Fotoğraflar: Koray Parlak
Bir limon bahçesinde, toprağı, suyu, hayvanları kendinden ayırmadan büyüdüğünü anlatırken şaşırmıyorum. Güneş burcunun toprak, ay burcunun su grubu olmasına da… ‘’ Toprak benim evim. Bunu biliyorum’’ diyerek yazdığı bir cümlelik romanın kapağında Nemrut Dağı, Anadolu Ovaları, giderek azalan suyun acı çığlığı ve her şeye rağmen başımızdan eksik olmayan bir güneş var.
1- Klip çalışmalarında ve sahnede, hikayeni anlatma formuna bakıyorum. Kültürüne ve doğasına sahip çıkma hikayesini sanatının bir parçasına dönüştüren birini görüyorum. "Doğana sahip çık" lafını bağırmadan, hatta söylemeden, hissettiriyorsun. Katılır mısın bu tespite?
Katılırım. Bunun görülür, hissedilir olması hoşuma gidiyor. Dikte etmeden farkındalık yaratmaya, ortak bir his ve bilinçte buluşturmaya çalışıyorum bizi. Dayatmamak, insanlara alan bırakmak, bir şeyleri farklı açılardan gösterebilmek ya da “başka” bir şekilde söylemek, çok önemli benim için. Kekeme bir çocuk olduğum için, bu “başka” şekilde söyleme konusu hep çok önemliydi. Kafayı takmıştım. “Nasıl başka türlü söyleyebilirim, nasıl değiştirebilirim algılarını, nasıl daha etkileyici olur bu kelimeler veya kelimeler tam olarak ne işe yarar?” Bunlar hep meselemdi. Müziğimde ve görsel dünyamda kodları var. Bunlar tesadüfi değil.
Nemrut dağı hep çok değerliydi, ancak onu özenle çekilmiş bir müzik videosu içerisinde, popüler bir müzik kanalında gösterdiğiniz zaman, kolektifteki etkisi bambaşka olabiliyor. Yeni bir bilinç yaratımı söz konusu olabiliyor. Bizler çok değerli topraklara doğduk. Havası, suyu, toprağı, tarihi ile bambaşka bir yer burası. Bu değerleri tam olarak anlayıp sindirip el üstünde tutmamız gerekiyor. Hepimizin yapabilecekleri var. Ufak ufak, bir yerden başlayabiliriz düşünmeye, değiştirmeye. Değişim bireysel hayatlarımızdan başlamalı.
2- Toprak ve su, anlattığın hikayelerin ana elementleri gibi. Bir müzisyen olarak toprak ve suyla kurduğun ilişkiyi merak ediyorum.
Toprağın, suyun ve ağacın içine doğdum. Erdemli’nin Tömük kasabasında, bir deniz kıyısında doğdum, büyüdüm. 18 yaşıma kadar toprakla, Akdeniz manzarasıyla yaşadım. Tarım ve narenciye üretiminin yoğun olarak yapıldığı yerler oralar. Mevsim dönüşlerinde filizin çiçeğe, çiçeğin meyveye dönüşümünü, bahçe sulamalarını, hasat ve toplama zamanlarını yıllar ve yıllarca takip ettim, daha doğrusu ben bizzat bunun içindeydim hep. Dedem çiftçiydi, onun narenciye bahçelerini sulardık büyüklerimle. O yüzden toprağı, suyu, hayvanları kendimden ayırmadan büyüdüm, büyütüldüm. Bu bağ müziğime, müzikle kurduğum ilişkiye de yansıyor elbette. Anlattığım hikayelere ve anlatma biçimime yansıyor.
Bizler doğadan, bu kaynaklardan ayrı değiliz. En basitinden, vücudumuzun büyük bir bölümü sudan yapılmışken, nasıl ayrı olabiliriz zaten? Bugün bu kaynakları kirlettiğimiz, sonuna kadar suiistimal ettiğimiz için, kolektif olarak mutsuzuz. Çağın mutsuzluğunu ilk olarak buralarda aramalı.
Bu arada güneş burcum toprak, ay burcum su grubu. Ek bilgi haha!
Devamı #GQİklimSayısı'nda. GQ Sonbahar 2021: İklim Sayısı, raflarda ve dijital platformlarda satışta.