Dergi Konuları

Boran Kuzum: Özgün Bir Hikaye Anlatıcısı

Karşımıza ilk çıktığı günden beri oyunculuğuyla olduğu kadar ağırbaşlılığı ve sakinliğiyle de dikkat çekiyor. Hayat verdiği roller birbirinden ne kadar farklı olursa olsun, izleyiciyi hikâyesine inandırmayı başarıyor. GQ MOTY 2020 Eşitlik Özel Ödülü’nün sahibi Boran Kuzum, hem sahnede hem de hayatta farklılıkları benimseten ve önyargıları yıkan özgün bir hikâye anlatıcısı olarak sahneye çıkıyor.

21-01/09/moty_ig_fotolar13.jpg

Boran ile bundan tam üç sene önce o dönem yeni çıkarttığımız Miss Vogue’un ikinci sayısında yayımlanacak bir röportaj sayesinde tanışmıştık. Çekim boyunca tüm ekibin Boran’ın çalışılması ne kadar kolay ve mütevazı bir insan olduğundan bahsettiğini hatırlıyorum. Çekim bitip de röportaja oturduğumuzda, yıldızı yeni ama göz alıcı bir şekilde parlayan 25 yaşındaki bu oyuncunun sakin, olgun tavrının hepimizi ne kadar etkilediğini de. O günden bu güne kariyerine üç dizi ve bir film ekleyen Boran'ın, karakteriyle samimiyetinden hiç taviz vermediğini de bilgisayarının ekranını bu röportaj için bana Ankara’daki lise odasından kocaman bir gülümsemeyle açtığında anlıyorum. Üç sene önce yıldızı parlayanlar listesine üst sıradan giriş yapmış bu oyuncunun, bugün GQ Men Of The Year töreninde Eşitlik Özel Ödülü’nün sahibi olmasına ise hiç şaşırmıyorum. 

 

 

 

Kendini tanımaktan geçen yol

Henüz kariyerinin çok başlarında beğendiği rolleri seçip, peşlerinden koşup, kendini kanıtlayarak almakla kalmayıp, oynadığı her rolün sonuna kadar hakkını veren bir oyuncu o. Ne istediğini bilen, bu isteği gerçekleştirmek için sadece yeteceğine güvenmeyip çok çalışacak kadar yetkin ve azimli. "Ben uzun bir süre, neyin içinde kendimi mutlu hissedeceğimi, neyle var olmak istediğimi aradıktan, yanlışları görerek deneyimledikten sonra kendim için doğru olan ve ilk günkü tutkuyla yapmaya devam ettiğim bu mesleğe başladım” diyor. Hem özel hayatında hem de mesleğinde en çok beslendiği şeylerden olan samimiyet ve dürüstlüğü hemen seziyorsunuz. Genç yaşta Ankaralı bir çocuk olarak, oyunculuk hayaliyle İstanbul’a konservatuarda okumaya gelmiş. Yeni şehre ayak uydurmanın, okulda hayatta kalmanın, hakkındaki önyargıları kırmanın kolay olmadığını tahmin etmek zor değil. Tutkuyla bağlandığı mesleğin aslında beraberinde cesaret kırıcı pek çok küçük detay getirdiğini de zamanla deneyimlemiş Boran. Başlangıçta karşılaştığı bu zorlukları daha sonra ‘oyunculuk sayesinde insanların kalplerinde ve zihinlerinde küçük de olsa bir kapı açabilmek’ inancıyla aşmış. Dört sene boyunca “Oyunculuk için tekrar tekrar inşa edildik” diyerek bahsettiği konservatuardan çıktığında ‘başkalarını kabullenmek’ yerine, ‘kendini olduğu gibi tanıyıp kabul etmenin’ değerini anlamış. Sektöre attığı ilk adımlarda karşısına çıkan klişe beklentilere ayak uydurmayı reddedişi de bundan. Beklentileri karşılamak yerine kendi inandığı yolu seçip eleştirilme pahasına da olsa o yolda yürümesi şu an sahip olduğu başarıyı bir üst seviyeye taşıyor. Aslında hayran olduğu mesleği icra ettiği bu zaman boyunca dolaylı yoldan da olsa, insanlara farklılıkları benimsemeyi, eşitliği ve hoşgörüyü aşılayan bir karakter karşımdaki. “Bizim işimizin doğasında; Antik Yunan döneminde ilk tiyatro kurulduğundan beri insanları anlamak, seyirciyle empati kurmak var. Türkiye gibi bir gözü batıya dönük ama kökleri doğuda uzayıp giden bir coğrafyada bu empatiyi kurabilmek için her daim gözlemlemeniz, önce kendinizi sonra etrafınızı çok iyi tanımanız gerekir” diyor. Oyunculuğunu merkezine oturttuğu empati ve anlayış duygularının karakteriyle bu kadar iyi örtüşmesi, mesleğinde bu denli hızlı ve başarılı bir ilerleyiş yakalamasının tesadüf olmadığın kanıtı. Konu farklılıklardan açılmışken, Eşitlik Özel Ödülü’nü alırken kurduğu “Bunu bir ödül değil, bir vesile olarak görüyorum” cümlesini hatırlıyorum. “Ben özgün olmanın, iyi bir hikaye anlatmanın gücüne inanıyorum. Ödül sayesinde bu konuların konuşulmasına olanak sağladığımızı düşünüyorum. Eşitlik sadece kadın erkek arasındaki bir mevzu değil artık. Ben her yerde eşitlik görüyorum. Bunu böyle görmeyen insanları da anlamakta zorlanıyorum” diye devam ederken, gözlerinde, verdiği mesajın gücü var. İçindeki boşlukları, hoşgörü ya da empati yerine karşısındakini farklı görüp dışlayarak doldurmaya çalışan zihniyetten şikayetçi. “Hepimizin hayatında var bazı kırılmalar, zorluklar. En klişe cümledir: Yargıladığın başına gelir. Gerçekten de öyledir. Sen başına geleni görebildiğin, kendi farkındalığına varabildiğinde içindeki eleştiriler herkese karşı bir farkındalığa dönüşür bence” derken farklılıkların kabul görmesinin sadece kendi sektöründe değil, hayatın her alanında ne kadar vazgeçilmez olduğunu anlatıyor. “Derin mevzulara girdik!” diye gülüşüyoruz. Tüm bunları büyük bir yerden söylemek gibi bir niyeti olmadığının, hem tecrübe hem de yaş olarak daha öğrenecek çok şeyi olduğunun altını çiziyor. Yaşıtlarına kıyasla sahip olduğu ağırbaşlılık ve konulara farklı açılardan bakabilme yeteneğinin kaynağını merak etmeden edemiyor insan. “Yaptığım iş bana bu konuları derinlemesine düşünme imkânı verdi. Bu konuda da elimden geldiği kadar okuyorum. Bizim mesleğimizde öğrenip gelişmenin sınırı yok” cümlesiyle, konuştuğumuz Zoom penceresinin ekranının kenarından gözüken 20 ciltlik Meydan Larousse serisi birleşince taşlar yerine oturuyor. 

 

 

Yazının tamamı GQ MOTY 2020 Özel Sayısında...

 

Eşitlik Özel Ödülü: Boran Kuzum


Yazı: @denizbulutsuz
Fotoğraf: @emredogru
Styling: @gunesguners
Kıyafet: @boss
_______

Genel Yayın Yönetmeni: @alitufankoc
Projeler Koordinatörü: @alarakap
Moda Direktörü: @gunesguners
Moda Editörü: @erkanaltunay
Prodüktör: @ahmedcayli
Fotoğraf Asistanları: @mratkahya @omerserifkuru İbrahim Erdal, Murat Demir
Moda Asistanı: @can.busenurz @hackanyildirim
Sanat Yönetmeni: @ovapu
Sanat Ekibi: Abdül Kerim Taşcı, @ttdamla
Prodüksiyon: @ppristanbul Melis Özçelik, Zeynep Altunkut
Prodüksiyon Asistanları: Demirhan Sander, Gökhan Özkan, Tayfun Keskin
Set Gripim: @setgripim
Makyaj: @samaraji
Saç: @aliyilanci
Saç Asistanı: @hamzasaraa

 

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası