Captain Fantastic
Sistem eleştirisi yaptığı kadar, sistemin dışında yer almanın doğurduğu hasarları ve sistemin zorunluluğunu gözardı etmeyen, kapital sistem içinde direnirken kendi sisteminin içinde nasıl varolacağını işleyen, neşeli bir film. Alışılmışın dışında eğitim gören ve bir ormanda yaşayan bir ailenin 6 çocuğu daha önce hiç ‘gerçek dünya’yla karşılaşmamış. Bir gün bir şekilde gerçek dünyayla buluştuklarında, kaçınılmaz olarak çuvallamaları ve adapte olma çabalarını konu alıyor. Doğru-yanlış kavramlarını kullanmaktan kaçınan aksine bu kavramları film süresi boyunca sizin vicdanınıza bırakan keyifli bir film.
Kirazın Tadı
“Ben bir ağacın köküne saçacağın gübreyim.” repliğinden insanın en büyük gizemi hakkında konuşmalar; yaşam ve ölüm. İnsanı derinden etkileyen ve sadece kirazın tadı için yaşama tutunduran bir başyapıt. Öldüğünde kendisini gömecek birinin peşine düşen Badii Bey’in hikayesi, ironisi bol bir varoluş sancısının absürt hali. Arabaya binen kişiler farklı yaşamların farklı düşünceleriyle bizlere yaşamın, ölümün ve insan duygularının çeşitli biçimlerini sunar. Hayatı hissetmenin önemine ve hayatın güzelliğine dair izlenesi bir film.
Once
Halihazırda müzisyenlerin oyunculuk yaptığı, kulaklarınıza bir şölen yaşatacak, yüzünüzü gülümsetecek tatlı bir film Once. Dublin sokaklarında sıkışıp kalmış, her ikisi de biraz kayıp olan biri çiçekçi diğeri süpürge tamircisi sokak sanatçısının tanışmasıyla başlar hikaye. İkisininde ismi bile verilmez film boyunca. Ortak müzik tutkusuyla bir araya gelip, yeteneklerini birleştirip ortaya muhteşem bir iş çıkarırlar. Hayatın tesadüfler yanından içinizi ısıtacak türden bir film.
Begin Again
Tüm bu kargaşanın yanında başımıza neler gelmiyor ki? Ayrılıklar, şiddetle edilen kavgalar, kalp kırıklıkları... Listeyi uzatırım gider ama amacımız şikayetlerimizi değil umudumuzu sürdürmek olsun. Böyle anlarda en çok ihtiyaç duyulan şeylerden biri de: şans. Begin Again, tam da buradan vuruyor. İki kırık kalbi, Gretta ve Dan’i şansları New York’ta bir araya getiriyor. Biraz aşk, biraz müzik, biraz New York sokakları size mutlaka yenileyecektir diye düşünüyorum.
Burnt
Hayatta inişler de var çıkışlar da. Kuşkusuz inişler bitmek bilmiyor. Eskiden yapabildiğimiz bir şeyi tekrar yapmak bazen dünyanın en zor şeyi olabiliyor. Bisiklete binmek gibi. Burnt de bizi tam olarak buradan vuruyor. Yeteneklerinin farkında, ama hayatında bazı şeylerin ters gitmesi sonucu dibi görmüş bir şef Adam, (Bradley Cooper) eski güzel günlerine geri dönmek için büyük bir mücadelenin içine giriyor. Umut tazelemek, sadece anlık rahatlamadan ibaret kalmasın, buna bir mücadele eşlik etsin diyorsan Burnt, kesinlikle tavsiye edeceklerim arasında.