#GQKolektifGunluk: Can Bonomo
DAHASI+

#GQKolektifGunluk: Can Bonomo

#GQKolektifGunluk müzisyen ve şair Can Bonomo’nun kaleminden bize ulaşıyor.

Eser: Eser Gündüz

Sevgili günlük;

Karantinada günler güzel geçiyor ve şaşırtıcı derecede birbirlerine benziyorlar. Olan biten her şeyin, henüz göremediğimiz ya da bu hayatta idrak edemeyeceğimiz bir sebebi var. Biraz spiritüalizmle bozdum kafayı bu ara. Yaşadığımız her şey, evrenin kusursuz işleyişinin bir parçası. Tane tane yazınca ne kadar basit. Bu bilgileri idrak etmenin kolay fakat tatbik etmenin zor olduğu bir dönemden geçiyorum. En azından “Neden? Ne zaman? Ne kadar?’’ ve türevi cevapsız sorularla vakit öldürmenin alemi olmadığını anladım bu kısa sürede. Aç dizini, otur. Yemek ye, kitap oku, spor yap. Şikayet edip, olası senaryoları hesaplamaya çalışacağına harbiden senaryo yaz mesela. Dijital içerik sağlayıcıları “üzerimize content atın!’’ diye bağrınıyor. Belki de çok güzel senarist olur, evrenin seninle ilgili planını böylelikle keşfedersin. Bugün günlerden çarşamba sanıyorum. Bilmemek ayıp değil, bazı bilgilerin ehemmiyeti zamana ve koşullara bağlı olarak değişkenlik gösterebiliyor. Geçen sene “Bugün günlerden ne ya?’’ diye soran bir kimseyi topa tutardık. Al, ben bilmiyorum şu an mesela. '’Salı’’ dedi eşim. Yanlış. Çarşambaymış bugün. O da bilmiyor. Demek ki bu evde önemli bir bilgi değil bu. E bu muhteşem bir şey değil mi o zaman? Hayat resmen “Mola alın’’ demiş olmuyor mu bize böylelikle? ’’Rutin ve konvansiyonel işleyişi ileri bir tarihe kadar erteliyorum. Önemseyecek yeni değerler bulun!’’ Belki de uzun süredir ertelediğimiz kitaplarımızı raflardan çıkarma vakti gelmiştir. Kendimizi daha yakından tanıyabilir, daha dikkatli dinleyebiliriz bu vesileyle. Sevgimizin ve sevdiklerimizin üzerine eğilebilir, hayattan ne istediğimizi bulabilir ya da teyit edebiliriz. Yeni bir dil öğrenebiliriz, o yıllardır aklımızda olan şiiri yazabiliriz sonunda. Özümüze yaklaşabilir, mikro düşüncelerimizden sıyrılmaya gayret edebiliriz. Şu cep telefonunu bir elimizden bırakabiliriz artık. Beğenilme ve kabul edilme kaygılarımızdan kurtulmaya, hayatı kendimiz için yaşamaya başlayabiliriz. Bunu egosantrik bir yerden söylemiyorum. Dalındaki güle her gün ‘like’ atmazsak, bunun çiçeğin güzelliğinden bir şey götürmeyeceği gerçeğini idrak edebiliriz mesela. Evet, her gün birbirine benziyor ama Hemingway’in şu sözlerini de unutmamak lazım: “Her gün yeni bir gündür. Kim bilir, belki bugün her şey değişir...’’

‘Değişim’ kelimesi sizi korkutmasın. Bahsi geçen bu değişimi sağlamak için öyle drastik ve ani girişimlere hacet yok. “Eyvah bir şeyler yapmam lazım!’’ kaygı bozukluğuyla hareket edip, sağlıklı olduğunuz günlerde bir kere dahi aklınıza gelmemiş, size keyif vermeyen, aslen yapmak istemediğiniz şeyleri alelacele yapmaya çalışmayın. O değişim değil, delilik o. Delilik yorar insanı. Size keyif verecek yeniliklere doğru her gün atılacak küçük, tatlı bir adım kâfi. İyi tarafından bakalım; yeniden başlamak ya da birtakım hataları özümseyerek doğrularını yaşamak adına harika bir dönemdeyiz. Bunu iyi değerlendirelim. Sağlığımıza, sevdiklerimize ve çevremize özen gösterelim. Her şey gelip geçici. Öpmüyorum, sabunluyum sevgili günlük. Hadi, kal sağlıcakla :*

________________

Haydi #gqkolektifgunluk'u bir günlüğüne sen ödünç al. Karantina günlerinde hissettiklerini yaz ve gunluk@gq.com.tr adresine gönder, burada yayınlayalım. Neler düşündüğünü merak ediyor ve paylaşmak istiyoruz!

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası