H&M’le yaptığın koleksiyondan bahsederek başlayalım söze; ‘H&M Spring Icons Selected By The Weeknd’ adlı koleksiyonun nasıl ortaya çıktı?
Bu koleksiyonun en sevdiğim yanı tam da benim giymek isteyeceğim parçalardan oluşması. Genelde kıyafetlerim üniforma gibidir ve kişiliğimi yansıtır. Turneler sırasında dünyayı dolaşırken fark ettim ki benim gibi giyinen başka erkekler de var. Sokak stili dünyayı çoktan ele geçirdi bile ve günümüzde artık, eskisine kıyasla çok daha özel ve çarpıcı. H&M benden bu koleksiyon için favori parçalarımı seçmemi istedi ve ben de seve seve yerine getirdim bu isteklerini, çünkü son derece özgün bir koleksiyon var karşımızda. Samimi ve gerçek bulmadığım hiçbir şeyin üzerine adımı yazdırmam.
Peki koleksiyon için hangi parçaları seçtin?
Koleksiyonun merkezindeki parça, bomber ceket. Benim jenerasyonum için bomber ceket, takım ceketinin yerini aldı diyebilirim. Erkeklerin günün her anında ve her durumda; hem sokakta hem de kırmızı halıda giyebileceği bir parça bu. Bana göre bomber ceketler gösterişli ama sokak stili için de bir o kadar uygun olmasıyla kendine has bir duruşa sahip. Aslında bu, koleksiyonun geri kalanı için de geçerli; bütün parçaları hiç düşünmeden üzerinize geçirebilirsiniz. Koleksiyonun bir diğer sevdiğim özelliği ise farklı tarzları bir arada sunabilmesi. Bir hoodie ile iyi dikilmiş bir kumaş pantolonu bu koleksiyonda yan yana görebilirsiniz.
H&M ekibiyle birlikte çalışmak nasıl bir deneyimdi sence?
Gerçekten harika bir ekip çünkü koleksiyonun en ufak detayına kadar büyük bir özen gösterdiler. Andreas ve takımı, erkek stili ve hangi görünümlerin başarılı olduğu konusunda son derece bilgililer. Bu koleksiyonla da hedefi tam on ikiden vurdular ve bunu tasarımdan hiçbir taviz vermeden başardılar.
Hem sahnede hem de günlük hayatta, kendini ilk anda belli eden bir stilin var. Kişisel stilini nasıl tanımlarsın? Kıyafetlerini seçerken önceliğin nedir?
Tamamen içimden geldiği gibi giyinirim; bana kendimi o anda iyi hissettiren kıyafetleri seçerim. Stilim genellikle rahat ve abartısız olsa da ne giydiğime büyük özen gösteririm. Her zaman alınmış bir karar vardır. Bu yüzyılda erkek stilinin ne kadar değiştiğini, spor ve sokak giyiminin günlük tarzın böylesine büyük bir parçası olduğunu görmek çok ilginç. Stiller değişirken tasarımlar da daha incelikli bir hal aldı. Geçmişe dönüp baktığımda stilimin daha spesifik bir yönde ilerlemeye başladığını ama diğer taraftan da daha kişisel ve rahat hale büründüğünü fark ediyorum.
Eğer her zaman işe yarayacak bir stil önerisi vermen gerekse ne söylerdin?
Ne giyeceğinize karar verirken her zaman iç güdülerinize güvenin. Çok dikkat çekici ya da gösterişli olmak zorunda değilsiniz, bazen en basit detaylar bile kişiliğinizi yansıtmaya yeterlidir. Aynen müzik gibi, ilk anda çok basit gibi gelen bir parça, farklı seslerin buluştuğu çok katmanlı bir çalışma olabilir. Aslında stilde önemli olan kendi dilinizi bulmanız. Ben de zamanla sokak stilini daha formal parçalarla tamamlayarak, yenilikçi olduğunu düşündüğüm, kendime has bir görünüm yarattım.
Sence müzik ve modanın birbirleriyle nasıl bir bağlantısı var?
İkisi de benim için kendimi ifade etme yöntemi. Bana göre stil, müziğin önemli bir parçası; ikisini birbirinden ayıramazsınız. İkisi de kişiliğin birer yansıması ve tam da bu yüzden birlikte gelişip değişiyorlar. Hem geçmişteki hem de günümüzdeki müzisyenlere baktığımızda, müziğe de stile de eşit derecede önem verdiklerini görebiliriz. Hele günümüzde artık bu ikisi arasında net bir çizgi çekmek mümkün değil; önemli olan ilhamın ta kendisi, bunun bir ses mi yoksa bir kıyafet mi olduğunun pek önemi yok. Bence müziğin moda üzerindeki etkisi her daim çok büyük olmuştur, özellikle de hip hop gibi şehirli türlerde…
Erkeklerin günümüzdeki stili hakkında ne düşünüyorsun?
Bence moda, küresel bir lisana dönüştü; özellikle de içinde bulunduğumuz bu sosyal medya çağında. Sanki 7/24 dünyanın dört bir yanında, sadece stil hakkında konuşuluyor gibi. Her şehrin ve her ülkenin bu küresel tarzı kendi farklı kişilikleriyle yeniden yorumlayışını görmek gerçekten harika. Mesela ben Kanadalıyım. Kanada’da yılın büyük bir bölümü hava çok soğuk olduğu için orada yaşarken kat kat giyinmenin inceliklerini çok iyi öğrendim. Özetle söyleyecek olursam herkes aynı dili konuşuyor gibi ama kendine ait, özel bir aksanla…