala vizyonda ancak En İyi Film dalında yarışan filmlerin yanı sıra büyük oyunculuk ödülleri için yarışan filmler, muhtemelen zaten abone olduğunuz tüm platformlarda mevcut. İşte kullanışlı bir yayın rehberi.
Everything Everywhere All at Once / Her Şey Her Yerde Aynı Anda (Netflix)
Adaylıkları: En İyi Film, En İyi Senaryo, En İyi Yönetmen (Daniel Kwan & Daniel Scheinert), En İyi Kadın Oyuncu (Michelle Yeoh), En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Ke Huy Quan), En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Jamie Lee Curtis), En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Stephanie Hsu), En İyi Film Kurgusu, En İyi Kostüm Tasarımı, En İyi Şarkı, En İyi Film Müziği
11 dalda Oscar'a aday gösterilen Her Şey Her Yerde Aynı Anda, 100 milyon dolar barajını aştığından beri neredeyse garanti olan ödül sezonu zaferine doğru yürüyüşünü sürdürüyor. En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo dallarında ortak adaylık kazanan The Daniels (Daniel Kwan ve Daniel Scheinert), çoklu evrenle ilgili beklenmedik hitlerini Michelle Yeoh ve eski çocuk yıldız Ke Huy Quan'ın yardımıyla hayata geçiriyor ve karakterleri bu yıl sunulan her şeyden daha büyük bir bilimkurgu macerasına atılıyor. Filmin aşk ve aile gibi temel temalara sadık kalarak bu kadar geniş bir alana yayılabilmesi, Her Şey Her Yerde Aynı Anda’yı bu yılki 95. Akademi Ödülleri'nde büyük ödülün favorisi yapıyor.
Tár (Türkiye Kataloğunda Mevcut Değil - MUBI)
Adaylıkları: En İyi Film, En İyi Senaryo, En İyi Yönetmen (Todd Field), En İyi Kadın Oyuncu (Cate Blanchett), En İyi Sinematografi, En İyi Film Kurgusu
Cate Blanchett yine yaptı yapacağını. Todd Field tarafından yazılan ve yönetilen Tár, Berlin Filarmoni Orkestrası’nın ilk kadın şefi Lydia Tár (Cate Blanchett) hakkında psikolojik bir dram. Siz zahmet edip araştırmadan söyleyeyim, hayır kendisi gerçek bir insan değil. Yine de Blanchett'in performansını izledikten sonra bunu bir biyografi filmi sananlar olabilir. Tár, hayatının her alanında doğal bir güç gibi ilerleyen, kariyerinin zirvesinde bir orkestra şefi. Ancak her zamanki mükemmellik arayışının yarattığı stres arttıkça, Tár'ın zırhı çatlamaya başlıyor ve Blanchett'e parlaması için yer açılıyor. Blanchett, sadece iyi bir film olabilecekken Tár'ın incelikli bir şekilde kötüleşmesiyle altın değerine ulaşır, neden bu kuşağın en iyi oyuncularından biri olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Karakterinin kusurlarını, korkularını, güçlü yanlarını ve nihayetinde kendini yok edişini tam bir teslimiyetle ortaya koyan Cate Blanchett, En İyi Kadın Oyuncu ödülünün baş tacı olmalı.
Top Gun: Maverick (Apple TV, Google Play Movies)
Adaylıkları: En İyi Film, En İyi Uyarlama Senaryo, En İyi Film Kurgusu, En İyi Görsel Efekt, En İyi Ses, En İyi Şarkı
Tepeden tırnağa, bu yılın adayları arasında en eğlenceli, en kalabalık, en büyük gişe rekortmeni film olan Top Gun: Maverick, Tom Cruise'u otuz yılı aşkın bir aradan sonra Pete "Maverick" Mitchell (Tom Cruise) olarak ufuk açıcı rolünü yeniden canlandırırken gösteriyor Miles Teller, Jon Hamm ve Jennifer Connelly'den oluşan kalabalık bir oyuncu kadrosu tarafından canlandırılan yeni bir karakter grubunun eşlik ettiği devam filmi, 80'lerin kabadayılığını ve nostaljisini yeni bir derinlik, olgunluk ve öz farkındalık duygusuyla birleştirmeyi başarıyor. Ve evet, mükemmeliyetçi Tom Cruise dokunuşuyla özellikle nefes kesici hale getirilen akrobatik dövüşler ve çokça dublör var. Remake'ler ve yeniden çevrimler -özellikle de onlarca yıl gecikmiş olanlar- Oscar'a layık olmak bir yana, neredeyse hiç değerli değiller. Maverick bir istisna.
All Quiet on the Western Front / Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Netflix)
Adaylıkları: En İyi Film, En İyi Uyarlama Senaryo, En İyi Uluslararası Film, En İyi Görsel Efekt, En İyi Sinematografi, En İyi Müzik, En İyi Ses, En İyi Yapım Tasarımı, En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı
En İyi Film ve En İyi Uluslararası Film ödüllerinin yanı sıra diğer kategorilerde de yedi adaylık kazanan Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok, 1930 yapımı çığır açan aynı adlı filme saygı duruşunda bulunurken, büyük ölçüde yönetmen Edward Berger'in çarpıcı görselliği sayesinde kendi başına öne çıkıyor. Birinci Dünya Savaşı'nda yaşanan vahşeti genç bir Alman askerinin gözünden aktaran filmde, dehşetin içgüdüsel unsurları ve ölüme giderek yaklaşan yakınlık, orijinaline kıyasla daha karakter odaklı bir olay örgüsünün yanında yer alıyor. Berger'in film boyunca kullandığı set parçalarının ölçeği sürekli büyürken, sizi karakterin zihin dünyasının derinliklerine sokmaya devam ediyor ve inanılmaz büyüklükte bir dehşeti inkar edilemez bir sonuca ulaştıran bir finale doğru ilerliyor.
Elvis (Apple TV)
Adaylıkları: En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu (Austin Butler), En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Film Kurgusu, En İyi Yapım Tasarımı, En İyi Ses, En İyi Kostüm Tasarımı, En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı
Müzikal dramaların kralı Baz Luhrmann, Rock & Roll'un kraliyet ailesinden Elvis Presley'in hikâyesini ele alıyor. Elvis'in (Austin Butler) Memphis sokaklarında şarkı söyleyen fakir bir çocuk olmasıyla başlayan filmde, Presley'in uzun süreli menajeri Albay Tom Parker rolündeki Tom Hanks'in rahatlatıcı anlatımı bizi Kral'ın ilk günlerinden dünyanın gördüğü en büyük yıldız olma yolundaki meteorik yükselişine götürüyor. Yine de, tabii ki kalitesiz bir kumarbaz taklidi Butler'a En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar kazandırmazdı. Presley'nin ses tonunu, tavırlarını ve dans figürlerini hala tam olarak sindirememiş olsa da uygulayabilen Butler, biyografik filmlerin en büyüklerinden biri için uğraşıyor.
The Banshees of Inisherin (Vizyonda)
Adaylıkları: En İyi Film, En İyi Orijinal Senaryo, En İyi Yönetmen (Martin McDonagh), En İyi Erkek Oyuncu (Colin Farrell), En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Barry Keoghan), En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Brendan Gleeson), En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Kerry Condon), En İyi Film Kurgusu, En İyi Orijinal Film Müziği
Yazar-yönetmen Martin McDonagh, Colin Farrell ve Brendan Gleeson, 2008 tarihli kült klasikleri In Bruges'den bu yana ilk kez yeniden bir araya gelerek, sekiz kategoride dokuz adaylıkla en çok adaylık elde eden ikinci isim olarak [kara] komedide altın vuruş yaptılar. Hikaye 1920'lerde İrlanda kıyılarındaki ücra bir adada geçiyor; burada hayat boyu dost olan Colm Doherty (Gleeson) ve Pádraic Súilleabháin (Farrell) ilişkilerinde bir duvara çarpmış gibi görünüyorlar - Pádraic arkadaşlıklarının ölmesine izin vermeyi reddediyor ve Colm'u onu uzak tutmak için giderek daha saçma önlemler almaya zorluyor. McDonagh'ın muhteşem senaryosu ve neredeyse her sahneye yedirilmiş İrlanda bar esprilerine dair doğuştan gelen bir anlayışla donanmış olan Farrell ve Gleeson, sizi gülmekten kırıp geçirecek, duygusal halının altınızdan çekildiğini bile fark etmeyeceğiniz klasik bir düz adam/komik adam eşleşmesi sunuyor.
Blonde (Netflix)
Adaylıkları: En İyi Kadın Oyuncu (Ana de Armas)
Hollywood'un en tanınmış figürlerinden birinin gerçek hikayesini anlatmaya kararlı olan bu 17+ yaş sınırlı film, Marilyn Monroe'nun (Ana de Armas) yıldızlığa giden yolda katlandığı zulmü gösteriyor. Şöhret yürüyüşünden çok bir cehennem manzarası olan Blonde, şov dünyasını ve toplumu, tanıştığımız güzel ve naif kızın daha sonra stüdyo yöneticileri, spor yıldızları ve hatta başkanlar tarafından parçalanmasıyla gözler önüne seriyor. Bu kadar ağır bir rolü omuzlamak en tecrübeli oyuncuları bile bunaltmıştır ama de Armas kariyerinin en iyi performansını sergilerken tüm duygusal ritmi yakalayarak bir detay bile atlamıyor.
Black Panther: Wakanda Forever / Kara Panter: Yaşasın Wakanda (Disney Plus)
Adaylıkları: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Angela Bassett), En İyi Görsel Efekt, En İyi Orijinal Şarkı, En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı, En İyi Kostüm Tasarımı
Chadwick Boseman'ın 2020'de trajik bir şekilde hayatını kaybetmesiyle, dünya en umut verici genç oyuncularından birini kaybetti, aynı anda ilk siyahi liderliğindeki milyar dolarlık franchise olması beklenen filmler de başrollerini kaybetti. Bu gerçeği görmezden gelemeyen yönetmen/yazar Ryan Coogler, bununla sanat yoluyla yüzleşmeye çalıştı. Senaryonun büyük bir bölümünü yeniden yazan Coogler, Boseman'ın karakteri Kral T'Challa'nın ölümünü Black Panther'in ana konusu haline getirerek hem hayranların hem de Boseman'a yakın olanların hissettiği acıyı baz aldı: Yaşasın Wakanda. Serinin ilk filmindeki tüm eğlenceyi koruyan ve yeni bir anlam katmanı ekleyen Yaşasın Wakanda, sadece Marvel hayranlarının değil, tüm sinemaseverlerin izlemesi gereken bir film.
Glass Onion: Knives Out Mystery (Netflix)
Adaylığı: En İyi Uyarlama Senaryo
Knives Out ile kalpleri ve akılları kazanan film, Glass Onion ile ikinci kez geri döndü. Bu kez Dedektif Benoit Blanc (Daniel Craig), Yunanistan'da özel bir adada, Hollywood'un en iyilerinden oluşan bir oyuncu kadrosunun ortasında, reddedilmiş bir teknoloji dehasının cinayetini çözmeye çalışıyor. Kate Hudson, Edward Norton, Ethan Hawke, Dave Bautista, Janelle Monáe, Kathryn Hahn, en sıkı sinema dedektiflerini bile şaşkına çevirecek kadar şüpheli yaratırken, Glass Onion'a, önceki filmle boy ölçüşecek kadar unutulmaz replikler ve olay örgüsü kıvrımları hediye ediyor.
Causeway (Apple TV+)
Adaylığı: En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Brian Tyree Henry)
Brian Tyree Henry'nin yetenekleri nihayet hak ettiği takdiri görüyor ve Jennifer Lawrence'ın yönettiği bu dramada En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü alıyor. Army Core of Engineers'daki son görevi sırasında travmatik bir beyin hasarı geçiren Lynsey (Jennifer Lawrence), New Orleans'taki evine dönmek zorunda kalır. Hayatına yeni bir anlam bulmaya çalışırken depresyonla mücadele eden Lynsey, kendi geçmiş travmaları bulunan, yerel bir tamirci olan James (Henry) ile arkadaş olur. Birbirlerini iyileştirme çabası içinde birbirlerinin bariyerlerini yıkmaya çalışan bu iki karakterin yaşadığı acıyı seyirciye en iyi anlatan şey Henry'nin savunmasızlığa teslim oluşudur. Saf duygusal drama için pahalı set parçalarından kaçınan Causeway, sizi başından itibaren içine çekerken asla eksik hissettirmiyor ve gözyaşlarınız için dökülme garantisi veriyor.
Arjantin, 1985 (Amazon Prime Video)
Adaylığı: En İyi Uluslararası Uzun Metraj Film
Daha şimdiden 2022 Altın Küre'de Yabancı Dilde En İyi Film ödülünü kazanan Arjantin, 1985, En İyi Uluslararası Uzun Metraj Film dalında Akademi ödülünü almak için açık ara favori. Film, savcılar Julio César Strassera (Ricardo Darín) ve Luis Moreno Ocampo'nun (Peter Lanzani) Arjantin'deki askeri diktatörlüğün liderlerinin insanlığa karşı işledikleri tarifsiz suçlardan sorumlu olduklarını kanıtlamaya çalıştıkları 1985 tarihli Juntas Davası'nı anlatırken, bir söz her seferinde tekrarlanıyor: "Nunca más" ('Bir daha asla'). Film boyunca işlenen bu tema, izleyicinin Strassera ve Ocampo'nun gerçeği ararken neden hiçbir rahatsızlıktan kaçınmadıklarını anlamasına yardımcı oluyor. Hem Darín hem de Lanzani'nin muhteşem oyunculukları, tutkularını perdeye yansıtarak, tarihi yağmalamanın bir başka parçası olabilecek filmi, son yıllarda izlediğimiz en güçlü mahkeme salonu dramalarından birine dönüştürüyor. Arjantin'in yeni kurulan demokrasisi varoluşun kıyısında sallanırken, bu iki adamın çalışmalarının sonucu, ülkelerinin daha iyi bir geleceğe doğru ilerleyeceğini m yoksa kaosa mı düşeceğini belirleyecek.
Empire of Light / Işık İmparatorluğu (Mevcut Değil)
Adaylığı: En İyi Görüntü Yönetmeni (Roger Deakins)
Kent'in sahil kasabasında klasik bir sarayda geçen filmde, sinematografi ustası Roger Deakins kendisine verilenleri boşa harcamıyor. Tiyatro çalışanları Hilary Small (Olivia Coleman) ve Stephen (Micheal Ward) 1980'lerin İngiltere'sinde bipolar bozukluk, aşk ve ırkçılığın zorlukları arasında yol almaya çalışırken, Deakins rakipsiz ışık ve gölge kontrolünü kullanarak onlarınkine paralel olarak kendi hikayesini anlatıyor. Hayatın sert gerçekleri karakterlerimizi ezmeye çalışırken, Deakins filmin büyülü ışıltısı aracılığıyla bir kaçış yaratıyor. Dazlaklar kör edici ışıkta saldırdığında, Stephen tiyatronun sıcak loşluğuna sığınıyor. Hilary yeni bir depresyona girdiğinde, tanıdık bir film sahnesinin ışığı ona karanlıktan bir çıkış yolu sunuyor. Sizi başka bir dünyaya taşırken aynı zamanda kendi dünyamızın çirkin gerçeklerini de gösteren Işık İmparatorluğu, sinemanın gelmiş geçmiş en iyilerinden birinin sinemaya yazdığı bir aşk mektubu gibi duruyor.