Niye aramıyoruz?
Hayat Rehberi

Niye aramıyoruz?

Dünyanın en cevapsız sorularından biridir; niye aramıyor? Hem de tüm çekimleriyle; niye aramadın, niye aramıyorsun ve diğerleri...

Empati

Sorunun cevabını bulmak için önce bir dedektif gibi kendimi suçlunun yerine koymam gerektiğini fark ettim. Evet bazen beni arasın, hadi aramasa da bir Instagram paylaşımımı beğensin, ne bileyim Twitter’dan mesaj yollasın istediğim insanlar oluyor. Ama bunları benden bekleyen birileri de oluyor ve bunu bildiğim halde yapmadıklarım da var. Peki neden yapmıyorum? Neden o kadını Hakan Altun çaldığında beni düşünecek bir hale sokuyorum? Buradan sonuca ulaşabilirim.

O öyle değil

Tabii bu empati zor bir iş. İnsanların birini istememelerinin binlerce sebebi olabilir, ki en az “Niye aramıyor?” kadar söylenmiş bir cümledir; “Ben seni yanlış tanımışım”. Birini aramamak, tanışma anınızda oluşan ve bir daha bünyenizde kırk yıl sonra tekrarlanabilecek bir gerginlik, birinden çok hoşlanmanın verdiği davranış bozukluğu, eski sevgilisiyle aynı burçtan olmanız gibi psikolojik sebeplere dayanabilir. Arada bir kıvılcım varsa veya bir yemek, evlilik programı gibi gelişen arkadaş tanıştırma organizasyonu aktivitesinden sonra aramamaksa genelde fiziksel durumlara bağlıdır. Çok da dert etmemek lazım, herkes bir gün beğenilmemeyi tadacaktır.

Soruya "error" ile karşılık vermek

Bu olayın en gerilimli kısmı; kadının artık son çare olarak gördüğü şey, yani alacağı herhangi bir yanıtta gururunun artık daha fazla kırılamayacağını düşünerek size soruyu direkt yönlendirmesidir. Niye aramadığı sorulan erkek, mektupla iletişimi de sayarsak muhtemelen en az 2 bin yıldır bu soruya bir cevap geliştirememiştir. Ne kadar eğlenceli bir tip olursa olsun, boş gözlerle bir kül tablasına bakan nevrotik bir vaka haline gelir. Bu durum devam ederse genelde kadının (üzgün olduğunu çoğu zaman buradan anlarız) uzatarak avuçlarının içine aldığı kazağıyla adama başarısız birkaç yumruk girişimi olacaktır. Erkek bu durumda da bir değişim gösteremez.

Cevap ne?

Aslında bu senaryonun, keşmekeşin, alınacak uyku haplarının ve ölen beyin hücrelerinin tek sebebi vardır: “Aramak istemedim” diyememek. İki ana sebepten dolayı bunu söyleyemiyoruz: Birincisi, bunu söylemediğimiz sürece kadınların kafasında tam bir “kötü adam” olmayacağımızı bilmek. Çünkü kadınlar kendilerini bunun illa ki iyi bir şeye bağlanacağına inandırmaya programlanmışlardır, çevreleri de bunu tetikler. İkincisi de tabii ki o kadını tekrar arayacak olmamız. Erkeğin yalnızlığı, geçmişindeki kadınların gözlerinin önünden film şeridi gibi geçişine benzer. Kimseyi bulamazsak da annemizin yanına gidiyoruz değil mi?

Sonuç

Bence 2 bin yıl daha böyle gidecektir fakat çember bir yandan daralırken, bir yandan da genişliyor. Birini aramamanın sebebi olarak gösterebileceğimiz birçok yeni şey etrafımızda belirirken, birine ulaşmanın yolları da aynı hızla artıyor. “Seni arayamadım ama o arada Facebook profil fotoğrafımı değiştirip eski sevgilimin Instagram fotoğrafını beğenebildim, çünkü”... Cümleyi bitirebilecek kadar güçlü bir koz bulamayacaksak zamanla “Aramak istemedim” demeyi tercih edeceğiz gibi.

Bu yazıda oluşan muhtemel bir merakı da gidereyim:

Evet, hâlâ kabullenememiş olabilirsiniz ama aramıyorsa sizi aramak istemiyordur.

Yazının tamamı ve çok daha fazlası GQ Türkiye Kasım sayısında ve GQ Türkiye Dijital edisyonunda...



İZLE
Bir Jenerasyon Portresi
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası