MOTY 2023 kapılarından geçerken yönetim odasına uğruyoruz. Şahin’in cevaplamaktan kaçındığı soru yok. Hem kişisel hem de profesyonel hayata bakış açısından bahsettikçe, İŞ Holding’in yüksek başarı grafiğine sahip vizyonundan ders çıkarıyoruz.
Kariyerinde belli bir çizgiye eriştikten sonra insan nasıl motive olur?
“Başarı... En büyük motivasyon kaynağı. Her başarı benim için bir sonraki basamağı çıkmak için itici güç, enerji kaynağı.” Çünkü Şahin’e göre her türlü maddi imkan “en basit anlamıyla bir erişim aracı”. “Benim için para, ancak işimi ve toplumu geliştirdiği ve değiştirdiği sürece değerli bir araç.”
Pek çoğu için başarma isteği zamanla yerini hırsa ve güç arzusuna bırakabilir. “Bir insanın ne kadar güçlü olduğunu belirleyen faktör dışarıdan bakıldığında sayılar, servetinizin miktarı veya sahip olduğunuz şirketler değil, çevrenizdekilerin, insanların sizi nasıl gördüğüdür. Hiçbir maddi imkana sahip olmayan oldukça güçlü insanlar da var, büyük bir servete sahip olmasına rağmen hayatta hiçbir işin ucundan tutmamış olanlar da...” Onun için en önemli kavramları satır aralarından okumak mümkün. Sağlık; “Ancak zamanla kıymeti iyi anlaşılan bir varlık.” Dostluk; “Satın alamayacağınız, sırtınızı yaslayabileceğiniz, aradan zaman geçse bile dünkü gibi devam eden ilişkiler” olarak hayatında önemli bir yere sahip.
Kendi cümleleriyle İŞ Holding’in hikayesini anlatıyor. “Ailemiz Malatya’daki kayısı bahçelerimizde tarım ve ticaretle ilgilenirken babam 1960’larda sanayileşmenin önemini fark ediyor. Sanayiye nasıl bir geçiş yapabileceklerini araştırırken 1970’lerde hızla büyüyen tekstil sektörünün potansiyelini görüyor ve bu alana yatırım yapıyor. Yaklaşık 30-40 sene tekstil sektöründe hem iç pazarda hem ihracatta faaliyet gösteren şirketimiz büyüyor.
Sonrasında benim farklı sektörlerde yer alma isteğim ve bazı fırsatları öngörüp değerlendirme motivasyonumla önce enerji, ardından inşaat sektöründe yatırımlar yaptık. En sonunda dünyanın en güçlü global markaları ile gıda sektörüne adım atmamızla birlikte İŞ Holding bugünkü noktasına ulaştı.
Ağırlıklı olarak ‘tarım ve tekstil’ diye cevaplayabileceğim bir aile geçmişine sahipken, şimdi daha dinamik bir yapıdayız. ‘Biz tekstilci doğduk tekstilci ölürüz’ tabusunu yıktık. Bugün kızarmış tavuk, pizza veya kuruyemiş; yarın teknolojik ürünler satabiliriz. İŞ Holding bugün birbirinden farklı pek çok sektörde -yurtiçinde ve yurtdışında- yaklaşık 20 bin kişiye istihdam sağlıyor.”
Büyük işler, büyük firmalar, büyük bütçeler beraberinde bireysel ya da küçük bir çemberi kapsayan sorumluluklardan çok daha fazlasını getiriyor. İlkem Şahin için iyilik “insanların empati kurma, sevgi ve saygı gösterme yetenekleriyle ilgili bir kavram. Dünyanın daha yaşanabilir bir yer olmasını ve toplumların daha güçlü olmasını sağlıyor. İyiliğin kolektif hali aslında dünyanın en büyük ihtiyacı. Şirketler sürdürülebilirlik kararlarına ne kadar kuvvetle bağlanırsa geleceğimiz o kadar güvende”. Şahin bu durumun bilincinde ve sürdürülebilirliğe “çocuklarımızın geleceği” olarak bakıyor. “Sürdürülebilirlik, klişe bir beyaz yaka kavramı değil bireylerin, şirketlerin, toplumların ve devletlerin bir arada hareket ederek ulaşabileceği bir hedef olmalı. Bunun önce birey nezdinde bir yaşam tarzı ve değer halinde benimsenmesi gerekir ki hedeflerimize ulaşmak mümkün olsun. Yoksa saatlerce toplantılar yapıp raporlar hazırlayarak çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini güvence altına alamayız.”
Sosyal medyada karşımıza çıkan içerikler, kısa sürede başarıya ulaşma ipuçlarıyla dolup taşsa da gerçek hayatta bunu başarmış kişilerden genelde benzer şeyler duyarız. Çok çalışmakla, disiplinli olmakla ve özveride bulunmakla başarıya ulaşmayı sağlayan dengeyi profesyonel hayatında kurmuş biri İlkem Şahin. “Her şeyden önce bir değeri olan ya da değer yaratma potansiyeli olan işlere ve alanlara odaklanıyorum. Eğer bir ‘değer yaratma’ potansiyeli yoksa boşa enerji harcıyorsunuz demektir, ama şayet varsa gece gündüz çalışırım. Özel projeler olduğunda neredeyse hiç uyumuyorum diyebilirim. Günün sonunda bir değer ortaya çıkarıyorsam ya da var olanı daha yukarı taşıyorsam, bunu etrafımdakilerle paylaşırım. O zaman başarı daha kıymetli oluyor ve sizin için anlamı katlanarak büyüyor.” İlkem Şahin’in bu söyledikleri, farklı sektörlerde hayata geçirdiği projelerin arkasındaki motivasyonun da altını çiziyor.
“Hann Yapım isimli bir şirketimiz var. Komedi, dram, korku, belgesel gibi kategorilerde hoşumuza giden, sadece yapmaktan keyif aldığımız projeleri hayata geçiriyoruz. Hali hazırda 20’den fazla filmimiz var. Bunlar sinema, TV ve dijital platformlarda zaman zaman gösterime giren yapımlar. Bu yolla dikkat çekebileceğimiz, insanların hayatına dokunabileceğimiz projeler gelince ekibimizle birlikte değerlendiriyoruz ve çok hızlı bir şekilde hayata geçiriyoruz. Bunun yanı sıra Kanyon’da Hann Sahne isimli 200 kişilik bir tiyatromuz var. Hiçbir ticari kaygımız olmadan, sadece günümüzün zorlu şartlarında tiyatronun varlığını sürdürebilmesine katkı sağlayabilmek için çalışıyoruz. Bir yandan da gençlerle temasta olmak bana çok iyi geliyor.” Sohbetin sonuna doğru geldiğimizde raflarda duran tüm girişimcilik kitaplarının bir özetini dinlemiş gibi hissediyoruz. “İşini iyi yapmak asıl değerli olan, değeri ortaya çıkaran. Ondan sonrası kendiliğinden geliyor zaten. Etrafınızda doğru insanlar oluyor, onların size getireceği iyi enerji ile de işleriniz çok daha iyi gitmeye başlıyor. Bu nedenle ben hep ekmeğimi bölerek çoğaltmaktan yana oldum” diyerek sözlerini sonlandırıyor İlkem Şahin ve hayattaki değer dengesini bulduğu Albert Einstein’dan bir alıntı ekliyor: “Başarılı biri olmaya değil değerli biri olmaya çalışın. Başarı egoya, sevgi değere yakındır.”
