Birçok fotoğrafta gördünüz onları. Bazen kızgın bir panda olarak, bazen rengarenk bir duvarda dünyalarını ve hayallerini haykırırken... Leo Lunatic, Mr. Hure, Met ve Repus’un, polis kovalamacalarından büyük markaların toplantı salonlarına uzanan başarı öyküsü bu.
LEO LUNATIC
“BANA SEN HİÇ KONUŞMUYORSUN DİYORLAR, E BOYUYORUM YA İŞTE!”
Konuşmayı hiç sevmiyor. Kelimelerin anlamlarından çok, harflerin yan yana geldiğinde nasıl göründüğüyle ilgilenecek kadar farklı bir kafada yaşıyor Leo. Adını sırf görsel olarak güzel göründüğü için seçmiş. Lunatic ise sonradan Leo’ya eklenmiş. Çünkü konuşmayı sevmeyen bu adam eline sprey boyaları aldığı zaman deliriyor ve “lunatic”, deli anlamına geliyor.
The Guardian’ın dünyanın en iyi 15 graffitisinden biri seçtiği “kızgın panda” karakteri, artık onunla özdeşleşmiş durumda. Leo’nun pandayı tercih etme sebeplerinden biri de utangaç bir hayvan olması. Kendisi de öyle. Arabistan’da doğmuş ve babasının işi gereği 12 yaşına kadar orada yaşamış. “Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti” diyen Orhan Pamuk misali, bir film izlemiş ve hayatı değişmiş. Çocukluğunda izlediği filmde gördüğü graffitici adamı kazımış aklına.
11 yaşında başladığı graffiti macerasında, boyaları biriktirdiği harçlıklarıyla güç bela alırmış. Boş duvarları ve muhtelif alanları gece yarıları el ayak çekildikten sonra boyama işine “illegal” deniyor graffiti jargonunda. Çünkü gerçekten de yasadışı. Polis tarafından çok kovalanmış Leo, hatta mahkemelere kadar taşınmış meseleler. Asmalımescit’te yine bir gece boyaması esnasında, tam toparlanıp gidecekken “Gel buraya!” ihtarıyla polisin yanına gitmek zorunda kalmış. “Tamam memur bey, bir daha olmaz” demeye kalmadan polis Leo’nun telefon numarasını isteyip evine graffiti yaptırmak istediğini söylemiş. Durun, nereden nereye demek için daha erken.
Şimdilerde önemli bir moda markası için tasarımlar yapıyor, jet sosyeteden isimler işyerlerinde ilham almak, ya da evlerine renk katmak için onu arıyor, büyük toplantı salonlarında “Leo bey” gibi tebessüm ettiren hitaplara bile maruz kalıyor. İyi insanlar zorlu günlerin intikamını başarılarıyla alıyor.
MET
“GRAFFİTİ SANAT MI DEĞİL Mİ DİYE TARTIŞIP DURSUNLAR, BEN ONLAR BANA SANATÇI DESİNLER DİYE BOYAMIYORUM.”
Eğlenceli kişiliğinin altında, pesimist bir ruh haline sahip MET. İçinde çok kavgası var. İnatçı ve hırslı. O da çocuk yaşlarda bu işe başlayanlardan. Çok sancılı dönemler yaşamış. En büyük tepki ailesinden gelmiş. Kuzenleri ODTÜ senin, Boğaziçi benim akademik şov yaparken, o elinde kutu, duvar boyuyormuş. Ailede kimsenin umudu yokmuş kendisinden. Fark edilmeye başlayıp da büyük markalar için duvar boyayan başarılı biri haline geldiğinde işler değişmiş tabii. O da başarıyla intikam alanlardan. Sadece babası her zaman destekçisi olmuş. Ailesinde tanıdığımız isimler de var. Twitter’daki Beyinsiz Adam karakteriyle tanınan, üç yıl önce GQ Men of the Year Ödülleri’nden Yılın İnternet Fenomeni seçilen Hakim Türkmen, kuzenlerinden biri.
Röportajı Karaköy’de yaptık. Onlar için “Karaköy’ü Karaköy yapan adamlar” tanımlamasını çok duydum. Sırf onların duvarları önünde fotoğraf çektirmek için bu semte gelen gençler var. Yeni boyadıkları duvarlardan fotoğraf paylaştıklarında “Orası neresi? Herkes keşfetmeden ilk ben fotoğraf çektirmeliyim” diye mesaj atanlar oluyormuş. Rekabete bakar mısınız? Tam karşımda MET’le özdeşleşmiş; sağ kanadı melek, sol kanadı şeytan kanadı olan “Choose your side” çalışması var. Röportaj boyunca bir sürü insan gelip önünde fotoğraf çektiriyor. İç dünyasına çok önem veriyor MET. İyiyi, kötüyü, vicdanı, yaşamı, ölümü çok sorguluyor. Çalışmalarında da bunu çok rahat görüyorsunuz.
2008’den beri dünyaca ünlü isimlerin de katıldığı uluslararası graffiti festivali Meeting of All Stars’ı organize eden isimlerden biri MET. Boyamadığı zamanlarda giyim markaları için tasarım yapıyor. “İnsanların üstünde hayallerimi görmek hoşuma gidiyor” diyor. Bu arada hepsinde bir motor tutkusu var. Demek ki sokak sanatı beraberinde başka ortak zevkler de getiriyor diye düşündürüyor insana.