Gün Batımında Dev Bir Çatı Stüdyosunda Yoga Yapan Kalabalık Sınıf ©Getty / Klaus Vedfelt
Çocukken ebeveynlerinizin ayakları üzerinde “uçak” pozu yaptıysanız tebrikler, aslında o anda akroyoga yapmışsınız demektir. Bu hareket, akroyogada öğrenilen ilk figürlerden biridir. Akrosport ile yogayı birleştiren bu disiplin, bedenin gücünü ve zihnin dinginliğini bir araya getirir.
Gün Batımında Dev Bir Çatı Stüdyosunda Yoga Yapan Kalabalık Sınıf ©Getty / Klaus Vedfelt
2000’li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkan akroyoga, yogadan alınan farkındalık, köklenme, nefes ve bilinçli farkındalık gibi unsurları akrobasiye özgü teknik ve atletizmle birleştirir.
Genellikle bireysel olarak bir mat üzerinde yapılan yoganın aksine akroyoga, özünde kolektif bir disiplindir. Burada partnersiz bir duruş yoktur: en az iki kişi gerekir, biri “taban” (destekleyen kişi), diğeri “uçan” (havalanan kişi). Bazen üçüncü bir rol daha eklenir: figürleri güvenli hale getirmekten sorumlu “gözlemci”. İkili veya grup, zarafet ve güç karışımıyla yer çekimine meydan okuyan akrobatik diziler oluşturur. Ancak amaç yalnızca görsel bir gösteri sunmak değildir. Asıl hedef, güçlü bir karşılıklı güven inşa etmek, sözcüklerle, bedenle veya bakışla açık bir şekilde iletişim kurmayı öğrenmek ve karşınızdaki kişiye karşı savunmasız olmayı kabul etmektir.
© Getty / Roger Diaz Gomez
Akroyogada iyi bir pratik her zaman onay ve sınırlar üzerine bir sohbetle başlar. İletişim ve dinleme bu disiplinin merkezindedir. İster taban, ister uçan, ister gözlemci olun, dinlemek, kendi sınırlarınızı belirlemek ve partnerinizin sınırlarına saygı göstermek esastır. Bu yönüyle akroyoga, iletişimi geliştirmek, konsantrasyonu artırmak ve hem kendine hem başkalarına güveni güçlendirmek için mükemmel bir araçtır.
Akroyoganın iki ana ailesi vardır. İlki, “ay” ya da “restoratif” olarak adlandırılan tür, gevşeme, dinleme ve şefkat üzerine kuruludur. Uçan kişi tamamen bırakır, taban ise onu masajı veya pasif esnemeyi andıran yumuşak pozisyonlar boyunca yönlendirir. Bu, neredeyse terapötik bir rahatlama anıdır.
İkinci aile olan “güneş” ya da “dinamik” akroyoga ise daha fiziksel, daha teknik ve gerçek bir ekip çalışması gerektirir. İki partner güç, denge ve koordinasyonla dinamik figürler yaratmak için aktif bir şekilde birlikte çalışır. Bu ikili uyum, hem iletişim hem de vücut kontrolü açısından aynı derecede yoğun bir iş birliği gerektirir.
Akroyoga Plajda da Yapılabilir © Niki van Velden/Getty Images
Eğer gücünüzü, esnekliğinizi, koordinasyonunuzu, dengenizi ve bedensel farkındalığınızı geliştirmek istiyorsanız, akroyoga size bunların karşılığını fazlasıyla verecektir. Ancak faydaları bunlarla sınırlı değildir. Aynı zamanda sezgilerinizi (özellikle gözlemci rolündeyken) geliştirmeyi, karşınızdakini daha derin bir şekilde dinlemeyi, kendinizi bırakmayı ve özgüveninizi güçlendirmeyi de öğrenirsiniz. Akroyoga, sizi yalnızca bedeninizle değil, aynı zamanda başkalarıyla da yeniden ve klasik yogaya göre çok daha eğlenceli bir biçimde bağ kurmaya davet eder. Eğer yoganın ilkelerini seviyor ama sıkılmaktan çekiniyorsanız, akroyoga tam size göre.
© Getty / Roger Diaz Gomez
BU İÇERİK İLK OLARKA GQ FRANCE WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.