Motosiklet günlükleri: Yeni Zelanda - 2
Travel

Motosiklet günlükleri: Yeni Zelanda - 2

Yavuz Çelenk'in iki haftalık Yeni Zelanda motosiklet turu, güneyden kuzeye doğru Franz Josef Glacier'den devam ediyor.

Buzul eteklerinde: Franz Josef Glacier

Queenstown’da üç gün kaldıktan sonra yönümüzü kuzeye çeviriyoruz, yeniden yolda olmak güzel. Günün ilk molası 1863’te açılan Cardrona Hotel’de. Otelin arkasındaki ahırda bulunan kamyonete yüz yıldır kimse dokunmamış sanki.

İkinci molada Mount Aspiring National Park’ın içinde yürüyerek Makarora Nehri'ne gidiyoruz. Nehrin suları o kadar berrak ki yüzen somonlar havada asılı duruyor gibi. Haast Pass’i geçtikten sonra Pasifik Okyanusu'na bakan doğu sahillerinden batıdaki Tasman Denizi kıyılarına iniyoruz. Matheson Gölü, erozyon nedeniyle hızla eriyen Fox Glacier’ın en iyi göründüğü yer. Geceyi bir sonraki buzul olan Franz Josef Glacier’ın eteklerinde geçiriyoruz.


Video: Tasman Denizi

 

Video: Fox Glacier


Dünyanın en iyi motosiklet yolu üzerinden Punakaiki

Tasman Denizi'ne paralel giden “West Coast Road”, ünlü motosiklet tasarımcısı John Britten’ın dedesi tarafından motosiklet için özel olarak dizayn edilmiş dünyadaki en iyi motosiklet yolu. Hava yağmurlu ama yol çok güzel. Öğle yemeği ülkenin greenstone (yeşim taşı) merkezi Hokitika’da. Wairua’yı (yaşam gücü içeren ruh) çeken ve içinde tutabilen greenstone Maorilerin en değer verdiği taş, parıltısı şefkati, yarı şeffaflığı dürüstlüğü, sağlamlığı cesareti, keskinleştirilmiş kenarları adaleti simgeliyor.

Ülkede yaşayan 70 milyon possum denen keseli hayvanın her bir kaç kilometrede bir ezilmiş ölü bedeni var asfaltın üstünde. Günde 22 ton ağaç yiyen possumlar Yeni Zelandalılar için kurtulamadıkları bir veba gibi. Büyük okyanus dalgalarının kayalıkların altından geçerek büyük deliklerden gökyüzüne doğru fışkırdığı Pancake Rocks Punakaiki’deki günün son uğrak yeri. Bu gece kalacağımız ahşap bungalowlar Punakaiki kumsalında. Deniz dalgalı ve soğuk da olsa Mart ayında denize girmek güzel.


Video: Motosiklet için yaratılmış "West Coast Road"

 

Termal mola: Hanmer Springs

Ertesi sabah Punakaiki’den kuzeye doğru devam ederek West Coast Road’u bitirip Westport’tan doğuya dönüyoruz. Böylece güney adayı çepeçevre dolaşarak çizdiğimiz daire kapanmış oluyor. Kahve için durduğumuz 1800’lerde altın bulunmasıyla kurulmuş Reefton’daki kafenin internet bağlantı hızı, kimse kullanmadığı için olsa gerek, inanılmaz. Şaşırtıcı bir şekilde ülkede en zor bulunan şey internet. Kimse sormadığından garsonların çoğu çalıştığı mekanda wifi olduğunu bile bilmiyor, bilenler de ya password’ü bilmiyor, ya da yanlış hatırlıyor.

Etabın bitmesine 9 kilometre kala radara yakalanıyoruz.

 

Victoria Forest Park’ın içinden akan nehirlerin kenarından devam ettiğimiz yol boyunca büyük çiftlikler var. 70 milyon koyunun olduğu ülkede 5000 geyik çiftliği var. Dünyanın farklı bölgelerinde yenilen geyik etinin çoğu Yeni Zelanda’dan geliyor. Bugünkü etabın bitmesine 9 km kala radara yakalanıyoruz. Trafik polisi sadece en arkadan gelen Sinan’a ceza kesip bizi affediyor, cezayı paylaşıyoruz.

Hanmer Springs’teki otele eşyalarımızı bırakıp girdiğimiz sıcak termal sular motor üstünde geçen günlerin yorgunluğunu alıyor.


Dönüş yolu: Christchurch

24 Mart sabahı motorları teslim etmek üzere turun başlangıç noktası olan Christchurch’e doğru son kez yola çıkıyoruz, bugünkü etap 135 km 17 günün 12’sinde motora bindiğimiz turu 2750 km yol yaparak tamamlıyoruz. Motorları kiraladığımız Paradise Motorcycle Tours NZ’nin bizim için özel hazırladığı rota mükemmeldi. Havaalanı transferlerimizi yapan Alison ve Mike firmanın sahipleri. Tur sırasında Sinan’ın ve benim motorlarda oluşan hasarlar için gayet makul bir bedel talep ettiler.

Yolun sonu Auckland

Üç günde üç uçağa binecegimiz dönüş yolculuğu motorları teslim ettikten iki saat sonra Auckland’a uçarak başlıyor, akşam yemeği marinadaki Kermadec’te. Yeni Zelanda’ya geldiğimiz gün keşfettiğimiz restoran tur boyunca yemek yediğimiz en iyi yer. Double smoked somon ve deniz ürünleri nefis.

Son gece: Seul

Ertesi sabah bir gece kalacağımız Seul uçağına biniyoruz. 49 milyon nüfuslu ülkenin 24 milyonunun yaşadığı Seul, Tokyo’dan sonra dünyanın ikinci kalabalık şehri. Her yaştan insanın her yere koşarak gitmesi Korelilerin tipik özelliği. Seul’de düzenlenen Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne, Obama dahil, pek çok ülke başkanı geldiği için güvenlik önlemleri üst düzeyde. Dong Daemun, 10 bin dükkanın açık olduğu ve her şeyin satıldığı rengarenk bir gece pazarı. Yerel lokantalarda Koreliler ayakkabılarını çıkarıp bağdas kurarak yemek yiyor. 26 Mart akşamı tur boyunca bindiğimiz altı uçak yolculuğundan 12 saat süren sonuncusuyla eve dönüyoruz.

 

İZLE
TRAVEL by VOGUE & GQ
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası