Asla Bromance’iniz hakkında konuşmayın: “Fight Club”’ın ilk kuralı gibi, kimseye asla aranızdaki kutsal ilişkinin boyutunu belli etmeyin. “Ahmetle ne kadar yakınsınız?” “Yakınız işte” ile bırakırsınız. Oysa ki biliyorsunuz, kankalığınızın yüceliğini söze vurmaya gerek bile yok.
İlişkide olsanız da arkadaşınızı unutmamak: “Elif, yemeğe Ali de gelebilir mi?” Bu durumlarda Bromance’iniz ve ilişkiniz arasında büyük bir ikileme giriyorsanız ve bir şekilde Ali’yi yemeğe yanınızda götürebiliyorsanız adamsınız. Fakat eğer Elif'le Ali zaten anlaşamıyorsa konu kapanmıştır, ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz.
Çabuk unutmak ve affetmek: Sekiz gün birbirinize trip atacak değilsiniz herhalde değil mi, koca adam olmuşsunuz? Tabii küçük tartışmalar, kavgalar olabilir fakat uzatmazsınız. Bağrışıp çağrışıp yarın halısahaya yine beraber gidersiniz.
Ne kadar kötü bir fikirle karşınıza gelse de onu desteklemek: Çünkü siz onun en büyük taraftarısınız. “Abi böyle bir telefon uygulaması düşünüyorum” diye çoktan yapılmış ya da yapılması imkansız bir fikri 500 kere dinlediniz, ama onun umudunu kırmaya içiniz el vermedi.
Her zaman birbirinizin işini kolaylaştırmak: Buna ekonomik, sosyal, psikolojik yardımdan barda kız ayarlamaya kadar gidecek türlü destek giriyor. Birbirinize her zaman yardım ediyorsunuz.
Bir kadına arkadaşınızı asla kötülememek: Bu kadın tipleri kız arkadaş, eş, anneniz, eski kız arkadaşı, onun annesi, hala, işteki arkadaşı….gibi sonsuzluğa doğru gidebilir fakat önemli olan siz her zaman kendi arkadaşınızın tarafını tutarsınız.
İyi günde kötü günde: Arkadaşlığın en büyük kuralıdır, siz her zaman onun yanında olacaksınız. Belki kız arkadaşını hiç sevmediniz fakat o tapıyor, kızı ona kötülemeyeceksiniz. Onun her zaman mutluluğunu isteyecek, her zaman destekleyecek, kötü bir gün geçirdiğini söylemese de siz gözlerinden anlayacaksınız, ne olursa olsun ilk siz onun yanında olacaksınız.