Karpuz, ferahlatıcı tadı ve su içeriğiyle çok sevilen lezzetli bir yaz meyvesidir. Ancak tatlı tadı sık sık şu soruyu akla getirir: Karpuz kan şekerini yükseltir mi? Beslenme uzmanları ve sağlık profesyonellerine göre bu sorunun cevabı basit bir evet ya da hayır değildir. Yine de, kan şekeri dalgalanmalarını önlerken bu nefis meyvenin tadını çıkarmanın yollarını anlamanıza yardımcı olacak uzman görüşleri mevcut.
Burada önemli olan bir yiyeceğin glisemik indeksi ile glisemik yükü arasındaki farkı anlamaktır. Uzmanlara göre karpuzun yaklaşık 72 gibi yüksek bir glisemik indeksi (GI) vardır ancak düşük glisemik yükü (GL) sayesinde küçük porsiyonlarda tüketildiğinde kan şekerini ciddi şekilde yükseltmez. Repps Fitness’ın ortak sahibi ve beslenme koçu Avanti Maluste şöyle açıklıyor: “100 gram karpuz yaklaşık 5-6 gram şeker içerir ki bu da bir tatlı kaşığına denk gelir. Karpuzun glisemik indeksi yüksek olsa da glisemik yükü düşüktür.”
Metabolik sağlık koçu Karan Sarin ekliyor: “Karpuz, yüksek glisemik indeksi nedeniyle haksız yere kan şekeri için ‘zararlı’ olarak etiketlenir. Glisemik indeks, karbonhidratların kan şekerini ne kadar hızlı yükselttiğini ölçer ama ne kadar yediğinizi dikkate almaz. İşte burada glisemik yük daha faydalı olur. Hem hız hem de miktarı hesaba katar. Tipik 150 gramlık bir porsiyon karpuz [bir ya da iki dilim] sadece 7,5 gram karbonhidrat içerir ve bu da çok düşük bir GL olan 4 değerini verir. Benim kan şekeri deneyimlerimde bu porsiyon aç karnına tüketildiğinde glikozu yalnızca 25 mg/dL yükseltti ki bu da benim 30 puanlık ‘güvenli yükselme’ sınırımın altında.”
Karpuzu protein veya sağlıklı yağlarla birlikte yemek, içindeki doğal şekerlerin emilimini yavaşlatmaya yardımcı olur. Ünlü antrenör ve SOHFit ile The Func Lab’in kurucu ortağı Sohrab Khushrushahi şöyle diyor: “Karpuzun kan şekerinizi yükseltmesini engellemek için onu bir avuç kuruyemiş ya da bir protein shake’i gibi protein veya sağlıklı yağ kaynağıyla birlikte tüketin. Bu kombinasyon sindirimi ve glikoz emilimini yavaşlatır, böylece karpuzdaki doğal şekerler kana daha yavaş karışır.”
Karpuzu yoğurt veya kuruyemişle eşleştirmek, glisemik yükün etkisini daha da hafifletir. “Örneğin karpuz ve beyaz peynir ya da karpuz ve ceviz, kan şekeri dalgalanmasına neden olmadan keyifle tüketilebilecek kolay ve lezzetli seçeneklerdir” diye ekliyor beslenme uzmanı Eshanka Wahi. “Porsiyon kontrolü yapmak, suyu yerine taze dilimler tercih etmek ve yanında salata veya tam tahıllar gibi lif açısından zengin gıdalar tüketmek de kan şekerinin kademeli olarak yükselmesini sağlar.”
Karpuzu ölçülü miktarda yemek, onu olumsuz etkiler olmadan tüketmenin en iyi yoludur. Himalayalar’daki Ananda’nın Ayurveda bölüm başkanı Dr. Sreelal Sankar şöyle diyor: “Sadece şeker içeriğinden dolayı karpuz yemeyi bırakmanızı önermeyiz çünkü sunduğu diğer besin öğelerinden mahrum kalabilirsiniz. İyi iştahı olan ve şişkinlik sorunu yaşamayan kişiler için en uygunudur. Yazın doğal mevsiminde tüketilmesi ise hem vücudu nemlendirir hem de tatlı isteğini azaltır.”
Sağlık koçu Divya Suhaney ise şöyle tamamlıyor: “Büyük miktarlarda yani bir seferde 400 gram veya daha fazla tüketildiğinde karpuz kan şekerini yükseltebilir. Ancak 150-200 gramlık küçük porsiyonlar, kan şekeri düşüklüğü veya hipoglisemi durumlarında faydalı ve anında enerji sağlayıcıdır. Ayrıca mango, sapota veya üzüm gibi çok yüksek fruktoz içeren meyvelere kıyasla çok daha iyi bir seçenektir.”
Uzmanların görüşü açık: Karpuz, kan şekerini takip edenler için bile sağlıklı bir beslenmenin parçası olabilir. Ancak protein veya sağlıklı yağlarla birlikte tüketmek ve porsiyon kontrolüne dikkat etmek önemlidir. Böylece karpuzun ferahlatıcı ve nemlendirici faydalarından kan şekeri dalgalanmaları konusunda endişelenmeden yararlanabilirsiniz.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ INDIA WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.
