* Uzmanların gözünden tavsiyeleri hızlıca sıralayalım: En uygun fiyat için biletleri uçuştan 6-8 hafta önce ayarlayın. Salı, çarşamba alın; salı, çarşamba, cumartesi uçun.
* Bağlantılı uçuyorsanız bağlantı noktasına erken gidin. Ucu ucuna yetişirim diye bir şey yok, rötarsız varsanız bile hiç yoktan karın ağrısı çekersiniz. Kasırgası var, tayfunu var, sisi var; onları geçsen İzlanda’da Eyjafjallajökull püskürüyor. Havaalanında üç-dört saat beklemek, orada el elde baş başta kalmaktan evladır.
* Yok, ben uçakları yine uç uca ekledim ve bağlantı noktasında çaresiz kaldım diyorsanız, orada bir telaş koşturmayın. Doğrudan havayolu şirketinin müşteri hizmetlerini arayın (Bunun için de numarayı evvelden kaydedin). Telefon başındaki temsilci, havaalanındaki başı kalabalık görevliden iyidir. Bir sonraki uçuş için daha rahat yer bulursunuz.
* Hem niye kendinizi sıkacaksınız? Dünyada beklemenin en keyifli olduğu yer havaalanları. İnsanlar bütün aidiyetlerden azade, gelen yolcu-giden yolcu alt kimliklerine eşitlenmiş, rahat rahat takılıyor. Siz gelene geçene bakarken zaman da geçer. Yine de inanmıyorsanız, Alain de Botton inanmanız için kitap yazdı: Havaalanında Bir Hafta.
Haberin devamı GQ Türkiye Eylül sayısında ve iPad edisyonunda
