Sapyoseksüellik, entelektüel birikim ve zekadan cinsel olarak etkilenmeye verilen isim. “Ben onun beynini seviyorum; özellikle zeytinyağı ve limon sosuyla…” şeklinde özetlenebilecek bu eğilim, ülkemiz için yeni olsa da, Batı dünyasının hayli ekmeğini yediği bir kavram. Hele ki, Diane Keaton ve Mia Farrow gibi efsane kadınları en taze deminde hayatına katmış Woody Allen tarafından...
İşbu sebeple yazımızın amacı, Woody Allen’ın tıfıl fakat karşı konulmaz sapyoseksüel cazibesini deşmek. Ve dahası kendisinden bu yönde alınabilecek feyzleri listelemek...
Şiirler, şarkılar, romanlar… Hangi kadın bunlardan birinin ilhamı olmaya karşı koyabilir ki? Yaratıcı süreçlerinizi sorgulamak bizim işimiz değil, siz de hangi yaratıcı konuya eğileceğinizi gönlünüzce seçin. Fakat bir dahaki kur yapma deneyiminizde, karşınızdaki kadına yeni ilham periniz olmasını teklif edin. En ağırbaşlı hanımefendinin bile ağzının kulaklarına doğru gevşediğini gözlemleyeceksiniz.
Every One Says I Love You (Herkes Seni Seviyorum Der) filminde cin fikirli Woody, Julia Roberts’ın oynadığı hoş kadını baştan çıkarmak için şeytanın aklına gelmeyecek bir yol keşfetmişti. Yan dairesindeki psikiyatri ofisini dinlemeye alan Woody, Julia’nın psikoloğuna açtığı tüm cinsel sırlarını ve fantezilerini bu vesileyle öğrendi. Kah kızın sırtına üflemek, kah en sevdiği şarkıları ve pozisyonları bilmek gibi artılarla, hiç dengi olmayan bu kadını tavladı. Elbette “Bir psikoloğa komşu olup tüm kadın hastaları dinleyin, haklarında bilgi toplayın” demiyoruz. Bu hem kanuni olarak suç hem de bizzat yapanı psikoloğa götürmesi gereken bir davranış. Öte yandan bilinçli bir Google aramasıyla elde edeceğiniz bilgileri yerinde kullanmak da, mantıksız sayılmaz.
Bu davranışınız kadınlar üstünde şefkat ve ilgi uyandırır. Ayrıca sizin diğer maço erkeklere benzemeyen, zayıflıklarını itiraf etmekten çekinmeyen o ender doğanıza da vurgu yapar. Bu esnada Woody Allen beyin “Ölümden korkmuyorum, sadece o geldiğinde etrafta olmak istemem!” sözünü de, ortamlarda sanki kendiniz bulmuş gibi patlatabilirsiniz. Kim bilecek yahu?
Size önce “Ay çok saçmasın Rıfat!” diyecekler. Yılmayın. “Rıfat kim?” diye sorun. “Rıfat ölümle oynadığı satranç maçını kaybedince aramızdan ayrıldı. Ben ölüm, eki eki.” Gülümseyin. Kadınları azıcık tanıyorsak zamanla bu saçmalığın müptelası olacaklar.
Seksin sizin için gizemlerle dolu, endişe verici bir deneyim oluşunu sık sık vurgulayın. Seksten çekinen, süreci sorgulayan, doğrudan olaya atlamaya çalışmayan, sanki biraz ayak direten adamlar, nedense kadınlar üstünde afrodizyak etkisi yaratıyor.
Bir kadında güzelliğe değil zekaya önem verdiğinizi ısrarla dile getirin. Böylelikle ilgilendiğiniz kadınlar, bu teveccühünüzü bir iltifat alarak algılayacaklar. Elbette karşınızdaki kadına “güzel değilsin ama muhabbetin iyi” hissi verecek bir ilgiden bahsetmiyoruz. Güzelliğine de değinen ama zekasının altını çizen cümlelerle iltifat etmelisiniz. Zor biliyorum, o sebeple örnek veriyorum: “Gözlerin cin fikirlerle ışıl ışıl parlıyor… Çok Dostoyevski okumuş gibi bir zarafetin var” gibi.
Arabanızın geciken kaskosu, sporda karşılaştığınız kıl tipler ya da tuttuğunuz takımın gidemediği UEFA Kupası… En büyük dertleriniz, kesinlikle bunlar olmamalı. Varoluşun temeline, nüvesine dair sorular sormalısınız. “İnsanoğlu o ağaçtan asla inmemeli, o muzu elinden kesinlikle bırakmamalıydı!” gibi tespitlerle evrimi sorgulayın. Yaşamın manasızlığı ve evrenin sonsuzluğu karşısında ara ara düşeceğiniz dehşetler de, ince ruhunuzun birer nişanesi sayılsın.
Tanrı, seks, din, ölüm… Bunlarla dalga geçmeden, kendinizi günü tamamladım saymamalısınız. Öte yandan entelektüel saplantılarınıza laf söyleyenleri de vurma eğiliminde olun. Misal Bergman’a sıkıcı diyenle kavgaya tutuşmaktan çekinmeyin. Kendi iç çelişkilerinde tutarlı kişiliğiniz, kadınlara parmak ısırttıracak.
Kariyer yapmanın bir erkeğin hayatındaki önemi tartışılmaz. Ama Woody Allen tarzında kariyer için Akademi’ye boyun eğmek ya da “Neden Oscar alamadım?” diye DiCaprio’nun yaptığı gibi senelerce perişan olmak yok! En son Blue Jasmine’le (Mavi Yasemin) aldığı Oscar’a gitmeyip, “Los Angeles beni basıyor, biliyon mu annem? Ben Manhattan’dan fazla uzaklaşamıyorum” demişti hatırlanacak olursa kendisi. Buradan alınacak feyze gelecek olursak; başarılarınızı doğal karşılayın ve kimseye hava atmak için kullanma ihtiyacında olmayın. Mütevazılığınızın altındaki kendinden eminlik, her kadına “İşte aradığım dik duruş!” dedirtecek.
Sapyoseksüel biri, mutlaka bir miktar nostaljiktir de. Zira onun hastası ve hatta ustası olduğu müzikler, klasik müzik ve cazdır. Woody Allen saksofoncu olarak her pazartesi New York’ta ufak bir caz kulübünde sahne almaktadır üstelik. Evindeki plak koleksiyonunu, yahut tarih fonlu filmlerinde geçmişin zarafetini nasıl ustalıkla yansıttığını da dikkate alacak olursak, Woody’nin bu nostalji sevdasını daha iyi anlarız. Evet, sizin umutsuzca özleyeceğiniz “radyo günleri”niz ya da yoksul ama sevimli bir Brooklyn’iniz olmayabilir. Yine de bu, çocukken yediğiniz keten helvanın tadından, yahut yazları su sattığınız günlerden bahsetmenize engel değil. Geçmişe duyduğunuz özlem sizi kadınların gözünde daha romantik, daha hülyalı biri yapacak. Ki plak koleksiyonunun kadınlar üzerindeki müspet etkileri, hali hazırda iki Türk yapımında da irdelendi. Bkz: Issız Adam ve Kaybedenler Kulübü.
“Hayatı kontrol edemezsiniz. Hayatta ise ancak iki şeyi kontrol edebilirsiniz; sanat ve mastürbasyon. Uzman olduğum iki temel konu…” Bu açıklamanın sahibi Woody Allen, elbette pek çok filmindeki değişik eğilimleriyle tanınıyor. Özetle, işin mizah dozunu tutturmak kaydıyla, kendi üzerinizden seks şakaları yapmaktan çekinmeyin. Bu, karşınızdaki kadınlara aslında ne kadar sınır tanımayan bir âşık olabileceğinizin sinyallerini verecek.
Bir kadını tavlarken ne kadar entelektüel ve çarpıcıysanız, ezoterik bilgilerinizi tohum gibi ekip hasat için bekliyorsanız, ayrılırken de aynı bekleyişi korumalısınız. Çünkü bir sapyoseksüel, şüphesiz ayrılık konuşmasını da kadın tarafına yaptıracak kadar zekidir. Başlarda kadını etkilemek için kullandığınız keskin gözlem kabiliyetinizi, bu kez karşınızdaki kadını eleştirmek için kullanın. Yetersizlik duygusu ve ilgisizlikle soğuttuğunuz kişi, bir de sizin konuya pragmatik yaklaşımlarınızı görünce, emin olun sekerek kaçacak. Başka bir alternatif de, ayrılmak istediğiniz kadını duygusal olarak yakınlaşabileceği diğer adamlarla tanıştırmak, fakat sonra vazgeçip kadını kıskanmak. Biraz karmaşık ama ancak deneyerek bazı duyguları net görebilirsiniz. Ayrıca tebrikler, tam bir sapyoseksüel gibi terk edildiniz.