Konu bir kadınla ilk kez seks yapan bir erkek olsa “Acaba mutlu sona ulaştı mı?” gibi bir soru akla ilk gelen şey olurdu kuşkusuz. Ama erkek orgazmı o kadar beklenen ve yakalanması kolay bir ödül ki bunu sorgulamaya bile gerek yok.
Oysa bir kadın, ilk beraberlikten sonra performansının etkileyiciliği konusunda endişelenir. Örneğin: “Duşa giderken arkamdan baktı mı, ışık selülitlerimin görünmesine sebep oldu mu? Bir ara aynada arkadan nasıl göründüğümü incelemeliyim. Pedikürüm de bozulmuş, şimdi beni bakımsız sanacak! Böyle şeyler de hep beni bulur, akşam çıplak kalmayı beklemiyordum ki… Umarım gözleri iyi görmüyordur. Keşke dışarıda bir ışık açık bıraksaydık da kalkınca odanın ışığını yakmak zorunda kalmasaydık. Acaba arkadaşlarına birlikte olduğumuzu söyler mi? Ne der? Pozisyon detayına kadar anlatır mı? Beklediği gibi oldu mu? Yeterince zevk aldı mı?”
Zamanında kadın dergilerinde okuduğu binlerce makale, sanki misyoner pozisyonunun 101 şekli varmışçasına kafasından geçer. Yanındaki adam nefesini yakalamaya çalışırken, sırt üstü yatan kadın “Acaba şu yoga numarasını yapsaydım şimdi bana sarılıyor olur muydu?” diye hayıflanmaktadır. Sonuçta sözsüz anlaşmanın gereği bu değil midir? İyi bir seksten sonra, erkeklerin de kadındaki seks sonrası kucaklanma ve şefkat ihtiyacını karşılaması gerekmez mi?
“Sevgiye ne kadar açım ki, bu adamı bu kadar az tanıdığım halde evine geldim... Al işte, o istediğini elde etti ama acaba ben edebilecek miyim? İlk birliktelik sonrası ne yapacağını bilememe durumundan nefret ediyorum, keşke zamanı hızlı sarabilsek de bir an önce birbirinin yanında ne yapacağını otomatik olarak bilen bedenler haline gelsek. Ayak ucundaki banketin üstüne benim Hint işi yastıklar çok yakışır. Aslında komodinin üstüne biraz biblo koysa çok daha sıcak bir hava gelir bu odaya. Dur bakalım; kadınsı içgüdülerim konuşuyor ama gerçekten istediğim bu mu ki? Kaliteli takım elbisesi içindeki kusursuz erkek görüntüsü, onun bu bitik, sakalları çıkmaya başlamış ve hafifçe horlamaya başlayan yeni haliyle şimdiden sönükleşmeye başladı bile. Belki onu gerçekten sevecek bir kadın eli değince ilk bakıştaki görkemini yeniden kazanabilir.”
Devam ediyoruz: “Şu an sarılmadığına göre acaba aslında gitmemi istemiş ama gecenin bir vakti benimle yatağını paylaşmaya mecbur kalmış olabilir mi? Sabah kalktığımda gece giydiğim elbiseyle gezinmek olmaz, tişörtlerinden birini ödünç alsam çok mu ileri gittiğimi düşünür acaba? Karnım şimdiden acıkmaya başladı. Sabah kalkıp ona kahvaltı hazırlasam evini işgal ettiğim geçer mi aklından? En iyisi onun sormasını beklemek. O zaman da tembel sanacak. Umarım sabah gözünü açar açmaz bir iş bahane edip beni yollamaya kalkmaz.”
Elini yanında en savunmasız haliyle uyuyan adamın düzenli olarak yükselip alçalan göğsünde hafifçe gezdirip, “Her akşam onun yanında uyumak nasıl olurdu acaba?” diye düşünür sonra: “Belki buna alışabilirim. Belki banyosuna benim için de bir havlu ve diş fırçası koyar. Umarım bu geceden keyif almıştır ve devamı gelir. Gece gerçekten çok güzeldi ama bu yalnızca ilklerin getirdiği heyecan ve macera hissinden kaynaklanıyor olmasın? Belki de herkese bu şekilde davranıyordur, bana özel bir şey yoktur. Kalıp öğrenmek ve onunla yarın da, öbür gün de, daha sonraki gün de sevişmek istiyorum.”
Yüzünde engelleyemediği bir gülümsemeyle, adamın dudaklarına fark edemeyeceği kadar hafif bir öpücük kondurup şefkatle kapalı gözlerine bakar. O anda uykusunda yana dönmesiyle kendini, erkeğin kollarının arasında, yüzü göğüs kıllarına gömülmüş olarak bulur. Bu pozisyonda uyuması çok zor olsa da artık kollarında olduğuna göre ondan mutlusu yoktur.