Argüman

Türkiye’nin Dünyaca Ünlü Sanatçıları Var mı?

Dünyanın en büyük müzeleri ve küratörleri bile aksini savunmaya hazırken, bu ülkenin son 100 yıldır dünya sanatına yaptığı katkıyı hiçe saymanın kime nasıl bir faydası olabilir?

Eser: Gülsün Karamustafa, Yarabbi Sen Bilirsin 1981 - Fotoğraf: saltonline

Çağdaş sanat dünyası hayal edemeyeceğiniz kadar ufaktır. Kendinizi Ekim ayında Londra’da tanıştığınız biriyle altı ay sonra Mexico City’de yemek yerken bulabilirsiniz. Göçmen kuşlar gibi, yıllık sanat takvimini takip eden bu kitlenin Türk mensupları, tahmin edebileceğiniz üzere sık sık birbirleriyle karşılaşırlar. Ne komiktir ki hayatımın yarısından çoğunu bu yıllık takvimin bir mensubu olarak geçirmeme rağmen Murat Pilevneli’yle yollarımız 2016 yılına kadar kesişmedi. Contemporary Istanbul’un İsviçre’de Art Basel vesilesiyle düzenlediği bir yemekteydik, o dönem ben Türk fuarın uluslarası sanat kurumlarıyla olan ilişkilerine ve özellikle de mezunu olduğum Art Institute of Chicago ile ortak bir eğitim programının yaratılmasına destek oluyordum. Fuarın kurucusu Ali Güreli beni Murat Pilevneli’ye tanıttığında sanatçı kimliğimin yanı sıra bu görevimden söz etmiş, Pilevneli de masanın karşısından elimi sıkarken “Peki Ali sana para veriyor mu?” demiş, şaşkınlığımı görünce de kahkaha atmıştı.

Mesleğim ve bahsettiğim uluslararası parkur gereği çok insanla tanışırım, her zaman herkesle elektriğimiz uyuşmasa da hayatımda kimsenin bendeki kredisi Murat Pilevneli kadar hızlı tükenmedi. Türk kültürü çerçevesinde yeni tanıştığım kişilere para sormamayı geçtim, çağdaş sanat dünyasının nabzının attığı Basel kentinde, kendi ülkesinden gelen bir sanatçıyla tanışan bir galericinin memnun oldum diyemediği ve beni fuarın bütçesinin bir uzantısı olmaya indirgediği bir andı bu. Sanatı da aynı şekilde paraya indirgeyen bu zihniyet ne yazık ki haftalardır bahsettiğim NFT dünyasına egemen. O yüzden bir yazımda eserlere değil kültüre ve sanatçılara yatırım yapmanın ve bunu görev bilecek nesiller yetiştirmenin önemini vurgulamıştım.

Bir ihtimal o yüzdendir ki Murat Pilevneli, Elif Dürüst’le geçtiğimiz haftalarda yaptığı röportajda “Türkiye’nin dünyaca ünlü sanatçıları yok” dediğinde ilk başta güldüm geçtim. Sonra aklıma takıldı, bu ülkeden yola çıkan bir sanat galericisi, ne hakla, nasıl bir birikim ve nasıl bir bencillikle böyle bir cümle kurabilir?

Belki de kimse ona 2017’de Tate Modern’de retrospektifi gerçekleşen Fahrelnissa Zeid’den, MoMA PS1’da sergilenmiş olan Nil Yalter’den, LACMA’da eserleri bulunan Hayal Pozantı’dan, 53. Venedik Bienali’nde gösterilen Ahmet Öğüt’ten, Sao Paulo Bienali’nde sergilenmiş olan Servet Koçyiğit’ten, Berlin Hamburger Bahnhof Müzesi’nde gösterilmiş olan Gülsün Karamustafa’dan ve dünyaya mal ettiğimiz daha nice sanatçıdan söz etmemiştir.

Haluk Akakçe, Taner Ceylan, Abidin Dino gibi dünyanın her yerinde küratör ve koleksiyonerlerin saygıyla andığı diğer isimleri saymıyorum bile. Türkiye’nin dünyaca ünlü sanatçısı yok cümlesi, o emeğe hayranlıkla bakarak büyümüş ve kendi gözlemlerimce gümbür gümbür gelen yeni kuşaklar için de şevk & onur kırıcı bir cümledir. Tercümesi, “Sizin büyürken gittiğiniz müze sergileri aslında birer kandırmaca, hatta Türk sanatçı gösteren müzeler de aslında müze değil” anlamı taşır.

Türkiye’yi hiç bir şekilde temsil etmeyen dev bir Kaws heykeli ve eleştirmenlerine çanak anten gönderen Refik Anadol animasyonları önünde böylesine acımasız ve üstten bakan bir röportaj vererek Pilevneli neyi amaçlıyor bilmiyorum.

Dünyanın en büyük müzeleri ve küratörleri bile aksini savunmaya hazırken, bu ülkenin son 100 yıldır dünya sanatına yaptığı katkıyı hiçe saymanın kime nasıl bir faydası olabilir?

 

NFT SANAT BALONU SÖNDÜ MÜ? 

nft balonu söndü mü

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası