Okula gittiğim zamanları düşünüyorum; günlerimin nasıl geçtiğini... Dışarıda yemek yerken, halı sahada koşarken ya da teneffüste nasıl hissettiğimi düşünüyorum. Garip geliyor. Peki yeniden sokağa çıkınca nasıl hissedeceğim? Hiçbir şey olmamış gibi mi davranacağım? Herkes pandemi öncesindeki yaşamına devam mı edecek? Karantinadan önce her şey muhteşem miydi? Aşılandıktan sonra her şey mükemmel olabilir mi? Her şeyin mükemmel olması için nelere ihtiyaç var?
Bazı şeyler yolunda gitmiyor; iklim değişiyor, hem de her yerde. Türkiye’de şubat ayında hava sıcaklığı 24-25 dereceydi ama haberler sağanak sel, fırtına, yıldırım uyarıları yapılıyor. Himalayalar’dan bir buzul koptu ve baraj gölüne düştü. Sel yüzünden mega baraj saniyeler içinde yıkıldı. Yüzlerce kişi öldü. WWF, yapılan analizler sonucu Türkiye’deki 10 şehirde (İstanbul ve Ankara dahil) su kıtlığı olduğunu ve şehirlerde yaşayan insanların su bulmasının güçleşebileceğini söyledi.
İklim değişikliği beraberinde başka sorunları da getiriyor. Sorun çarpanı gibi düşünün. Yiyecek sorununu, su sorununu, işsizliği, savaşları ve göçleri hızlandıran bir çarpan… İnsanlar için de durum böyledir; güzel bir havada, temiz su içip, sağlıklı yiyecekler yediğiniz zaman sağlıklı olursunuz. Her şeyden önce sağlıklı olmak mükemmel bir şeydir.
O nedenle her önce sağlıklı olmayı istemeliyiz. Hem kendimiz hem de gezegen için... Bunun için de iklim değişikliği ve beraberinde gelen diğer sorunların çözümüne dair istekli olmak, aktif olmak gerek.
Nereden başlamak istiyorsanız başlayın. İsterseniz annem gibi çöpleri ayrıştırın, isterseniz Elon Musk gibi karbon yakalama teknolojisi geliştirene 100 milyon Dolar ödül verin. Karbon iklim değişikliğine neden oluyor, ayrışmayan atık kıyıya vuran balinaların karnından çıkıyor. Yani çeşit bol.
Ben arkadaşlarımla birlikte iklim değişikliğini gündemde tutmak için etkinlikler düzenliyorum. Yurtdışındaki iklim aktivistleriyle röportaj yapıyorum. Radyo programım var. Yazı yazıyorum. Çöp ayrıştırma konusunda anneme destek oluyorum. Elon Musk’ı takip ediyorum. Harcayamadığım harçlıklarımla kripto para alıyorum. #ETH’de heyecan büyük. #ADA’da iklim değişikliği ve yenilenebilir enerji ile alakalı ilginç projeler var.
Özetle: “Bu sorun nasıl çözülür?” diye düşünmeye devam ediyorum. Zaten düşünmeye başladığınız zaman ilk adımı atmış oluyorsunuz. Ama harekete devam edip değişmek de gerek.
Çöpleri ayrıştırmak da, karbon yakalayan projelere ödül vermek de yetmeyebilir. Çünkü iklim değişikliği düşündüğümüzden çok hızlı ve artarak devam ediyor. Her geçen gün daha fazla tüketiyoruz, daha fazla atık çıkarıyoruz.
Fakat pandemi ve iklim krizi bir yandan değişim için bir fırsat doğduğu fikrine de işaret ediyor. Her ne kadar “Krizi fırsata çevirdi” sözü kulağa biraz kötü gelse de bu sefer iyi anlamda kullanabiliriz. Çünkü her şey yolundayken; kimsenin bir değişiklik yapmak için sebebi olmuyor. İşler düzelince kaldığımız yerden oyuna devam etmek de kolay. Ama bir şeyleri düzeltme şansımızı kaybetmemek için pandemi koşullarını atlattığımızda kirletmeye ve tüketmeye devam etmememiz, değişmemiz gerekiyor. Sevmediğimiz kişilerin ve canlıların bile iyiliğini düşünmek gerçekten bir şeyleri değiştirebiliyor. Rakip ekibi kaybetti diye üzülün demiyorum ama her zaman yaptığımızı yapmaya biraz ara verebiliriz.
Nasıl ki Mustafa Kemal Samsun’a çıkışıyla, Martin Luther King’in özgürlük yürüyüşüne başlamasıyla bir şeyleri değiştirdiyse, evdeki çöpleri ayırarak ve iklim değişikliği hakkında konuşarak da bir şeyleri değiştirmek mümkün.
Karar sizin.
Bu yazı #GQBahar21 sayısında yayınlanmıştır.