Biyohacking girişimcisi, boşalma sıklığını takip etmekten beynini “alfa” moduna sokmak için iki saniyelik bir yöntem kullanmaya kadar birçok şeyden bahsediyor.
“Şişman bir bilgisayar korsanı bu karın kaslarına nasıl sahip oldu?” Dave Asprey kendi bedenine bakıyor. “Bayağı damarlarım var.” Teknoloji yöneticiliğinden biyohacker olmaya geçiş yapan Asprey, telefon ekranını altılı karın kaslarını gösterecek şekilde eğiyor. “Ve ben 52 yaşındayım” diye ekliyor, “sözde.”
Arka planda Zoom görüşmesinde bir ribeye bifteği cızırdıyor. Austin’de öğleden sonra Asprey ile bağlantı kuruyorum. O, en çok kahveye tereyağı koymasıyla tanınıyor (eski markası Bulletproof ile başlattığı ketojenik diyet trendi), fakat aynı zamanda mavi ışık engelleyiciler, kolajen, soğuk suya dalma ve PEMF’ler (nabızlı elektromanyetik alan cihazları) gibi birçok “biyohack”i de popülerleştirdi.
Görüşmemiz, kaslı influencer’ın podcast kayıtları arasında yerel bifteğin yarım kilosunu hazırladığı ana denk geliyor (bu görüşmeden sonra altı farklı program kaydedeceğini söylüyor).
Wagyu, Asprey için kahvaltıydı çünkü ünlü şekilde aralıklı oruç tutuyor. Daha önce yaklaşık 100 vitamin, bilişsel güçlendirici ve nootropik almıştı. Bu kombinasyonun ona berraklık verdiğini ve The Human Upgrade with Dave Asprey adlı uzun soluklu podcast’inin birkaç bölümünü kaydetmesine yardımcı olduğunu söylüyor. Bu programda “Toprak Yemeli misiniz?” (bölüm 1289) veya “Kim Bitkisel Ekstazi Almalı?” (bölüm 1306) gibi sorulara cevap veriyor.
Sığır yağı içinde otları sotelemekten uzaklaşan Asprey, kamerayı saunasına çeviriyor. Genellikle günlerine şafakta burada başlıyor, kendi markası Danger Coffee’yi içiyor. Bu kahve çekirdekleri mineral takviyeli ve küfsüz. Asprey, toksik küf konusunda oldukça açık sözlü ve bu, 2015 tarihli belgeseli MOLDY’de açıkça görülüyor.
The Bulletproof Diet kitabının ve dört başka çok satan kitabın yazarı olan Asprey, bilim tarafından her zaman desteklenmeyen tartışmalı sağlık iddialarıyla tanınıyor. Bazı yiyecekler konusunda oldukça sert görüşleri var. Örneğin yulaf ezmesini fazla pahalı “köylü yemeği” olarak adlandırıyor. Onun kötü listesinde yer alan diğer yiyecekler: bezelye, falafel, kuru üzüm ve humus. Bunların “sizi zayıflattığını” söylüyor.
Asprey en son, Heavily Meditated (HarperCollins, 2024) adlı kitabını yayımladı. Bu kitap, onun Dr. Phil Podcast’te de belirttiği gibi, “büyük huzurlu beyin dalgalarına” sahip olmanın yollarını anlatıyor.
Dave ile günlük sağlık rutininde neler yeni, beyin hackleri, aynı anda altmış takviye yutma ve neden “chi”sini korumak için her on bir günde bir boşaldığı üzerine konuştuk.
GQ: Merhaba Dave!
Dave Asprey: Merhaba. Biftek pişiriyorum, sorun değilse.
Harika.
Tereyağı da olabilir. Yanımda bir atıştırmalık da var. [Çikolata Parçacıklı Kurabiye Hamuru Kolajen Protein Barını gösterir.]
Eski şirketinden mi?
Evet.
Hâlâ onları yiyor musun?
Hayır. Sanırım artık bitkisel şeyler kullanıyorlar. Ama onların MCT’lerini hâlâ kullanıyorum.
Çoğu insan seni kahveye MCT yağı koyan adam olarak tanıyor.
Bu fikri Tibet’te yak tereyağı çayından aldım. Bulletproof’u tescilledim ve girişim fonlarıyla büyüttüm. “Biohacking”i tescillemedim ama onu topluma kazandırdım. Merriam-Webster 2018’de bu kelimeyi sözlüğe ekledi ve tanımda benim adım geçiyor. Bu tamamen çılgınca. Sadece şu fikirden yola çıkarak: Kendi biyolojimizi kontrol edebiliriz, sadece ne yapacağımızı bilmemiz gerek.
Bir keresinde “kahvaltı” başlığıyla 84 hapın fotoğrafını paylaşmıştın. Ayrıca ayda 3000 dolarını takviyelere harcadığını okumuştum, doğru mu?
Tam olarak o rakam.
Sabah rutinin nasıl?
“Sabah rutini” fikri biraz toksik. İnsanlar sadece “rutin” olduğu için vücutlarının ihtiyaç duymadığı şeyleri yapıyor. Bunun yerine vücudunu dinlemelisin: Ne kadar stresliyim? Daha fazla strese mi ihtiyacım var, yoksa daha fazla toparlanmaya mı? Vücut, toparlanmış haldeyken gelişir. Daha fazla zorlamayın, daha fazla toparlanın. Evde Upgrade Labs cihazlarım var. Kardiyo için bir yapay zekâ makinesi, kas geliştirmek için bir yapay zekâ makinesi ve tam vücut titreşim platformum var. Vücudunun ihtiyacı olanı yapmalısın.
Ne gerektiğini bilmek zor değil mi?
Eskiden öyleydi. İşte yapay zekâ bunun için var. Burada kendi ürünlerimi övmek için değilim ama bir uygulamamız var, verilerinize bakıp hedefinize ulaşmak için ne yapmanız gerektiğini söylüyor. Kimse benim dokuz kitabımı, 3000 blog yazımı ve 1300 podcast’imi tek tek çalışmayacak. Bu yüzden bir yapay zekâ modeli eğittik. Ona sadece “Şöyle görünüyorum, böyleyim. Bana ne yapmam gerektiğini söyle” diyorsunuz.
17 bin dolarlık espresso makinenin fotoğrafını da paylaşmıştın.
Kelimenin tam anlamıyla bir saat önce onunla kahve yaptım.
Gerçekten 17 bin dolarlık kahve gibi mi tadı?
Gerçek bir kahve tutkunu için yüzde beş ila on fark yaratıyor. Benimki krom kaplama ve seksi görünüyor, Americano yaparken Ferrari sürüyormuşum gibi hissediyorum.
Seçici bir damak tadın olduğu belli. Bazı yiyecekler konusunda da çok keskin konuşuyorsun, mesela sık sık “yulaf beni deli ediyor” diyorsun ve “yer fıstığına lanet olsun.”
Hepsi deneyimden geliyor.
Dışarıda nasıl yemek yiyorsun?
Her restoranda bunu bulabilirsin. [Çiğ et parçası gösterir.]
Bu tam olarak nedir?
Arka bahçemde, içeride oluşan dumanlardan kaçınmak için ateşin üzerinde sığır yağıyla pişirdiğim otla beslenmiş wagyu antrikot. Antioksidan ve uzun ömür için biberiye, kekik, mercanköşk ve fesleğen ekliyorum.
Harika görünüyor.
Bunu her gün yiyorum.
Bu günün ilk öğünü mü? [Saat 13.30.]
Evet. Sabah bilişsel güçlendiriciler ve nootropikler aldım. Şimdi bunu tahtaya koyacağım ve takviye setimi göstereceğim.
Evet, ona geri dönelim. Günde kaç tane alıyorsun?
Yaklaşık 150.
Vay.
Sana nasıl yaptığımı göstereceğim çünkü üç haftalık bir yolculuğa çıkmak üzereyim.
Bunun için bir bavul ayırman gerekmiyor mu?
Yönetilebilir. Bu arada burada daikon turpu, birkaç soğan ve tereyağında sotelenmiş karnabahar var. [Öğle yemeği malzemelerini gösterir.]
Günde tek öğün mü yiyorsun?
Genellikle iki. Vücut yağ oranım yüzde 6. Eskiden obezdim. Karın kaslarımı göstereyim. [Karın kaslarını gösterir.]
Evet.
Damarlarım var ve sözde 52 yaşındayım.
Bu altılı karın kası mı, sekizli mi?
Altılı. Sekizli karın kasları genetik. O ekstra iki kası olanlar sadece şanslı. Ama şişman bir bilgisayar korsanı böyle karın kaslarına nasıl sahip olabilir? Aklım almıyor. Ve ben pek egzersiz yapmıyorum, haftada yirmi dakika kadar. Nasıl besleneceğini bilirsen kaslı olmak zor değil.
Restoranda hep biftek söylüyorsun. Peki ya biri sana yemek yapmak isterse? Mesela sosyallik adına humus yer misin? Bazen nazik olmak için esnek davranmak zorunda hissetmiyor musun?
Humus yiyenlerle dalga geçiyorum. “Ah, zayıflığı seçtin” diyorum. Yarı şaka. İnsanlar eskiden bana deli diyordu ama artık saygı duyuyorlar. Tavuk yemek istemem ama birinin evindeysem tamam, biraz tavuk yerim.
[Gülüşmeler.]
Şimdi sana takviyelerimi göstereceğim. Bunun fotoğrafını yayınlama çünkü insanların beni kopyalamasını istemiyorum. Çok kişiselleştirilmiş. İnsanlar bana neler aldığımı söylemem için binlerce dolar teklif etti ama ben onlara “Senin ihtiyacın olanı almanı sağlayayım, benim aldığımı değil” diyorum. Yani… [Kamerayı tavana kadar hap şişeleriyle dolu bir odaya çevirir.] İşte bu benim takviye dolabım.
Vay canına. Dur. Buna bayıldım.
Genelde sabahları buradan başlıyorum. Sonra aşağılara iniyorum. [Ellerini raf boyunca kaydırır.] Seyahatte bunu nasıl yapıyorsun? Romanya ve Ekvador’a gidiyorum, düzenlediğim Unlimited Life Mastermind için. Sonra Los Angeles’a, ardından Vegas’ta Steve Aoki’yi görmeye. [Büyük siyah bir çantayı açar.] İşte sana göstermek istediğim. [Hap dolu bir poşet çıkarır.]
Vay.
Bunlar bir gecelik takviyelerim.
İçinde kaç tane var?
Tahminim 50. Bu akşam için.
Tek seferde kaç hap yutabiliyorsun?
Muhtemelen 60. İşte sabahki poşetim. [Daha büyük bir poşet gösterir.] Bu daha büyük, 80 ila 100 hap var. Hepsini tek seferde yutabilirim ama zor olur, bu yüzden iki yudumda alıyorum. Ama üniversitede bira içtiyseniz takviye almayı bilirsiniz.
Bira içer miydin çok?
Genel olarak büyüktüm. Yani 136 kiloydum.
[Bifteği tabağa alır.] Bu biftek kaç gram?
Bir pound. Dondurucumda yarım inek var, yerel bir çiftlikten.
Otuz gün boşalmadan kalmanın erkeklere kadınlardan daha fazla ilgi çektiğini söylediğini duydum. Bunu uyguluyor musun?
Evet. Yüzde yüz. Tantrik uygulayıcılar ve bazı şamanlar bunu dünyanın farklı yerlerinde keşfetmiş. Erkekler için bir denklem var: Yaşınız eksi yedi, dörde bölün. Diyelim ki kırk yaşındasınız. Bu, enerjinizi korumak için sekiz günde bir veya daha seyrek boşalmanız gerektiği anlamına gelir. Ve Cara, ben bunu çürütmek istedim. Bir yıl boyunca mastürbasyonumu, seksimi ve boşalmamı takip ettim.
Bu bir tablo muydu?
Evet, bir tablo. Ayrıca günlük mutluluğumu da puanladım.
Mutluluğunu nasıl puanlıyordun?
Yatmadan önce kendine soruyorsun: “Hayatımı seviyor muyum? Ne kadar?” Tamamen bir boşalma sonrası yorgunluğu olduğunu fark ettim. Bu erkekleri delirtiyor. Erkekler sadece şunu duyuyor: “Daha az seks yap.” Daha çok seks yap. Sadece boşalma. Boşalmazsan günde iki kez seks yapabilirsin. Boşalmadan gerçekten iyi seks yapmayı öğrenirsen yine de antrenman yapabilirsin. Sadece boşalma. Enerjini ya da “chi”ni koru, sonra hayatını ve partnerini daha çok seversin. Daha enerjik olursun. Bunu birçok erkeğe öğrettim. İnsanlar yanıma gelip, “Dave, ilk 30 gün içinde 30 bin dolar zam aldım” diyor. Bunlar genç adamlar. Başka biri iki şirket kurdu. Hayatlarını değiştiriyor çünkü enerjilerini her yere saçıyorlar. Benim için, ben 52 yaşındayım, bu yüzden hedefim her on bir günde bir boşalmak.
Ne zaman boşalacağını takip etmek için takvim tutuyor musun?
On yılı aşkın süredir bunu yapıyorum. Artık biliyorum.
“Enerji sızdırmak” fikrine bayıldım. Bu da sormak istediğim son soruya güzel bir geçiş. Dün Dr. Phil’in podcast’inde yeni kitabın Heavily Meditated’den bahsediyordun. Birinin “büyük huzurlu beyin dalgaları”na sahip olduğunu hissedebildiğini söyledin. Zoom üzerinden konuşurken hâlâ birbirimizin enerjisini hissedebiliyor muyuz?
Beyin dalgalarımı manyetizma yoluyla hissetmeyeceksin. Onları Kuantum üzerinden hissedeceksin.
Biraz açar mısın?
Aslında algıladığımız dünya, dışarıda olan dünya değil. Zamanı ve mekanı algılıyoruz çünkü faydalı. Ama bunlar sadece gözlerinin ve sinir sisteminin içinde yüzdüğümüz kuantum enerjisini yorumlama biçimi. Forty Years of Zen adını verdiğim bir program yürütüyorum, bu hem bir beyin optimizasyon programı hem de enerjik bir gizem okulu gibi. İnsanların birbirleriyle kuantum dolanıklığı olduğuna inanıyorum. Muhtemelen birinin seni araması gerektiğini hissettiği anları yaşamışsındır. Nasıl bildi?
Sen ve Dr. Phil “alfa beyin durumu”ndan bahsettiniz. Bunun her an erişilebilecek “hızlı ve basit” bir yolu olduğunu söyledin. Şimdi bana öğretir misin?
Kesinlikle. Bunu bir akor öğrenmek gibi düşün. Tek bir akor bütün bir şarkı değildir, meditasyon şarkıdır, ama bu sesi duymanın yoludur. Gözlerini kapat. Derin bir nefes al. Bakışlarını alnının ortasına doğru kaldır, gözlerin kapalı ama biraz yukarıya bakıyor olsun. Sonra göğsüne nefes al ve kalbinin ne hissettiğini fark et. Nefesini ver ve dikkati o noktada tut.
“Kalbimin ne hissettiğini fark et” derken neyi kastediyorsun?
Buna interosepsiyon deniyor, yani içimizde olan biteni hissetme becerimiz. Nefes çalışmaları, meditasyon ve somatik egzersizler hafif bir farkındalık kazandırır: Göğsümde ne oluyor? Kalbinin etrafında bir açılma hissedebilirsin. Nefes al, oraya odaklan, gözlerini alnına doğru kaldır. Karmaşık gibi geliyor ama ilke basit: Vücudum ne yapıyor? Bu gitarın bir notasını öğrenmek gibi. İnsanlara barışın sesini çalmayı öğretiyorum. Odaklanmanın ya da akışın şarkısını ya da dengeye geri dönmenin şarkısını nasıl çalarsın? Ruh halimizi nasıl kontrol ederiz ki istediğimiz şekilde ortaya çıkalım? Alfa beyin dalgaları böyle hissedilir.
Sana bifteğini yedirteyim artık. Gerçek hayat diyetin hakkında bilmemiz gereken başka bir şey var mı?
Yemek açısından sadece şunu söyle: Hayvanlardan gelen 200 gram protein. Doymuş yağ ve zeytinyağı. Kötü yağlardan ve işlenmiş gıdalardan uzak dur. Ve yaşlandıkça bile kas sahibi olmak o kadar zor değil.
Bahsettiğin yapay zekâ uygulaması neydi?
AXO. Upgrade Labs’in bir parçası.
Boşalma denklemini de içeriyor mu?
Aman Tanrım. Artık olacak. Daha önce hiç düşünmemiştim ama kesinlikle ekleyeceğiz.
Merak ediyorum, kadınlar için de bir orgazm protokolü var mı? Ama bu başka bir derginin konusu olabilir…
30 saniye daha gidersen cevabı seversin.
Evet.
Taoistler, kadınların orgazmdan hiç eksilmeden çıktığını söyler. Orgazmlar, kadın için EQ’yu (duygusal zekâ), oksitosini ve vazopressini artırır. Ama denklem şu ve üzerine çok araştırma yapıldı: Kadın kendini ölecekmiş gibi hissedene kadar, artı iki.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ US WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.
