Ünlü wellness “büyücüsü” Gwyneth Paltrow, Instagram’da kuru fırçalama adı verilen yeni bir cilt bakım uygulamasını paylaştı.
Alicia Keys, Josephine Skriver ve Miranda Kerr gibi dünyanın en güzel insanlarından bazıları da bu rutine güveniyor. Aynı zamanda TikTok’ta da patlama yaptı; #DryBrushing etiketi neredeyse 140 milyon izlenmeye ulaştı (ve artmaya devam ediyor).
Peki, bu olay tam olarak ne? Kuru fırçalama nedir ve gerçekten işe yarıyor mu? Bedenimize, içten ve dıştan ne yapıyor? Tüm bu heyecana gerçekten değip değmediğini ve biraz saçmalık olup olmadığını öğreneceğiz.
Cildinizi kuru fırçalamak yeni bir trend gibi görünse de, kökenleri aslında binlerce yıl öncesine, Antik Yunan ve Japonya'ya dayanıyor. 2. yüzyılda Hindistan'da Ayurvedik ritüellerin bir parçası olarak kullanılıyordu (temelde zihin, beden ve ruh dengesine dayanan bir alternatif tıp sistemi) ve şimdi hepimiz bunu evimizin rahatlığında uyguluyoruz.
Adından da anlaşılacağı gibi, kuru fırçalama, kuru bir fırçanın vücuda uzun ve baskılı hareketlerle uygulanmasını içerir. Eksfoliasyon (ölü deriyi arındırma) ve masajın birleşimi olan bu yöntem, ölü deri hücrelerini kaldırmayı ve kan dolaşımını artırmayı amaçlar. Bazı kişiler ayrıca lenf nodu drenajını teşvik ettiğini ve selüliti önleyebileceğini de iddia ediyor. Bu konuya daha sonra değineceğiz.
Cilt bakım markası Bare Addiction’ın kurucusu ve genel müdürü Mark Poole, “Kuru fırçalama birçok alanda fayda sağlayabilir” diyor. “Fırçalama hareketi ve sert kıllar, cildin yüzeyinden ölü hücreleri uzaklaştırmaya yardımcı olabilir, ayrıca masaj etkisi, tedavi edilen bölgede ve hatta tüm vücutta kan akışını uyarmaya yardımcı olabilir. Ayrıca, uyanıklık ve rahatlama hissi sağlayarak yoğun hayat sürenler için harika bir seçenek olabilir.”
Kuru fırçalamanın ayrıca vücudun ter yoluyla toksinleri atmasına yardımcı olduğu söyleniyor. Fırçanın kıllarının gözenekleri uyardığı ve açtığı, bunun da vücudun daha kolay terlemesine olanak tanıyarak lenfatik sistemdeki toksin miktarını azalttığı iddia ediliyor.
Kuru fırçalama herkes için uygun değildir. Danışman dermatolog Dr. Mia Jing Gao, “Eğer cildiniz iltihaplı, enfekte olmuş ya da hasar görmüşse kuru fırçalamadan kaçınmanızı öneririm” diyor. “Egzama ve akne gibi enflamatuvar cilt rahatsızlıkları olan bireyler de bu uygulamadan uzak durmalı. Ayrıca yüz ve boyun bölgesinde kuru fırçalamayı genel olarak önermem çünkü bu bölgelerdeki cilt daha ince ve hassastır.”
Dermatology Studios’un danışman dermatoloğu Dr. Angela Tewari, “Eğer izotretinoin, asitretin veya alitretinoin gibi A vitamini bazlı ilaçlar kullanıyorsanız, kuru fırçalamadan uzak durmalısınız” diyor. “Ayrıca, cildinize topikal steroidler uyguluyorsanız ya da kan sulandırıcı kullanıyorsanız, kuru fırçalamadan kesinlikle kaçınmanızı öneririm.”
Lynch, “Genel olarak konuşursak, kuru fırçalama genellikle güvenlidir” diyor. “Ancak tahmin edebileceğiniz gibi, çok agresif veya sert bir şekilde yapılırsa iltihaplanmaya ya da tahrişe neden olabilir.”
Kaur, “Bunu göz önünde bulundurarak, kuru fırçalamayı uygun sürede, doğru yönde ve nazikçe yapmalısınız” diyor. “Eğer çok sık veya çok sert fırçalarsanız, daha önce bahsedilen yan etkilere maruz kalabilir ya da mikro yırtıklar, çatlaklar ve cilt bariyerine zarar verme gibi daha ciddi sorunlar yaşayabilirsiniz. Ayrıca fırçanızı temiz tutmanız şart, aksi takdirde siğil, uçuk ve başka rahatsız edici cilt sorunlarına yol açabilir. Böyle bir durum yaşarsanız, en kısa sürede bir doktora ya da sağlık uzmanına danışmalısınız.”
Poole, “Kuru fırçalama sıklığı büyük ölçüde bireysel toleransa ve cilt tipine bağlıdır, bu yüzden başlangıçta seyrek aralıklarla yapıp zamanla artırmak en iyisidir” diyor. “Hassas cildi olmayanlar için genellikle haftada bir veya iki kez kuru fırçalama uygundur. Ancak hemen ardından sıcak bir duş almayın, çünkü bu cildinizin daha da kurumasına neden olabilir. Her zaman uygun bir fırça kullanmayı da ihmal etmeyin.”
Tewari, “Hassas bir cildiniz varsa, kuru fırçalamayı çok sık yapmamanızı öneririm. Çünkü fırçanız yalnızca ölü deri hücrelerini uzaklaştırmakla kalmaz, aynı zamanda sağlıklı cilt dokusunu da zedeleyebilir. Bu da bazı durumlarda kesiklere, tahrişe ve kanamaya yol açabilir” diyor. “Eğer cildinizin hassas olduğunu düşünüyorsanız, iki haftada bir kez kuru fırçalama yeterli olacaktır.”
Gao, “Bu pek şaşırtıcı gelmeyecektir ama kuru fırçalamadan sonra bolca nemlendirici uygulamayı unutmayın. Cildinizin sağlıklı ve nemli kalmasını sağlamak için doğal içeriklerden yapılmış bir krem, yağ veya serum tercih edin. Sentetik maddeler içeren ürünlerden kaçının” diyor.
Her wellness uygulamasında olduğu gibi, bir yanda kişisel deneyimler, diğer yanda bilimsel veriler var. Bilim, kişisel deneyimleri tamamen geçersiz kılmasa da (yani, eğer iyi hissettiriyorsa ve hoşunuza gidiyorsa, devam edebilirsiniz), birçok kişi uygulamanın gerçekten çabaya değip değmediğini merak ediyor.
Doktorlara göre kuru fırçalama, bazı kişilerin iddia ettiği kadar mucizevi bir yöntem değil.
Dermatolog ve lazer cerrahı Dr. Magnus Lynch, “Son birkaç yıldır kuru fırçalamanın lenfatik sistemi uyardığı iddiası manşetlere çıkıyor” diyor. “Bunu kesin bir şekilde savunan birçok kişi var, ancak bu iddiayı gerçekten destekleyen çok az bilimsel kanıt mevcut.”
Estetik tıp uzmanı Dr. Bhavjit Kaur da bu görüşe katılarak, “Kuru fırçalamanın kardiyovasküler sağlığa ve bağışıklık sistemine fayda sağladığını gösteren hiçbir kanıt bulunmuyor” diyor.
“Buna ek olarak, birçok ünlü kuru fırçalamanın uzun vadede selüliti azalttığını söylüyor, ancak bu tamamen doğru değil. Kuru fırçalama cildinizi geçici olarak dolgunlaştırabilir, ancak bu etki genellikle birkaç saat içinde kaybolur.”
2011 yılında São José do Rio Preto Tıp Fakültesi tarafından yapılan bir çalışmada, 19 ila 36 yaş aralığındaki 14 hastaya iki hafta boyunca çeşitli selülit tedavileri uygulandı. On seansın ardından, araştırmacılar “selülit görünümünde herhangi bir ekstra azalma olmadığını” tespit etti.
BU İÇERİK İLK OLARAK BRITISH GQ WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.