Popüler

Film Noir 102: Neo-Noir Filmler Ve Gerçeğin Kırılgan Yüzü

Hayatımız noir’a dönmüş zaten filmini ne yapalım demeyin; gün kararmadan aydınlanmıyor, dünya kaosun pençesinde kıvranırken diyalektik materyalizm ne sinemada ne de gerçek hayatta asla eskimiyor.

Çözüme odaklanmamız gerekiyor. Çözümden bahsetmek de ancak umut etmekle mümkün. İnsanlık nice yıkımlardan geçmiş, kurunun yanında yaşlar yanmış, gözyaşları dökülmüş, giden gitmiş kalan sağlar bizim olmuş. Dünya her yıkımdan sonra daha güçlü toparlanmış, çözmesi gereken meseleleri çözebilmiş, her kaos sonrası yeni umutlarla ayağa kalkmış.

Şehirde arka arkaya bombaların patladığı zamanlar metroda karşılaştığım bir hocamın lafını hiç unutmuyorum, ‘’İlahi bir diyalektik var, işte bizi o kurtaracak’’ demişti. Tanıdığım en analitik insanın ilahi bir diyalektiğe güvenmesi beni hala şaşırtır ama bir yandan da bu söz hala içimi rahatlatır. Kaosun en zorlayıcı yanı bence belirsizlik. İnsanı en çok bilmediği korkutuyor. İşte tam da konuyu buradan film noir’a bağlamayı planlıyordum.

Film noir evrenindeki kaotik olayların çözülme şekli bana nedense bu diyalektiği hatırlatır. Çamura batmış bir dünyada iyilikle kötülüğün, suçluyla suçsuzun tanımlanamayacak kadar iç içe geçmesine rağmen nihayetinde bir şekilde aydınlığa kavuşması ancak ilahi bir formülle gerçekleşebilir sanki. Neo-noir’a atlamadan önce kafanızda film noir’a dair sorular varsa önce sizi buraya alalım.

 

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası