Hikayede "ihtişamlı hayatlar normalleşip, zayıf noktalarıyla görünür oluyor." Kafa karıştırıcı 20’lerindeki Thomas ve karakteri Max’in yolları, heyecan verici, özgür New York’ta Gossip Girl lensinde kesişiyor.
Thomas’ın yeni nesil Gossip Girl’e dair üç kelimesi heyecanlı ipuçları taşıyor:
Çeşitlilik, temsiliyet, tazelik.
Oyunculuğa nasıl başladın ? Çocukluğumda çok fazla enerjim vardı ve oldukça yaratıcıydım. Her şey annemin beni oyunculuk eğitimine teşvik etmesiyle başladı. Büyük bir tutkum olan müzikal tiyatro ile tanışıp bu alanda ilerledim. Daha sonrasında Yenilmezler 2, Catherine the Great ve High Fidelity gibi serilerde oynama fırsatım oldu. Edinburgh'da oyunculuk dışında işlerde de çalıştığını da okudum. Bu deneyimler oyunculuğunu nasıl besledi? Araba yıkadım, çağrı merkezinde, barda ve restoranlarda çalıştım. Bir mağazada, bir otelde temizlik departmanı da dahil farklı işler deneyimledim. Senaryoların ötesindeki bu deneyimlerle oyunculuğa yaklaşımımın olgunlaştığını hissediyorum. Ancak daha da önemlisi, kişisel yaşamımda da empati yapıp, olaylara daha anlayışlı yaklaşabiliyorum. Böylece, farklı koşullar ve durumlar söz konusu olduğunda daha şefkatli olabileceğime inanıyorum. Dünyanın şu anda olduğundan çok fazla empatiye ihtiyacı var. Edinburgh’dan New York’a hangi rüzgar attı seni? İskoçya’daki üniversite yıllarımda Londra’da seçmelere katılıp; İrlanda, Kanada, Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerde çalışma imkanı buldum. Daha sonra harika bir kadınla tanışıp, Los Angeles'a taşındım. Pandemi öncesi yeni Gossip Girl seçmelerine katılıp, role seçilmemle birlikte New York'a taşındım. Şehirde daha önce kimseyi tanımamama rağmen kısa bir süre içerisinde, 2019 yılında New York'a aşık oldum. Burada olmak şimdi evim gibi hissettiriyor. New York benim şehrim! Yeni Gossip Girl oldukça heyecan verici! Önceki Gossip Girl ile arasında ne gibi farklılıklar olacak? Son on yılda sosyal medya etkisiyle, günlük hayatta kullandığımız kelimelerin, ritüellerin, diyalogların dinamiğindeki değişimler hikâyede yer alacak mı? 2021 yılındaki Gossip Girl’ün, sosyal medya ile yoğun etkileşimimize dair vurgusu var. Aynı zamanda bununla kalmıyor. Kimliklerini özgürce ve cesurca dile getiren bir topluluk karşımızda olacak. Hikâyede başlıca, çeşitliliğe ve ifade özgürlüğüne vurgu yapıyoruz. Kuir içerikler ve bizleri özgün hissettiren daha birçok unsur hikâyede var. Gossip Girl, Manhattan’ın en yüksek gelirli bölgelerinden Yukarı Doğu Yakasında geçse de zenginliğin ve ayrıcalığın nereden geldiğine dair tartışmalara da değiniyor. Bu gerçekçilik vurgusu inanılmaz ve özgürleştirici. Gossip Girl'deki sosyal iklimde bu ihtişamlı hayatlar normalleşip, zayıf noktalarıyla görünür olacak. Pandemi döneminde ve sonrasında motivasyon ve ilham arayışlarında New York seninle nasıl konuşuyordu? Şehrin, motivasyon ve ilham arayışımda kendim ve çevremle bu bağları kurmadaki etkisi şüphesiz. New York’ta ilginç bir “sabitlik” hissi hakim. Nereye bakarsanız bakın, nereye giderseniz gidin şehirde sizi sürekli içine davet eden ve şehrin dinamiğinde akış içerisinde olmanızı sağlayan bir duygu var. Böylesine muhteşem dinamik bir ruhun içinize girmesine izin veren bir sabitlik hissi var. Sana eşlik etmesini dileyeceğin rüya arkadaşların kimler? İyi insanlar. İnsanların yeteneklerini, kapasitelerini ve hayallerini takdir edebilirim ama buna çok fazla değer vermem. Birinin kalbine ve iyi bir insan olmasına değer veririm. Gerçekten umrumda olan tek şey bu. En büyük hayalin? Çocukluk yıllarımdan kalan bir hayalim var. Kesinlikle bir Broadway müzikalinde yer almak! Pandemi, hayatında yeni keşiflere ve gerçekliklere ışık tuttu mu? Bu dönem çok fazla şeyi kontrol etmek ve gerçekleştirmek için harika bir fırsattı. Kendimi gerçekten olduğum kişiyle bir güvercin deliğinde buldum. Bu delikte, kendimi ve hayallerimi yeniden tanımlamaya başladım. Pandemi sırasında saçımı kestim, tırnaklarımı boyadım, makyaj yaptım ve tüm bu deneyimler çok etkileyiciydi! Daha önce düşündüğüm kadar sınırlarımın olmadığını keşfettim. Beni sınırlayan tek şey, kim olduğuma dair kendi fikrimdi. Pandeminin en büyük farkındalığı benim için bu oldu. Oyunculuğun hayatında ne gibi anlamı var? Dijitalleşmenin etkisiyle, çocukluğundan beri tutkulu olduğun oyunculuğa dair bakışın değişti mi? Oyunculuk her zaman toplumda neler olup bittiğinin bir yansıması oldu. Bulunduğumuz sosyo-kültürel düzlemdeki aykırılıkları ve yaşananları dürüstçe ifade etmek gibi oldukça değerli bir misyonu var. İçerisinde ırk, cinsel yönelim, kimlik ve birçok konuda çeşitliliği yansıtan projelerin bir parçası olmak benim için her zaman büyük anlamlar taşıyor. Sahneler ve sosyal medya gençlerin şeffaf bir şekilde temsil edilmeleri, görülmeleri ve kendilerini ifade edebilmelerini için hem birçok fırsatı sağlıyor hem de zehirli olabilecek ortamlara zemin hazırlayabiliyor. Ben de her zaman oyunculuğun temsil eden, eğlenceli ve dürüst tarafının bir parçası olmak istiyorum. Tik Tok videoları ve Instagram gibi mecralarda keşfedilmenin, eski günlerdeki gibi karşılaşmalarla, eğitimle veya sokak performanslarında keşfedilmekten daha yaygın olduğu zamanlarda yaşıyoruz. Sen hangisini tercih edersin? İnsanların bu mecralarda, oyunculuğu deneyimleme ve yeni performanslar yaratma istekleri, aktörlerin “belirli bir yol çizgisinde ilerleyerek başarılı olabileceği” gibi elitist bir fikirden kurtulmamıza için güzel. İnsanların motivasyonlarını ifade ediş biçimlerinin erişilebilir olması harika. Tutkunun keşfedilmesi benim için her zaman güzel. Gossip Girl’deki sıradışı karakterin Max Wolfe’a süzülme serüveninin nasıldı? Max panseksüel, deli dolu bir karakter. Karakterime bürünürken ilginç bir şekilde kendi kimliğimi sorgulama fırsatım oldu. Max, “Tercihlerim bana her zaman söylenmemiş olabilir miydi, şu anki halim olmaya şartlanmış mıyım? Yoksa özgür irademle mi bu seçimleri yapıyorum?” gibi soruları bana düşündüren bir karakter. Tüm bunları düşünmek şaşırtıcı ve önemli bir deneyimdi. Max Wolfe’u üç kelimede tanımlar mısın? Peki, Max Wolfe ve Thomas Doherty arasındaki benzerlikleri? Her iki karakterde de 20'li yaşlarda olmak? Dövmelerini yakından tanıyabilir miyiz? Çok fazla var! "Fani olduğunu hatırla" anlamına gelen memento mori, Latince melek kelimesi, karma dövmesi, bir kadın figürü, ikimiz de sarhoşken oyuncu arkadaşlarımdan birinin çizdiği gizemli bir dövme, İskoçya ulusal kuşu, La La Land’i ve dans etmeyi çok sevdiğim için filmden bir sahne. Eski kız arkadaşım için bir güvercin, yine eski kız arkadaşım için bir güneş ve boynumda aynaya baktığımda okuyabileceğim “who is this I”, ben kimim? yazan bir dövme!
New York’ta, insanların kendilerini özgürce ifade ettiği enerjinin her zaman etrafımda olduğunu keşfettim. Bu nedenle ilhamı hissetmek için o kadar uzağa bakmama gerek kalmıyor. Aynı zamanda Gossip Girl oyuncu kadrosu, arkadaşlarım ve ailem de yanımda. Çok şanslıyım!
Gizemli, çapkın, arsız.
Arsız, maceracı, seksi (!).
Heyecan verici, kafa karıştırıcı, harika!