Pandemi sonrası kapılarını kapatan Berlin'in kült gece kulübü Berghain, 2020.
Fotoğraf: Emmanuele Contini
Dünya’daki gece kulüplerinin neredeyse hepsi geçtğimiz ilkbaharda kapandı ve birçoğu bir sene geçmesine rağmen daha açılamadı. Özellikle Berlin, Amsterdam, Londra ve İstanbul gibi şehirler için gece hayatının ortadan kalkması bu şehirlerin kültürleri için de büyük bir kayıp demek. İstanbul’un önde gelen DJ’lerinden Mehmet Koryürek pandemi döneminden önce şehirdeki gece hayatını şöyle özetliyor;
“Pandemi öncesinde İstanbul 24 saat yaşayan bir şehirdi. Sadece gece hayatıyla değil her yönüyle canlı bir şehirdi. Gece hayatı özelinde önceki yıllara göre canlılığını sosyoekonomik sebeplerle biraz kaybetmiş olsa da hem yerel çeşitliliği hem de gelen yabancı sanatçıların çokluğu açısından her daim Avrupa'nın popüler şehirleri arasındaydı.
Pandemi sürecinde ise dünyada birçok gece kulübünün iflasına şahit olduk. Bazı ülkelerde sektör çalışanlarına bütçe yardımları yapılsa bile genel olarak eğlence sektörüne büyük destekler sağlanmadı.
Gece hayatı sektörü çalışanları karantina döneminde hem para kazanabilmek hem de sevdikleri işi yapmaya devam edebilmek için yaratıcı yöntemler geliştirdiler. Bu yöntemlerin en ses getirenlerinden biri de online rave partileri, yani Zoom üzerinden düzenlenen paralı veya parasız organizasyonlardı. Covidroom ve Quarantine Party gibi oluşumlar canlı DJ performanslarının sergilendiği ve onlarca insanın kamera önünde birlikte dans ettiği garip ama yaratıcı yeni bir akım başlattı. Bu alternatif önce çok ilgi çekse de kısa süre sonra etkisini kaybetti. Sadece Zoom aracılığyla değil, birçok DJ dijital medyadaki “stream” kanalları ile sevenlerine ulaştı. Örneğin Berlin’deki kulüplere bağış yardımı toplamak amacıyla kurulmuş fakat sonra global bir platforma dönüşmüş olan United We Stream hala websiteleri ve Youtube kanalları aracılığıyla düzenli DJ performansları yayınlamaya devam ediyor. Bunun yanında; Tomorrowland, Exit gibi dünyaca ünlü birçok müzik festivalinin de 2020 yılında internet üzerinde yapıldığını unutmayalım.
Tomorrowland elektronik müzik festivali, Belçika, 2018.
Mehmet Koryürek de İstanbullu DJ performanslarını birleştiren ve Youtube üzerinden yayın yapan life from istanbul projesinin kurucularından. Fakat kendisi de bu kanalın kulüpler için bir altenatif olmadığı görüşünde.
“Kulüp dediğiniz yer bir sosyalleşme ortamı aynı zamanda. Sadece bir ses sistemi, ışıklar ve servis aldığınız bir bardan öte, insanların biraraya gelip, kendisi gibi olan kişilerle eğlenebildiği, kendisini tabiri caizse "salabildiği" bir ortam. Kulüp kelimesi de buradan geliyor. Benzer özelliklere sahip, benzer zevkleri paylaşan insanların bir araya gelip her seferinde o geceye özel yazdıkları, yaşadıkları bir hikaye. Bu bağlamda her ne platformda veya formda olursa olsun bunun yerini alabilecek bir şey yok.”
Koryürek’e göre “Stream” kanallarının iki önemli görevi var. Biri DJ'lerin kendini unutturmaması, hayranlarıyla iletişime başka yollardan devam edebilmesi. Diğeri ise gelir elde edip bu süreçte ayakta kalmayı becerebilmek.
Gece Kulüpleri Pandemi döneminde nasıl çalıştı?
Birinci dalganın azalmasından sonra bazı ülkelerde gece kulüplerinin başka amaçlar için kullanılmasına izin verildi. Örneğin Almanya’da bazı ünlü gece kulüpleri yazın geçici süreliğine bar/restoran olarak hizmet verdiler. Berlin’in efsanevi Berghain kulübü ise sadece Berlinli sanatçıların eserlerini sergileyen büyük bir sanat galerisine dönüştürüldü. Ziyaretçilerinin büyük bölümünü kapıdan geri çevirmesiyle meşhur ve içeride fotoğraf çektirmenin kesinlikle yasak olduğu kulüp geçici bir süreliğine bu kurallarını bile esnetti.
Temmuz 2020'de kapılarını bu kez bir sanat etkinliği için açan Berlin'in ünlü gece kulübü Berghain
Hollanda’nın Nijmegen kentinde yer alan Doornroosje adlı kulüp ise yazın denediği başka bir yöntemle dikkatleri üzerine çekti. Sosyal mesafeli sandalyelerle kapılarını açan kulüp, ziyaretçilerin sandalyelerden kalkarak dans etmemeleri şartıyla eğlenmelerine izin verdi. Yine Berlin’de bulunan ve ekstrem partileriyle nam salmış başka bir gece kulübü olan Kit Kat ise kısa süre önce yeniden kapılarını açtı, fakat bir korona testi merkezi olarak.
Peki her şey bittikten sonra gece kulüpleri eski haline dönebilecek mi? Berlin Kulüpler Komisyonu’nun başkanı Pamela Schobeß, Deutsche Presse Ajansı’na verdiği röportajda en azından kendi şehrindeki gece hayatının 2022 sonuna kadar eskisi gibi olamayacağını söylüyor. Gece kulüplerinin “İlk kapanan ve son açılacak kurumlar” olduğunu söyleyen Schobeß’e göre kulüp kültürünün uzun vadede ne kadar restore edilebileceği de şaibeli. Özellikle pandeminin yeni yeni hayatımıza girdiği geçtğimiz bahar döneminde, ileride gece kulüplerinin nasıl hizmet verebileceğine dair birçok proje geliştirilmişti. Örneğin Production Club şirketinin tasarladığı “Micrashell PPE” başlığı bunlardan bir tanesi. İlgi çekici olsa da bu tarz fikirler gece hayatı kültürüne ters olduğu için çok sıcak karşılanmadı, aşı müjdesinden sonra da çoğunlukla rafa kalktılar. Aşılama çalışmalarından sonra, İngiltere gibi bazı ülkeler gece hayatının 2021 Temmuz’da yeniden başlayabileceği müjdesini verdi bile. Peki ama nasıl? Kulüplere girmek için aşı yaptırma zorunluluğu olması, ziyaretçilerin küçük gruplara bölünmesi, kişi kapasitesini düşürmek akla gelen ilk fikirlerden. Hollanda hükümeti bu konuyu açıklığa kavuşturabilmek için deneyler yapmaya devam ediyor. En son, Amsterdam’daki Ziggo Dome adındaki arenada gerçekleştirilen deneyde testleri negatif çıkan 1300 katılımcı 6 gruba bölündü (Maskeli, sosyal mesafeli, maskesiz gibi) ve gece boyunca eğlenmeleri istendi. Deneylere talepler tahmin edebileceğiniz üzere çok fazla, biletler dakikalar içinde tükeniyor.
Her şeye rağmen, kulüplerin yeniden açılmasına yönelik hayallerin artık daha umutlu kurulduğunu söyleyebiliriz. Bu süreçte birlikte dans etmenin değerini daha çok anladık, hiç özlemediğimiz kadar özledik. Gece hayatı bir gün yeniden hayatımıza girdiğinde belki de hiç eğlenmediğimiz kadar eğleneceğiz. Mehmet Koryürek’de bu beklentiyle ilgili “Umuyorum” diyor. “Herkes eskiyi, pandemi öncesini, birlikte eğlenmeyi, dans etmeyi, flörtleşmeyi, sosyalleşmeyi çok özledi. Her şey normale döndüğünde eskisinden çok daha güçlü bir şekilde gece hayatının, eğlencenin devam edeceğine eminim.” Peki Dr. Christakis’in dediği gibi yeni bir ''Kükreyen Yirmiler'' akımı yaşanacak mı? Onu da hep birlikte göreceğiz…