Görünen Çağatay Kılavuz İstemiyor
Röportaj

Görünen Çağatay Kılavuz İstemiyor

Hayaller-hayatlar denkleminde geliştiğini hissettiğini söylemesi boşuna değil Çağatay'ın, görünen köy kılavuz istemiyor.
Yazının başı için sırasıylatıklayın.

 

Bu gelişme heyecan da yaratmış tabii. “Sinemanın daha çekici bir yanı var. Sorumluluğu büyük. O yüzden heyecanlıyım, gerginim. Gelecek yorumları merakla bekliyorum. Fragman yayınlandı, izleyenler çok güzel yorumlar yaptı. Çok mutlu oldum. Yani nasıl diyeyim... Heyecanlıyım. Uzun zamandır bu kadar heyecanlanıyorum” derken, Medcezir’in ilk bölümünün yayınlandığı tarihten beri ilk kez böyle bir ruh halinde olduğunu anlatıyor. 2.5 yıl geçmiş aradan: “Emek veriyoruz ve iyi bir şey çıkmasını istiyoruz, elimizden geleni yapıyoruz. Çok zaman harcıyoruz. Bütün zamanımız sette geçiyor. Heyecanlanmam, gergin olmam çok normal bence.”

YİNE ELEŞTİRİRSE, ÖZELLİKLE YAPIYOR DERİM

Lafı eleştirilere getirdiğimde konu derinleşiyor. Eleştirilere açık olduğunu, yorumları dikkate aldığını söylüyor. Filmle ilgili kritikleri mutlaka okuyacak, kendisini daha önce sert eleştiren birkaç kişinin şimdi ne diyeceğini merak ediyor. “Bu filmde ağır eleştiri yaparsa bana taktı, özellikle yapıyor derim” diye başlıyor anlatmaya: “Şöyle bir şey var; insanlara zaman tanınmıyor. Ben yarışmadan çıktım. Takip ediyorum, yeni gelen arkadaşlarımıza da aynısı yapılıyor. Herhalde bu şekilde gidiyor sistem. Bunu da anlamış değilim. Zamanında belki Kenan (İmirzalıoğlu) abiye de oldu, belki Kıvanç’a (Tatlıtuğ) da oldu. Ama benim başıma geldi, onu söyleyebilirim. Yarışmadan çıkıp diziye başlıyorsun, insanlar sana zaman tanımadan eleştirmeye başlıyor. Modeli koymuşlar oraya, model ne anlar oyunculuktan falan filan... Kendini geliştirmene bile fırsat vermiyorlar. Seni demoralize edecek, sert tepkiler alıyorsun bir anda. Acaba diyorsun, yanlış bir şey mi yapıyorum ben? Biraz daha iyi bir şeyler yaptım, yorumlar değişti. Ama hep aynı sistem. Yarışmadan yeni çıkıp diziye giren arkadaşlara yine ağır eleştiriler yapılıyor. Bence bu yanlış. Zaman tanınması lazım.”

HER ŞEYİN BAŞI KARİYER

Yeni bir sayfa açmış hayatında artık ve hiçbir şeyin tadını kaçırmasını istemiyor. Amerikan rüyasını yaşamayı hedefliyor: “Amerika planım çok uzun zamandır var. Dört-beş sene önce bir boşluk bulsam da gitsem, dili geliştirsem diye düşünüyordum. Çünkü yaşamak lazım orada. 2.5 aydır oradayım. Daha yeni yeni alıştım yaşamaya, kültürüne; yeni yeni çevre edindim. Profesyonel eğitim alıp aktörleri hazırlayan kurslara gidiyorum. Bu sene ev alacağım. Daha uzak gelecek planı olarak, bir ayağımın orada olmasını istiyorum. İş yapmaya buraya geleceğim, yaşamak için oraya döneceğim.”

Gönül işlerine pek girmediğimiz sohbetimizde “E evlilik, aile kurmak, çoluk çocuk planları” zarfını da atıyorum ama geri tepiyor: “Şu anda kariyer odaklı gidiyorum, hiç bunları konuşacak zaman değil. Çok erken. Hedeflerim, yapmak istediğim şeyler var. En azından şansımı deneyeceğim Amerika’da. Acele etmek istemiyorum, gerçekten emin adımlarla gitmek istiyorum. O yüzden önce kendimi iyice geliştirip ondan sonra denemeye çalışacağım. Yaş avantajım var.”

OKUL YOLU ÇİLE DOLU

Şu an İstanbul-Los Angeles arası bir hayat kurmayı hedefleyen Çağatay Ulusoy’un, üniversitenin ilk yılındaki Avcılar-Bahçeköy mesaisi hayli meşakkatliymiş. Bahçeköy’ün coğrafi konumundan ben de usandığım için dertleşiyoruz. Anlatıyor: “Üç vesait gidiyorduk zaten. O zaman metrobüs Cevizlibağ’a kadardı. Cevizlibağ’dan iniyordun, otobüsle Zincirlikuyu’ya, oradan 42T miydi 42M mi, ona biniyordun. Yol yoruyordu. O dönem fotoğrafçılık da yaptım. Harçlığımı çıkarmak için okul dönüşü bir ajansta fotoğraf çekiyordum Mecidiyeköy’de. Best Model’e başvuru yaptığım zamanlardı.”

16-01/05/cagatay-ulusoy-gq-turkiye-ocak-4.jpg

LAKERS SEMTİMİZİN TAKIMI SONUÇTA

Basketbol oynamayı çok seviyor Çağatay Ulusoy, hâlâ da vakit buldukça oynadığını söylüyor. Aktif basketbolculardan Semih Erden’le yakın arkadaş olsa da “O bizle oynamıyor” diyerek, profesyonellerin karşısına çıkmadığını anlatıyor. Los Angeles’a gittiğini söyleyince, Jack Nicholson gibi Lakers kombinesi alacak mı diye soruyorum. Maça gitmiş, kombine belki: “Lakers-Clippers maçına gittim. Çok merak ediyordum ortamı. Televizyonda görüyorsun ama daha büyük, daha devasa her şey, şovları falan. Kombine konusuna gelince, yani Lakers zaten semtimizin takımı... Spor izlemeyi çok sevmem. Futbol da oynadım kendi çapımda, hâlâ halı saha maçlarına katılıyorum. İzlerken keyif almıyorum, neden bilmem. Arkadaşlarım hatta, o huyumu pek sevmezler. Zevk vermiyor bana izlemesi, oynamayı daha çok seviyorum.” 

ABD’NİN İZMİR’İNDE YAŞAYACAK

Neden Avrupa değil de ABD? Şöyle anlatıyor: “Kaldığım bölge çok sıcak ve sıcak yerleri çok seviyorum. Ben İstanbulluyum, annem Boşnak, babam Bulgaristan göçmeni ama İzmir hep böyle ikinci memleketim gibidir. Sürekli giderim, boşluğum oldukça. Los Angeles’ı da oraya çok benzettim, Amerika’nın İzmir’i gibi bir yerde. Havası, insanları bana çok iyi geldi. Bunun işe de yaradığını düşünüyorum. Öyle bir karar aldım. Bundan sonraki hayatımda iş olmadığı sürece burada kalayım, enerji depolayayım, sonra geleyim, burada işe daha güçlü, daha hırslı, istekli sarılayım...”

Bugüne kadar aklınızdaki imajı nasıldı bilemeyiz tabii ama Çağatay Ulusoy bugün bir sinema karakteri olsaydı şöyle özetlerdik: Genç, aklı başında, kendine yatırım yapan, kariyerine önem veren, aşırılıkları olmayan, yakışıklı bir adam!

 

GQ Türkiye Ocak sayısı çıktı.
İZLE
Sıra Dışı ve Beklenmedik Bir Çağatay Ulusoy
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası