Hepimizin konuşmaktan kaçındığı, gizlemenin daha kıymetli olduğunu düşündüğü konular var. Konu da değil aslında, doğrudan tabular! İçerisinde yaşadığımız ataerkil toplumun 'erkekliği' yüceltmesinden ve erkekliğe zeval gelmesin diye konuşamadığımız, yıkamadığımız tabular. Erken boşalma, tıbbi dilde 'prematür ejakülasyon' denilen cinsel fonksiyon bozukluğu bunlardan biri.
Hemen yüzünüz kızarmasın, kendinizi suçluymuş gibi hissetmeyin. Önce derin bir nefes alın çünkü dünyada yaşayan erkek nüfusunun yüzde 20 ile 40'ının bu sorunu yaşadığı ön görülüyor. International Society of Sexual Medicine'ın elinde bulunan çeşitli veriler de bu oranları kanıtlar nitelikte. Ülkeler arasında değişiklik gösteren yalnızca yaş aralıkları oluyor. Örneğin, İtalya'da erken boşalma sorunu yaşayan erkeklerin yaş aralığı 26-35 iken, Kanada'da bu aralık 31-40 yaşı bulabiliyor.
Erken boşalmanın neye göre tanımlandığını merak ediyorsunuzdur. 1980'lerde The American Psychiatric Association'ın hazırladığı bir şema var. Zaman içerisinde birçok kez güncellenip değiştirilse de, genel bir fikir vermesi açısından ele almak faydalı.
1. Kişinin kendi iradesi dışında, kontrolsüz bir şekilde boşalması.
2. Kişinin bilinçli bir şekilde boşalmayı geciktirememesi.
3. Yukarıdaki faktörlere bağlı olarak stres, depresyon ve benzeri psikolojik sorunlara dayalı cinsellikten uzaklaşma.
Erken boşalmayı genel hatlarıyla bu üç maddeyle özetleyebiliriz, fakat ideal süreyi henüz açıklamadığımız için kafalarınızın biraz karışık olması normal. Bu şemanın temel sorunu da bu, net bir süre verememesi. Bu noktada Waldinger'ın 1994 yılında geliştirdiği Intravaginal Ejaculatory Latency Time (IELT) konsepti önem kazanıyor. Vajen içi ejakulasyon gecikme zamanını ölçen bu metodun kullanıldığı araştırmaların sonucunda şöyle bir genelleme çıkıyor:
Yaş 18–30: IELT süresi 6.5 dakika
Yaş 31–50: IELT süresi 5.4 dakika
İtiraf ettiniz ve rahatladınız. Şimdi tedavi yöntemlerini araştırma aşamasına geldik. Psikolojik tedaviyi birinci basamak olarak değerlendirebilirsiniz. Çoğu psikolog bu tedavinin farmakoterapi ve seksüel danışmanlıkla bir arada yürütülmesi gerektiğini öneriyor. Psikolojik tedavinin dışında Semans tarafından 1956 yılında tarif edilen 'Dur-Başla' programı ve Masters ve Johnson tarafından geliştirilen 'Sıkma' tekniğini de uygulayabilirsiniz. Bunun için ejakülasyondan hemen önce penetrasyonu sonlandırıp, kendi kontrolünüz ile boşalmayı erteliyorsunuz. Cinsel ilişki ya da mastürbasyon sırasında, bu tekniği defalarca tekrarlamanız önemli. Detayları Google'layarak araştırabilirsiniz. Geciktirici kremler veya geciktirici prezervatifler de alternatif olarak düşünülebilir ama kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm değil. Son çare ise cerrahi tedavi.
Tabii, tedavi aşamasından önce erken boşalmanızın asıl nedenini öğrenmeniz önemli. Geçici bir sorun olabilir, nörolojik bir problem olabilir, fiziksel bir rahatsızlıktan ötürü de kaynaklanabilir. Fiziksel rahatsızlığı ihtimal dışı bırakmak adına, önce bir üroloji kliniğine danışmanızda fayda var. Tüm bu aşamalara gelmeden önce ise soruna konuşarak, açılarak başlamaya ne dersiniz? Unutmayın, bu meselenin en zor kısmı konuşmak!